``Akşam olur mesafeler daralır
Yollar kilitlenir, sesler aydınlık
Bir rüzgâr eser ki türküyle ıslık
Dağlar geçit vermez yolcuya
Burası Anadolu’dur
Mektup yaz
Gün doğar, gün batar balam
Sen uzaksın
ne kadar çok asfalt dökülse de yollara
bir kız kötü yola düşer mutlaka
biri sevgilisini düşünür hayatın anlamı gibi
genelevde bir adam bir kadına
tüm cevap şıkları biraz da kendisiyken
buraya nasıl düştün diye sorar
meşhur ve yabancı mağazaları
kapıcı kızları süpürür geceleri
biri namusu kirlenmesin diye canını verir
gece morg bekçisi
M.H.P. davası devam ederken Mehmet Ali Ağca diye birisi İtalya'da papayı vuruyor. Dünya özellikle Hristiyan dünyası ayağı kalkıyor ve Ağca'nın arkasındaki gizli güçler aranmaya başlıyor.
Uğur Mumcu yazmış olduğu PAPA MAFYA ve AĞCA kitabında (sayfa 184- 185 - 186) Ağca'nın Türkeş'e yazdığı iddia edilen bir mektuptan bahsediliyor. Bu mektubun ele
Bir çeviri
Orhan Kemal, Fransızca çalışma işini de ciddiye almıştır. Anılarında
bahsetmemesine rağmen çeviri denemeleri de yapmıştır.
Paul Eluard’ın ülkemizde de çok bilinen bir şiirini Bursa Cezaevi’nde
şöyle çevirmiş:
Bir Tek Düşünce
Mektep defterimin üstüne
Rahlemin ne ağaçların üstüne
Kumun üstüne, karın üstüne
Adını yazdım.
Okunmuş,
"Saygı değer Papa Hazretleri, Diyanet İşleri Başkanımızı kabulünüz vesilesiyle, saygı ve muhabbetlerimi iletiyorum..."
●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●
Başlığı Siz Yazın... (Kaybettiğimiz İzzetimiz)
• Müslüman bir kadını esir alan Rum valisine bir mektup gönderen Abbasi Halifesi bu mektubunda aynen şöyle yazdı: “Müminlerin Emiri Mu’tasım Billah’tan Rumların köpeğine! Esir aldığın bacımı derhal serbest bırakmazsan sana öyle bir ordu hazırlıyorum ki, bir ucu burada (Bağdat) öteki ucu da orada (Amuriye) olacak!” (Mu'tasım, sözünü tuttu.)
• Abbasi halifesi Harun Reşid'e mektup yazan Bizans kralı Nikiforos, daha evvel Abbasilere verdikleri vergiyi artık vermeyeceğini söyledi ve onu tehdit etti. Bunun üzerine Harun Reşid, Bizans Kralı'na bir mektup yazdı:
“Rahman ve Rahim olan Allah´ın adıyla.
Mü'minlerin emiri Harun'dan Bizans köpeği Nikephoros'a!
Ey kafir kadının oğlu! Senin mektubunu okudum. Cevabım, duydukların değil, bizzat gördüklerin olacaktır, vesselam.”
Harun Reşid, mektubun hemen ardından 187 (803) yılında devasa bir orduyla Bizans üzerine yürüdü. Bu savaşta bizanslılar 40.700 asker ve 4.000 yük hayvanı kaybetmiş, imparatorun kendisi de üç kez yaralanmıştı.
Ve Harun Reşid, tam dört yıl boyunca durmadı. 190 yılına kadar devam eden seferlerde Herakleia (Ereğli), Iconium (Konya), Tyana (Tüvâne, Niğde) ele geçirildi ve Nikephoros’un barış isteği, hem kendi hem de oğlu adına cizye vermesi şartıyla kabul edildi.
İşte bu, kaybettiğimiz izzetimizdir.