Böyleleri as­ lında ölümden bile korkmazlar. Çünkü hiç bir adamcıl duyguları yoktur. Bunlar, ancak başkalarının korku­larıyla korkarlar, daha doğrusu korktuklarını sanırlar. O zaman bir şey yaptırabilirseniz, yaptırırsınız. Bunlar kendilerinde insan gibi korkma yeteneği olmadığını sezdiler mi... Korkunçtur.
Adam gibi adamları sevin diyorum. Bir adamın önce sesinde huzur, bakışlarında sıcaklık ve ellerinde şefkati arayın. Mükemmel olsun demiyorum, ama sevgiden önce onda mutlaka biraz da saygı arayın. Yanınıza yakıştığı kadar yakışsın yarınlarınıza. Gözlerinde güven, sözlerinde samimiyet ve yüreğinde sevgiyi fazlasıyla hissedeceğiniz adamlardan bahsediyorum. Yani kişiliğinde de şüphe götürmez bir güven arayın diyorum. Her türlü zorluk karşısında yılmayan, yıkılmayan, inandıklarından ve sevdiklerinden ayrılmayan adamlar hala yaşıyor bu topraklarda. Ne istediğini bilecek kadar, hiç de istemediği acılar ve anılar yaşayan kadınlara sesleniyorum. Bir gülü koklarken bile, gül incinmesin diye incelik gösteren yürekli adamları da artık görün diyorum. Çünkü bir adama yakışan ve adamlığa yakışan en güzel huydur merhamet. Çünkü o adamlar; yarım bırakmayı, yaralı bırakmayı, ağlatmayı ve aldatmayı sevmezler. Kaybetmemek için sevdiklerini, yanlış olana yüzlerini dönmezler. Korkmazlar sevdikleri uğruna değişmekten. Yani sizi kaybetmekten korktuğu kadar korkarlar sizi incitmekten. Ve gücünü sadece sizi korumak için kullanan bir adam arayın diyorum. O'na uzaktan her baktığınızda, yaralarınızı değil, yüreğinizde sevildiğinizi hissedin. Ve üstünüzden yıllar geçse bile, "iyi ki seni seçmişim, iyi ki seni sevmişim be adam" deyin.
Reklam
İnsanlar sevgi ilişkilerinde bir şeyler birbirine karıştığı ve korkutucu bir hale geldiği zaman sonun yakın olmasından korkarlar, ama durum böyle değildir.
Ayrıntı Yayınları
Tamda Bu Değil Mi?
Neden dünyanın en eski kitaplıkları gizli kitaplıklardır? İnsanlar gerçekte neden korkarlar? Binlerce yıldır saklanıp duran bilgilerin gün yüzüne çıkmasından mı? Araştırma ilerleme hiçbir güç durduramaz! Mısırlılar 4000 yıl önce tanrılarına gerçek varlıklar olarak düşünmüşlerdir.
Belki de en korkunç şiddet buydu: durmak. İnsan kaçarken başkasının, dururken kendi kanında boğulur. İnsanın kendine biçtiği cezadan daha acı dolu olanı yoktur. İnsanın kendine verdiği cezaların ilki, işlediği suçtur. Piçlerin suçunun bir adı vardır: hayat felci. İsteyerek felç geçiren insanlar dururlar ve her saniyesinde bin bir hareketin olduğu bir filmde donmuş tek kare olarak yaşarlar. Çünkü korkarlar. Geçmişten ve gelecekten korkarlar. Geçmiş ve geleceğin arasında sıkışmış olan piçler tek bir adım bile atamayacak hale gelirler. İki silindirin arasında bir karbon kağıdına dönüşürler.
Yirmi yıldan uzun süren meslek hayatım sırasında kadın ve erkekler mutlu bir dehşet ifadesiyle “Biriyle tanıştım -hiç niyetim yoktu, sadece kendi işime bakıyordum, etrafla ilgilenmiyordum- ve güm! Büyük harf B ile başlayan biriyle tanıştım. Şimdi ne yapacağım?” diyerek divanıma saklandılar. Yeni ilişkiyi beslemeye devam ettikçe, çökmeye başlarlar. Büzülürler, endişelenirler. Bu kişinin sevgisiyle ilgili bir kaygı mı taşırlar? Hayır. Korkarlar, çünkü tutkularının dalgalan altından ““ yükselen dazlak kafatasım görmeye başlarlar. Eyvah! Ne yapacaklar? Onlara bunun büyülü bir an olduğunu söylüyorum. Bu onlan pek yatıştırmıyor. Onlara şimdi harika bir şey göreceğimizi söylüyorum. Pek inanmıyorlar. Onlara beklemelerini söylüyorum, bunu yapabiliyorlar, ama zar zor. Ben daha analizlerimden yola çıkarak anlamadan önce, sevgi ilişkilerinin gemisi giderek daha hızlı yol alır. Kıyıya yanaşır ve onlar da siz ağzmızı bile açamadan hayatlarım kurtarmak için kaçışırlar ve analist olarak ben de araya bir iki kelime sokuşturmaya çalışarak yanlarında koşarım, bu arada, arkada kimin hoplayıp zıpladığım , tahmin edin bakalım?
Ayrıntı Yayınları
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.