Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kültürümüzde "Kul hakkı yemeyeceksin," diye temel bir ilke var ve sürekli konuşuluyor, ama çoğu kez hakkıyla yaşanmıyor. Doğan Cüceloğlu
Geliştiren aile sevgi ortamında yetişen çocuk iç dünyasından kopmuyor, koparılmaya zorlanmıyor. Çünkü onunla sohbet içinde konuşuluyor.
Reklam
İnan dostum kendini kandırmak, ne bileyim hey hey görünmek, yani karizmatik, önemli ya da önemsenmiş ve itibar gören... Popüler olmak, konuşuluyor olmak ya da gündemi belirliyor olmak...fark yaratmak…  Bütün bunlar çok kurmaca, sığ, yakışmayacak, basit şeyler... İnan dostum, şöyle kendi köşesinde "azıcık aşım ağrısız başım" tarzı bir hayat sürenlere imreniyorum. Gözlerden, dillerden uzak...  Ilık bir güneşe bakan sakin bir hayat... Şöyle kendi halinde, fark edilmeyen demek istiyorum. Dillerden, gözlerden uzak... Şöyle çok bilineyim, duyulayım, konuşulayım, fark edileyim, görüleyim kompleksinin olmadığı... Hani bazı insanlar vardır çoğumuz gördüğü, ama pek de önemsemediği... işte o önemsemedikleri nedenin parçası olmaktansa o önemsenmeyen insanlardan olmak... onlar beni büyülüyor. Gıpta ediyorum öylelerine... Biliyorum musun dostum, köyümde öyleleri var. Xafar, Mahmut, Kın'ân...Hani başkasına özenti derdini aşmış, tek derdi evine ekmeğini, davarına ot götürmek olan insanlar... Hani yüzüne dikkatle baktığında fark edilmediği, yer verilmediği için bunu dert etmeyen...bırakın dert etmeyi farkında bile olmayacak kadar yüce gönül sahibi insanlar... Yüceliğini alçakgönüllülüğünden alan, kendi nefsini küçük görmenin kendisine verdiği heybet... belki sıska, çelimsiz, zayıf, sakat, yalnız, rütbesiz, rolsüz... Allah bile tüm yüceliğine rağmen, rızasını öylelerini önemseyenlere bağışlayacağını söylüyorken bizim gibilerin, öylelerini gördüğünde kendi mevcudiyetine ancak onları küçük ve basit görerek varması ne kadar utanılası, değil mi?
“Kabuğumuzun altında neler uyuklamıyor ki? Uyanma ve kendini bulma, en azından bundan söz etme gücü gerekiyor. Bu dünyada fazlasıyla az konuşuluyor.”
Bitkilerin iletişim ve sosyalleşme sistemlerini çalışan araştırmacılar şimdi, yeni ve daha önce hayal edilmemiş teknolojik uygulamalar gelişeceğini ufukta görüyor. Bir süredir bitkiden esinlenmiş robotlardan konuşuluyor - gerçek bir plantoid nesli, yakında insandan esinlenilmiş (android denilen) robotları ve hayvandan esinlenilen robotları robotik evrimsel zincirde takip etmeye yazgılı. Bitkileri ekolojik denetim panoları olarak kullanma kapasitesine sahip ve kökler ile yapraklar tarafından sürekli olarak gözlenen parametreleri gerçek zamanlı olarak internet üzerinden erişilebilir kılan bitki temelli bir ağ kurulması için planlar da yolda; bu türden bir ağa “Greenternet” adını verdik. Yakında bitki interneti hepimiz için günlük yaşamın bir parçası haline gelebilir; böylece yaklaşan bir zehirli bulutun erken uyarısını, havamız ve toprağımızın kalitesi hakkında bilgiyi, gerçekleşmek üzere olan deprem ve çığların haberlerini alabileceğiz.
Kültürümüzde "Kul hakkı yemeyeceksin," diye temel bir ilke var ve sürekli konuşuluyor, ama çoğu kez hakkıyla yaşanmıyor.
Reklam
248 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
"Biz" kimiz?
Ben, sen, o, onlar... hepimiz Biz'iz. Bu kitap meşhur kara dörtlemenin kitaplarından biri. Kara dörtleme şöyle: 1. 1984 George Orwell 2. Fahrenheit 451 Ray Bradbury 3. Cesur Yeni Dünya Aldous Huxley 4. Biz Yevgeni Zamyatin Benim sıralamam yukarıdaki gibi. Dörtlemenin her kitabı çok güzeldi ama şu an da incelemesini yaptığımız Biz kitabı diğerlerinden daha enteresan bir havaya sahipti. Kitaba alışmak başlarda gerçekten zor oluyor çünkü garip bir bölüm yapısı var ve karakterlerin isimleri sayı, rakam, matematiksel işlem, nota, enstruman... (bazıları ironidir) Kitapta hoşuma giden şey kitaptaki ana karakterimizin biz okurlarla sürekli konuşması ve her olaya hakim olması. Karakter bir mühendis bu yüzden de zeki bir arkadaş kendisi. Mühendis olmasına rağmen şiir, edebiyat, felsefe, tarih gibi birçok alanda yorumlar yapıyor. Zaten karakter mühendis olduğu için baştan sona matematik konuşuluyor. Zamyatin okurla sürekli konuşan bir karakter yarattığı için rahatlıkla kendi devrinde olan olayları, karakterleri, grupları inceden inceye eleştirmiş. Bu da hoşuma giden bir şeydi. Genel olarak kitap güzel distopya sevenlerin okuması gereken bir kitap. Ama distopya sevmiyorsanız okumayın işkenceden farksız olur. Gidin Andy Weır filan okuyun. Daha çok keyif alırsınız. Hayırlı günler keyifli okumalar...
Biz
BizYevgeni İvanoviç Zamyatin · İthaki Yayınları · 20219,3bin okunma
Fakat nedense ırk, renk ve kültür ırkçılığı ve anti-semitizm konusunda gösterilen hassasiyet, iş İslâm'a ve Müslümanlara ve onların kutsal değerlerine saldırmaya gelince değişiyor. Modernitenin ve çağdaş medeniyetin alameti farikası kabul edilen çoğulculuk, İslâm söz konusu olduğunda bir anda sınırlarına ulaşıyor. Her şeye ve herkese müsamaha eden ileri sanayi toplumları, Müslüman topluluklar, İslâmi rükünler, dinî âdetler, başörtüsü, namaz, cami, sünnet, vb. söz konusu olduğunda çoğulculuğu, entegrasyonu, uyum yasalarını tartışmaya başlıyor. Yaşadıkları toplumlara vatandaş olarak katkı sunan, vergi ödeyen, aile kuran, istihdam yaratan, ticaret yapan, sanatsal ürün veren insanların temel hak ve özgürlükleri hak edip etmediği konuşuluyor.
Sayfa 242 - Küre Yayınları, 10. BaskıKitabı okudu
Bilinç yükseltme gruplarında ne konuşuluyor?
Ortalama bir ev kadını ve annenin yaptığı ağır bedensel işler, gerçek vajinal orgazmı hissedebilen birkaç kadına karşılık, hissetmiş numarası yapan pek çok kadının varlığı gibi her gün olup biten şeyler hakkında sadece konuşulması bile, gerçekleri örten yüceltilmiş efsane katmanlarının maskesini indirmeye yetmiştir. Kadınlar, kendi gruplarında daha önce "korunmuş" görünen kimi kadınların yaşamlarında çeşitli derecelerde açık şiddete maruz kaldıkları gerçeğiyle yüz yüze gelmişlerdir. Onlara tecavüz eden babalarla; vuran erkek arkadaşlarla; hamile olmadıkları halde kendilerine kürtaj yapan veya kazayla kendilerini kısırlaştıran doktorlarla; kendilerini baştan çıkardığını söylediklerinde onları akıl hastanelerine mahkum eden psikiyatrlarla; intihar eden veya bunu başaramadığı için kendisinden daha da çok nefret eden annelerle; cinsel isteklerine karşılık vermedikleri için işlerine son veren patronlarla ve işten ayrılmak için bu nedeni kişisel bulup bu ayrılışı zorunlu görmediği için kendilerine tazminat ödemeyen kurumlarla karşılaşmışlardır. Erkeklerin, kadınları kendi bakış açılarıyla görüp buna göre davrandıklarını ve bu bakışın içeriğini öğrenmişlerdir.
Sayfa 111 - Metis YayınlarıKitabı okudu
372 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Ben bu kitabın gerçekten böyle olduğunu zerre düşünmüyordum. Devlet adı altında o kadar güzel ve mükemmel konulara değinilmiş ki , sanki Soktratesle ve diğerleriyle ben muhabbet ediyormuş gibiydim. Bir sürü sorularımın cevaplarını aldım. İlk bölümden itibaren Sokrates ve yanındaki arkadaşları doğruluk üzerine tartışmalara girdiler. Sokrates, karşısına gelen soruları çürütmeye çalışıyor. Thrasymakhos, kitabın en ilgi çekici karakteridir. Zira Sokrates’in sürekli boş konuştuğunu, durmadan sadece ve sadece sorular sorduğunu ileri sürüyor. Alkış toplamak için felsefe yaptığını ve hiçbir faydası olmadığını dile getiriyor. İyilik mi, kötülük mü? Doğruluk mu, eğrilik mi? Kitap boyu aslında bunu tartışıp bunun üzerine konuşuluyor. Sokrates, kitapta genel olarak iyinin kötüden ve doğruluğun eğrilikten daha üstün olduğunu savunmuştur. Bunu sorular sorarak ispatlamıştır. Kötülük etmenin kötü adamın işi olduğunu, doğruluğun da eğrilikten daha kazançlı olduğunu söylemektedir. Burada örneği de şu şekilde vermektedir: “Bir adam haksızlık etse, yani gizli ya da açıkça, zorla eğrilik yoluna sapsa, bundan da zarar görmese, gene de beni eğriliğin doğruluktan daha kazançlı olduğuna inandıramaz.” Sokrates, önce doğrunun ne olduğunu öğrenmemiz gerektiğini, daha sonra da bunun iyilik olup olmadığını anlayabileceğimizi ileri sürmektedir. Öyle bir devlet kuruyor ki, o toplumun bir parçasından olmayı çok isterdim. Okurken sıkılmayacağınız, devlet çatısı altında bir çok konuyu ele alıp sorularınızın cevabını alacağınız çok güzel bir eser. İyi okumalar. Sevgiyle ve kitapla kalın
Devlet
DevletPlaton (Eflatun) · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201926,7bin okunma
Reklam
Burada, benim canıma bir kez kıymam meselesiyle suçlu olduğum konuşuluyor. Toplumun ölen vicdanı için kimler, ne zaman konuşacak? Canan F. ÇAVDAR-YARGILANMAYI UNUTAN TOPLUMLAR => tenakuzlar.com/yargilanmayi-un... (yeni.1000kitap.com/muh_fatmacanan)
Medyada istismar olaylarına yer verilme oranı için ne dersiniz? Her şey güllük gülistanlık gibi görünüyor. Kanallardaki programlara baktığınızda sanki ülkede bu tür sorunlar yokmuş gibi bir görüntü var. İfşa adına hiçbir şey yok. Televizyonda en son ne zaman cinsel istismar haberiyle karşılaştınız? Özellikle oturulup üzerine konuşulan ve çözüm yollan aranan programlarla karşılaşıyor musunuz? Konuşuluyor mu? Hayır...
“Oysa, herkes ondan söz eder, kimi kez kolayca da.” Bizde kimi kez değil sıklıkla kolayca konuşuluyor Hegel hakkında. Zira Hegel’in ismini telafuz etmek artık prestij sağlıyor. ........................... Jacqaues D’Hondt
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.