Kopernik Prensibi
İkinci Dünya Savaşı sırasında müttefikler tarafından Almanların ürettikleri tankların sayısını hesaplamaya çalışırken ortaya çıkmıştı. Ele geçirilen tankların seri numaralarına dayalı olarak tamamen matematiksel tahminler Almanların her ay 246 tank ürettiklerini ileri sürerken oldukça geniş kapsamlı hava keşifleriyle elde edilen tahminlerin bu sayının daha çok 1400 civarında olduğunu ileri sürmekteydi. Savaştan sonra Alman kayıtlarından bu sayının 245 olduğu ortaya çıkacaktı.
Sayfa 208
Maddi, manevi veya sosyal herhangi bir konuyla ilgili fikirlerimizde, yeni gözlemler neticesinde baştan aşağı bir dönüşüm olduğunda, düşüncenin bu hareketine devrim derim. Şayet fikirler değişiyor veya kapsam kazanıyorsa, o da ilerlemedir. Örneğin Batlamyus'un sistemi astronomide bir ilerlemeydi, Kopernik'inki ise devrim olmuştur. Aynı şekilde 1789'da mücadele ve ilerleme olmuştur; devrim ise hak getire. Reform denemelerinin incelenmesi bunu ispatlayacaktır.
Reklam
Nihayet 1729 yıllında Bredly, güneş merkezili Kopernik sisteminde yaşadığımıza dair çok sağlam bir kanıt sundu. Ancak katolik kilisesi güneş merkezli sistemi anlatan kitapları 1758 yılına kadar yasaklamaya devam etti.
Bize ciddi, önemli, hem de çok önemli görünen şeyler, gün geçtikçe unutulacak ya da önemsiz görünecek. İşin ilginç yanı, gelecekte neyin önemli ve yüksek değerde, neyin zavallı ve gülünç sayılacağını bugünden hiç bilemeyişimiz. Geçmişte de Kopernik'in ya da sözgelimi Kolomb'un buluşları başlangıçta gereksiz, gülünç şeyler sayılmadı mı? Ya da herhangi bir ahmağın yazdığı zırvalar gerçek olarak görülmedi mi? Tıpkı bunun gibi, ola ki bize böylesine olağan görünen şimdiki yaşamımız da, gün gelecek tuhaf, yakışıksız, budalaca, pek de temiz olmayan ve hatta belki günahkâr bir yaşam sayılacak...
Sayfa 16 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
“Giordano Bruno”
Birkaç yüzyıl önce, 1600 yılında eski Dominikli rahip ve düşünür Giordano Bruno, Roma sokaklarında canlı canlı yakılmıştı. Kilise, onu küçük düşürmek amacıyla yakmadan önce baş aşağı asmış ve çırılçıplak soymuştu. Bruno’nun öğretisini böyle tehlikeli yapan neydi? Basit bir soru sormuştu: Dış uzayda yaşam var mıdır? Kopernik gibi o da Dünya’nın Güneş etrafında döndüğüne inanıyordu, fakat Kopernik’in aksine, dış uzayda bize benzer sayısız yaratık var olabileceğine inanmaktaydı. ( Dış uzayda milyarlarca aziz, Papa, kilise ve İsa bulunma olasılığını hesaba katmaktansa, onu basit bir şekilde yakmak, Kilise için daha uygun bir hareketti). Dört yüz yıl boyunca Bruno’nun hatırası bilim tarihçilerinin aklından çıkmamıştır. Fakat günümüzde, Bruno her bir kaç haftada intikam almaktadır. Ayda yaklaşık iki kere, uzaydaki bir yıldızın çevresinde dönen, Güneş sistemi dışı yeni bir gezegen keşfedilmektedir. Şu ana kadar uzaydaki başka yıldızların çevresinde dönen 250’den fazla gezegen belgelendirilmiştir. Bruno’nun Güneş sistemi dışı gezegenler konusundaki kehaneti haklı çıkmıştır. Fakat hala ortada kalan bir soru bulunmaktadır. Samanyolu galaksisi Güneş sistemi dışında gezegenlerle dolu olsa da, bunlardan kaç tanesi yaşamı destekleyebilir? Ve eğer uzayda zeki yaşam biçimleri varsa, bilim bunlar hakkında ne söyleyebilir?
Sayfa 143 - ODTÜ YayıncılıkKitabı okudu
De revolutionibus'un 1543'te yayımlanmasıyla başlayıp, 1687'deki Principia ve sonraki yüzyılın başlarındaki Opticks yapıtlatının görünür kıldığı Newton'ın senteziyle doruk noktasına ulaşan Bilimsel Devrim hakkında çok şey yazılıp çizildi. Tycho Brahe, Kepler, Galileo, Newton ve bu entelektüel başkaldırıda önemli rol oynamış diğerleri hakkında pek çok kitap yazıldı. Gelgelelim devrimi başlatan kişi hakkında nispeten az yazılıp çizildi, çünkü Bilimsel Devrimin diğer ileri gelenleri toplum yaşantısının içindeyken ve yeni bilimin tesisi için canla başla mücadele ederken, Kopernik hayatının büyük bölümünü dünyanın ücra bir köşesindeki münzevi bir rahip olarak geçirmişti.
Sayfa 303 - Alfa YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.