Temel kavramlarının değişebilir olması, bilimi yadsımak için bir kanıt değildir. Her yeni bilimsel kuram, öncellerinin sağlamış olduğu bilginin özünü korur ve bu öze katkı yapar. Bilim, eski kuramların yerine yenilerini koyarak ilerler.
Çağdaş Batı uygarlığı, gerek günlük felsefesi ve gerekse günlük yaşamın vazgeçilmezleri açısından, bilimsel kavramlara geçmişteki herhangi bir uygarlıktan çok daha fazla bağımlıdır.
Reklam
Kopernik Devrimi, teknik ve tarihsel sonuçları açısından, tüm bilim tarihindeki en göz kamaştırıcı evrelerden biridir.
Yeryüzündeki yurtlarının, yalnızca sonsuz sayıdaki yıldızlardan birinin çevresinde körce dolanan bir gezegen olduğuna inanan insanlar, kozmik düzendeki yerlerini, yeryuvarını eşi benzeri olmayan ve Tanrının yaratısının odağı olarak görmüş olan öncellerinden tümüyle farklı bir biçimde değerlendirmişlerdir. Bu nedenle, Kopernik Devrimi, Batı insanının değerleri algılayışındaki dönüşümün de bir parçasıdır.
Kopernik’in gezegenler kuramı ve ona eşlik eden Güneş merkezli evren kavrayışı, insanın evren ve Tanrı’yla ilişkisini etkiler gibi göründükleri için, ortaçağdan modern Batı toplumuna geçişte aracı olmuştur.
Kopernik’in De Revolutionibus (Göksel Kürelerin Dönüşleri Üzerine) adlı yapıtının 1543 yılında yayınlanmasından sonra insanın doğayı kavrayışı diğer alanlarda da köklü bir biçimde ve hızla değişmeye başlamıştır. Yaklaşık yüz elli yıl sonra, Newtoncu evren tasarımında doruğuna ulaşan bu yeniliklerin çoğu, Kopernik’in astronomi kuramının önceden kestirilemeyen yan ürünleri olmuştur.
Reklam
184 öğeden 101 ile 110 arasındakiler gösteriliyor.