Hacib'in, Oğuznâmelerin aksine (özellikle Dede Korkut Kitabı) kadına yönelik olumsuz genellemeleri çokça irdelenen bir konu. Türk dili ve düşüncesi açısından, Karahanlılar'ın İslâm ile tanışmalarından önceki çağlara ışık tutması, İslâmla birlikte Türk diline ve düşüncesine giren Arapça kavramların Türkçe karşılıklarını serdetmesi, hülasa kendi çağının insanının evreni kavrama usullerine yönelik önemli bilgiler içermesi, kadın ve kızlar hakkındaki ipe sapa gelmez sözlerini olumlamaz. Bu sözlerin ipe-sapa gelmemeleri, bu çağın nazarıyla bakıldığında ortaya çıkan bir tespit değil, çağları aşkın bir bakışın tespitidir. Zira Hacib siyasetnamesinde; erkeğin kadına bakışında ve kavrayışında, ne kümülatif töreye ne de dine uymayan habis sözler serdetmiştir. Eserin bu ibretlik/olumsuz yönü, onu Türk dilinin en mühim kaynaklarından biri olmaktan da beri kılmaz. Kıldığını öne sürenler -çoğunlukla- anakronik bakışa sahiptir ve kendi çağlarının cari akımlarına -feminizm gibi- yönelik usulsüz temayülleri tarihi kör topal okumalarına sebep olmaktadır.
Bir bardağı kırıyorsun. sonra kör topal bir şekilde tamir edip onun içerisinden aynı şekilde su içmeye çalışıyorsun ve suyu eskisi gibi içemediğin için sonunda cezasını yine bardağa kesiyorsun.
Reklam
İsyanlı Sükût
Gitmişti makama arz-ı hâl için 'Bey' dedi, yutkundu, eğdi başını. Bir azar yedi ki oldu o biçim.. 'Şey' dedi, yutkundu, eğdi başını. Kapıdan dört büklüm çıktı dışarı Gözler çakmak çakmak, benzi sapsarı... Bir baktı konağa alttan yukarı 'Vay' dedi, yutkundu, eğdi başını. Çekti ayakları kahveye vardı Açtı tabakasın,
Sevgili Refik, İhtimal sana fazla yazıyorum. Fakat ben bundan memnunum. Bulunduğum noktalardan sana doğru uçurduğum bu mektuplarla pervaz-ı evraktan oluşmuş ve bütün mesafeler boyunca sürekli maddi ve manevi bir bağ ile kendimi sana bağlı tutmak istiyorum. İletişimimizin bu gidişatı seni bunaltıyor mu? Geçen mektubumu Niğde’den yazmış ve o
SİMİT! SİMİT! TAZE GEVREK SİMİT! Yıl 1927... Balıkesir’de geniş bir avluya bakan sıra sıra odalardan meydana gelmiş, her odada bir ailenin oturduğu bir yer... Bir gün akşam karanlığında, bahçe kapısının eşiğinde bir şamata kopar... Üstleri başları lîme lîme olmuş iki kişi; gözleri bir bezle bağlı bir kör, bir kolu ve bir bacağı kopmuş tahta bir
"Zira hepimiz yaşamla bağını az ya da çok kaybetmiş, kör topal idare eden insanlarız."
Reklam
219 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.