Koray Ugur Erbaş
@koray_ugur
Mühendis/Subay
Y.lisans
Kocaeli
19 June
202 reader point
Joined on February 2018
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
"Analiz aydınlanmanın ve uygarlığın bir parçasıysa iyidir: Aptal kanıları sarstığı, doğal önyargıları çözümlediği ve otoritenin kuyusunu kazdığı sürece. Yani, kurtardığı, yonttuğu ve insanlaştırdığı sürece iyidir: Köleleri özgürlük için olgunlaştırır. Eyleme engel olduğu, yaşamı kökünden zedelediği ve onu biçimlendirmediği sürece de kötüdür. Analiz çok itici, bağlı olduğu ölüm denli itici olabilir; mezarın ve onun murdar anatomisininbir yandaşıdır."
Sayfa 276 - Can YayınlarKitabı okuyor
Onlar -ne yazık ki- vatanseverliği, kurulu düzeni korumak olarak algılamaya alışmışlardı.
Sayfa 192 - Can YayınlarıKitabı okuyor
"Ozanlar aşkı ve şarabı övmeli,
Ama erdemi daha da sık."
Sayfa 150Kitabı okuyor
Reader Follow Recommendations
Bazen düşünüyorum da, aslında hastalık ve ölüm o kadar ciddi şeyler değil, bir tür başıboşluk.
Sayfa 69Kitabı okuyor
Dünyada sadece iki tür müzik vardır; "iyi müzik" ve "pek o kadar da iyi olmayan müzik".
Sayfa 2Kitabı okuyor
Biz yoksuluz, ama çoğuz! Hiç onların eksilmesiyle, bizim eksilmemiz bir olur mu?
Sayfa 320Kitabı okudu
İnsan haksız bir iş görür de susar mı? Eğer susarsa, o insan mıdır?
Sayfa 157Kitabı okudu
Ülke gibi o da kapkaranlıktı. Neşesiz, durgun, izole bir hayatı vardı.
Sayfa 128
Olur mu böyle olur mu,
Kardeş kardeşi vurur mu,
Kahrolası diktatörler bu dünya size kalır mı?
Sayfa 50
Asıl suçlu günahı işleyen değil, karanlığı yaratandır.
"Sefiller" Ankara Devlet Tiyatrosu
Hiç bir şey yapmamak her seyi yapmaktır.
"Sefiller" Ankara Devlet Tiyatrosu
İkbal ve idam yakındır birbirine. İktidar ölüm getirir, mutlak iktidar ise mutlak ölüm getirir.
Sayfa 223Kitabı okudu
Kâfir diyârını gezdim beldeler kâşaneler gördüm,
Dolaştım İslam mülkünü, bütün virâneler gördüm
Sayfa 128Kitabı okudu
''birden rüzgar dindi, tüm yelkenler indi
yoğun bir hüzün çöktü her şeye,
ağırlığı hissettik, rastgele sözler ettik
sırf denizin sessizliği bozulsun diye.''
“direkler eğik, burnumuz batmış suya
insan düşmanının sillesinden kaçar ya,
soluğunu ensesinde duya duya
ve koşar başını hiç kaldırmadan,
gemi öyle koştu, rüzgâr öyle coştu
kaçtık güneye hiç durmadan.''
