Ne çok okunacak kitap var. Hergün listeye bir yenisi daha ekleniyor. Bazen ömrüm yetmeyecek diye düşünüyorum ve beklemenin anlamı yok diyorum. Bu sitenin bana kazandırdığı en güzel şey, dostlukların yanında, yeni kitaplar keşfetmek oldu. Unuttuğum, okumadığım, rafa kaldırdığım kitaplar. Evet işte onlardan biri daha.
Yıllardır ara verdiğim Aziz
''Baylar! Körebe oynamaktan ne zaman vazgeçeceksiniz? Vatanseverliği, halk sevgisini, kültürel gelişime sağladığınız katkıyı bağırarak anlatıyorsunuz. Kendiniz halk ve vatan için, kültür adına ne yaptınız,söyler misiniz? Bazıları utanmadan, inatla ve haince bir arsızlıkla bu ''değerli vatanı'' talan ediyor, ''sevgili halkını'' soyup soğana çeviriyor. Diğerleri bürolarda, yayınevlerinde aylak aylak vakit öldürüyor, okul ve üniversitelerde memur olarak çalışıyor. Ve bütün bunlar olurken ''sevgili halkı'' temsil eden milyonlarca insan maddi manevi çöküşe sürükleniyor, sakat kalıyor, içip kendini kaybediyor, kalpleri kin ve öfke doluyor. Halkın temel değerleri giderek yok oluyor.''
Bir Başkomser Nevzat romanını daha heyecanla okuyup bitirmenin mutluluğu ve aynı zamanda burukluğu içinde yazıyorum incelememi. (Uzun olacak ama konunun hassasiyeti nedeniyle bugün böyle olacak.) Bu kez diğer Ahmet Ümit romanlarından daha çok etkiledi beni Kırlangıç Çığlığı. Çünkü konu hepimizin, Türkiye'nin ve hatta dünyanın en çok konuştuğu
Ahraz gönlümü merhametsizlerin geleneksel körebe oyunlarından çektim .
Evime, güneye dönmeye karar verdim .O gün son plastikten bir kalp için bela okumaktan ağlamaktan ve ölmekten vazgeçtim.