Bir İsmet Özel klasiği ile başlamak istedim değerlendirmeme. Bir çoğumuz için ölüm düşüncesi, üzerimden öteleyim de nereye giderse gitsin dediğimiz bir sinek savurması gibidir. Beni ısırmasın aman. Neden kaçarız ölümden? Yahut nereye kadar kaçabiliriz? Keşke paradoks sorular olsaydı bunlar. En azından içinden çıkamaz, kalırdık öylece. Korku ve endişe, dünya hayatına duyulan hayranlık, ben sevgisi, mal ve mülk sevgisi ölümü bizden kaçırmaya yeter de artar bile. Ancak kacabileceğimiz yer yok. Dönüp dolaşıp kendimize ve nefesimize dönüyoruz. Çünkü ne beden ne de ruh bizim şahsi kullanımımıza sunulmuş araçlar değil. Her biri amaçlarımız için bize emanet. Amaç ne? Öteye yani hayran hayran baktığımız o sonsuz aleme yönelik dünyada yapıp ettiklerimiz. Sonucu gören varsa söylesin. Ben bilmiyorum. Dastur, meseleyi hem filozofların hem de dinlerin yaklaşımı ile ele almış. Çok da güzel olmuş. Kısa ve öz değerlendirmelerle ölüme karşı duruşunuzu size hatırlatacak ve sorgulatacak bir kitap. Tavsiye ediyorum. Ölümle yüzleşmeye ne kadar hazırsınız? Okumaya başlamadan cevabınızı hazırlayın.