Halil Korkmaz

Hitit kralları yaşarken tanrının temsilcisi, ölünce Tanrı oluyorlardı.
Tahta geçen krallar kendilerinden önce tahtta bulunan ölmüş babalarından ya da kardeşlerinden bahsederken "Babam / kardeşim Tanrı olduğu zaman" ifadesi kullanmaktaydı. Böylece Hitit Kralları dini otoriteyi kullanarak siyasi, askeri, toplumsal ve ekonomik alanlarda merkezi otoriteyi hakim kılıyorlardı.
Sayfa 19 - Çorum Belediyesi Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Hatapbaşı - Genç bir kız veya acar gelin yoksa aile reisi başa geçerdi.
İsa Emmi bir günlüğüne hatapbaşı olmama izin verdi. Omuzumda iki fotoğraf makinesi ve bir de Işıkölçerle ben zaten yeterince dikkat çekiyordum. Ayrıca Halet Çambel'i örnek alarak erkeksi giyinmeye önem veriyordum. Tabii bu arada dört, hatta beş saat hep aynı tempoda yürümenin ne kadar zor olduğunda çabuk anladım. Kısa süre sonra arkadan bir ses yükseldi "Güllü (Ulla) bu kadar hızlı yürüme, develer yorgunluktan yıkılacak!" Bunun üzerine biraz daha yavaş yürümem gerektiğini düşündüğümde: "Güllü (Ulla) bugün konağımıza varamayacak mıyız? "Daha hızlı yürü!" dendi.
Sayfa 22 - Kozan Belediyesi YayınlarıKitabı okudu
Bana göre göçte en zor olan çadırın her gün sökülüp yeniden kurulmasıydı
Çadır sabah saat dört civarında hava aydınlanmadan sökülürdü. Bunun nedeni İsa Emmi'nin bana anlattığına göre, develerin yakıcı sıcakta ağır yükleri taşımak zorunda kalmamalarıydı. Vaktinde uyanabilmek için bazı aileler bir horoz beslerdi. Bu horoz yalnız, bekar bir horozdu; ama tavuklar olmadan da gün doğmadan öterdi. Bizim horozumuz yoktu Ve bu nedenle de bir defasında uyuya kalmıştık. İsa Emmi ailesini hiddetle azarladı. Ben ise içten içe sevindim; çünkü bir defa günün ilk ışıklarında yola koyulmamanızın fotoğrafını çekebilecektim.
Sayfa 31 - Kozan Belediyesi YayınlarıKitabı okudu

Reader Follow Recommendations

See All
Her şeyin yeri vardı - Her çuvala onun için belirlenmiş eşya konurdu.
Herhangi bir olay olduğunda şahit olmak ve fotoğraf çekmek isteğiyle koşarak çadırdan dışarı çıkarken yazı malzeme mi oracoğa bırakıverirdim. Kısa bir süre sonra geri döndüğümde, her şey kadınlar tarafından ait olduğu yere konmuş olurdu. Bu durum benim onların düzenine uymayı öğrenmeme kadar devam etti. Bu davranışımdan dolayı bana hiçbir zaman sitemde bulunmadılar.
Sayfa 33 - Kozan Belediyesi YayınlarıKitabı okudu
Süs
Aklın süsü dil, dilin süsü söz, kişinin süsü gözdür.
Sayfa 361 - Everest YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Yalnızlığın ilacı ne kalabalık ne de aşktır
Sayfa 357 - Everest YayınlarıKitabı okuyor
Kazmaya başlamaktan hep Korkarım
Çünkü kimsenin toprağı temiz değildir.
Sayfa 355 - Everest YayınlarıKitabı okuyor
"Sen Aşil'in topuğu hikayesini bilir misin müdürüm?"
Antik Yunan mitolojisinde zamanın tanrıları tarafından bir tek ayak bileği dışında ölümsüz ve güçlü kılınan Aşil tam da oradan vurularak ölür.
Sayfa 354 - Everest YayınlarıKitabı okuyor
Hayat defterine girmiş hiç kimseyi silemezsin
Sayfa 346 - Everest YayınlarıKitabı okuyor
Görgü, para ile satın alınamayan tek zenginlik
Bak, cebinden para sarkan ne herifler dolmuş memlekete ama görgüsüzlükten yerlerde sürünüyorlar...
Sayfa 343 - Everest YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Meğer ben babamın hâlâ seviyormuşum
"Hani biri kaybolur gider de sen buna rağmen onun odasını olduğu gibi yıllarca korur bozmazsın ya... Öyle yapmışım ben..." "Bilmez miyim? Sevgilin terk ettiğinde bazen yıllarca kalbindeki odasını boş tutarsın mesela..."
Sayfa 320 - Everest YayınlarıKitabı okuyor
Fetihten sonra Fatih'in Ayasofya'yı ziyareti
Binayı ziyaret edenler bu acayip sanat eserlerine ve harikasına hayret ederler. Merkezine mukabil kubbede daireliği veren garenk süslerle bir adem suretini (İsal resmetmişler ki her ne taraftan gözlense o taraftan suretini görmek mümkündür. Cihan padişahı bu acayip ve garip san'atları seyrettikten sonra binanın her tarafını dolaşıp kubbeye çıktı. Binanın harap vaziyetini görüp hakikatine bak vâkıf oldu. Geri kalan teferruatla uğraşmadı. Ve divanın toplanmasını emretti. Divana kafir esirlerinden bölük bölük getirildiler. Kiminin saklanması kimininde boynunun vurulması emrolundu.
Sayfa 56 - Tercüman YayınlarıKitabı okudu
İstanbul'un fethinde, Türklere karşı Bizans'ın durumu
Aslan olursa bir kişi bir şare neylesin? (Bir kişi aslan da olsa bir kaleye karşı ne yapabilir?)
Sayfa 51 - Tercüman YayınlarıKitabı okudu
Arnavutluk'un işgali ve tecavüzler
Kafir bugüne kadar, müslümanlara çok zarar vermişti. Bu sebepten çok sert davranıldı. Güzel kızlardan ve gürbüz oğlanlardan esirler alındı. Beyt: Şu huriler ki çadırda görenler / Bedihi hükmederdi kim cihandır / Koyup koynuma yattık da göreydin / Sanaydın bir bedende iki candır / Şol oğlanlar ki ondan ileri hüsn / Olur derlerse vallahi yalandır / Bu güzel mahlukların yüzüne bakan hayran olurdu. Her birini üçer dörder yüz akçeye verirlerdi. Ayrıca gayet besili sığırlar dörder beşer akçe olup, koçlar ikişer akçeye alınırdı. Her çadır ve her meydan mal ve ganimetle doldu taştı. (Bedihi - Belli Cinan - Cennetler Hüsn - Yüz, surat)
Sayfa 121 - Tercüman YayınlarıKitabı okudu
4,276 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.