Türkiye’nin Kore Savaşı’na katılması konusunda Türkçülerin objektif
olabildiklerini söylemek zordur. Zira savaş, Türkçülere göre, “idealize edilmiş bir Türk
tipi” için “kutsal” bir eylemdir. “Düğün”dür, olması gerekendir. Türkçülerin Kore
Savaşı’na bakış açıları da bu minval üzerinedir. Nejdet Sançar da bu konuya temas
etmekte ve Kore’ye gidecek ve orada kanını akıtacak olan Türk’ün, Sakarya’da kan
döken Türk kadar “millî kahraman” olduğunu söylemektedir. Çünkü bu savaş millî
menfaatler taşımaktadır ve bu sebeple de “mukaddes”tir. Savaş mukaddesse, savaşa
katılanlar da ya “şehit veya gazi” olacaklardır. Türkçüler, Kore’de ölen Türk
askerlerinin “şehit” sayılamayacaklarını iddia edenlere de bu sebeple, nerede ve kime
karşı olursa olsun savaşın kutsiyeti sebebiyle şiddetle karşı çıkmışlardır. Onlara göre,
“vatan için canını veren kahramanlar bu fedakârlıklarını memleketten uzak yerlerde
yaptıkları için şehit sayılmayacaklar da hayatlarını murdar şeflere harcayanlar mı şehit
sayılacaktı?” Bu sorunun cevabı, hayır olsa gerektir. Türkçüler için Kore Savaşı
kutsaldı, orada ölenler şehit sayılacaktı. Demek ki bu savaşta ülkenin çıkarı vardı.