352 syf.
·
Not rated
Bir zamanlar… Bizler…
Bozkır-göçebe toplulukları daha iyi anlamama bu kitap yardımcı oldu. Bu toplulukların günümüzde hangi etnisitelere karşılık geldiklerini kesin olarak tespit etmek zor ve hassas bir konu olsa da, bu gibi hususlar, bilimsel çalışmalarla ele alınmaya elbette müsait. Bozkır-göçebe topluluklar (örneğin Orta Asya’daki Türkler), yerleşik medeniyetler
Kök Tengri'nin Çocukları
Kök Tengri'nin ÇocuklarıAhmet Taşağıl · Bilge Kültür Sanat · 2020876 okunma
74 syf.
6/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 21 days
On İki Hayvanlı Türk Takvimi'ne göre Yalpağan Yılı'nda olduğumuzun şerefine değerli arkadaşım Emre Bozkuş tarafından hazırlanan Fantastik Öykü ve Resim Seçkisine hoş geldiniz! Hazırladığı öykü ve resim seçkisine ad vermede yerli bir ad yerine Yerdeniz serisindeki yalpağanın adı seçerek Ursula Kroeber Le Guin'in eserlerine olan
ORM 1 Fantastik Öykü ve Resim Seçkisi
ORM 1 Fantastik Öykü ve Resim SeçkisiKolektif · Metinlerarası Yayınları · 20243 okunma
Reklam
Kitlesel göç haklı olsa da olmasa da korku ya da nefret uyandırır, çünkü Batı Roma İmparatorluğu tarihinin açıkça gösterdiği üzere dünyayı tersyüz etme gücüne sahiptir.
Sayfa 63 - Kronik Yayıncılık - 1.BaskıKitabı okuyor
"Ur'a Ağıt", bazı akademisyenler tarafından Eski Ahit'teki Ağıtlar Kitabı'na benzetilmişti. Akademisyenlerin birbirinden farklı çivi yazılı tabletlerden bir araya getirdikleri bu coskulu eserde Tanrıça, Ningal şehri için göz yaşı döker: "Çanak çömlek değil de ölüler kaplamıştı kapıları. Aralandı surlar; yığıldı
Korsanlar, bir çocuğun kafasını uçurur ve vücudunun yan kesimlerini boylu boyunca keserler... Peki, bunca şiddetin açıklaması ne olabilir? Hem de bu denli uzak topraklarda. Dönemin tanıklarının özellikle mühtedilere atfettikleri şiddet sevdasının da bir uzantısı mıdır bu? Osmanlı İmparatorluğu'nun savaşın her şeyi mubah kıldığı gerekçesiyle uyguladığı şiddetin bir açıklaması vardır elbette. Her savaşta olduğu gibi savaşın gereğinden ziyade, bu Osmanlı'nın ilerlediği topraklarda uyguladığı korku siyasetinin bir parçasıdır. Moğolların artlarında bıraktıkları kafatası tepeleri gibi Osmanlı'nın da benzer görsel şiddet örneklerini "ibret-i âlem" babında ardında bırakması da bunu çağrıştırır. Korkunun ordudan önce fethedilecek bölgeye ulaşması pek çok kalenin vira yoluyla, yani anahtar teslimiyle ele geçirilmesi demektir. Bu da cephane, levazım ve daha pek çok savaş gerecinin boşa harcanmaması anlamına gelir. Ama burada, merkezden ve hatta periferiden dahi böylesine uzak bir toprakta, bu şiddet ne şekilde açıklanabilir? Anlatının içerdiği abartıyı da hesaba katmak gerekir elbette.
Sayfa 253Kitabı okudu
Herkes mabadından korkuyor. Nasıl bir korku imparatorluğu yaratıldıysa!
Reklam
505 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.