Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz: “–Hayır, bilâkis o gün siz çok olacaksınız. Lâkin sizler, bir selin getirip yığdığı çer-çöpler gibi hiçbir ağırlığı olmayan kimseler durumunda olacaksınız. Allah, düşmanlarınızın kalbinden size karşı korku duygusunu çıkaracak ve sizin kalplerinize zaafı atacak!” buyurdular. “–Zaaf da nedir, ey Allâh’ın Rasûlü?” denildi. “–Dünya sevgisi ve ölümden hoşlanmama duygusu!” buyurdular. (Ebû Dâvûd, Melâhim, 5/4297; Ahmed, V, 278)
Güzel bir kızın muhteşem sevgisi, Sadık, dürüst bir adamın sevgisi Ve korku nedir bilmeyen bir bebeğin sevgisi. Zamanın başlangıcından beri hep vardı. Ama en harika sevgi, Sevgilerin sevgisi Anne sevgisinden bile büyük olan sevgi Körkütük bir sarhoşun diğerine duyduğu Sınırsız, yumuşacık ve tutkulu sevgidir.
Reklam
Güzel bir kızın muhteşem sevgisi, Sadık, dürüst bir adamın sevgisi Ve korku nedir bilmeyen bir bebeğin sevgisi. Zamanın başlangıcından beri hep vardı. Ama en harika sevgi, Sevgilerin sevgisi Anne sevgisinden bile büyük olan sevgi Körkütük bir sarhoşun diğerine duyduğu Sınırsız, yumuşacık ve tutkulu sevgidir.
çöl insanları korku nedir bilmezlerdi.
464 syf.
·
Puan vermedi
Kendini bir rehine krizinin yanlış tarafında bulunca, hamile olan cinayet masası detektifi Jane Rizzoli, hayatının en mutlu saatleri olabilecek süreçte kendini tam bir kâbusun ortasında bulur. İsimsiz, güzel bir kadın, morga ceset olarak getirilir. Fakat Boston'lu tıp uzmanı Maura Isles ceset torbasını açıp baktığında, unutamayacağı bir korku yaşar: Ceset gözlerini açar! Hâlâ hayatta olan kadın hastaneye yetiştirilir, ama tuhaflıklar çok geçmeden ölümcüllüğe dönüşür. Kadın, son derece soğukkanlı bir şekilde güvenlik görevlisini öldürerek hastaları rehin alır… Aralarından biri hamile cinayet detektifi Jane Rizzoli'dir. Bu şiddet eğilimli, çaresiz ruh kimdir ve istediği nedir? Gergin saatler ilerlerken Maura, Jane'in kocası FBI ajanı Gabriel Dean'le işbirliği yaparak gizemli katilin kimliğini araştırmaya başlar. Federal ajanlar aniden ortaya çıkınca, Maura ve Gabriel sıradan bir rehine krizinden çok daha derinlere uzanan bir olayla karşı karşıya olduklarını anlarlar. Bu gizemin anahtarını sadece silahlı çılgın kadınla kapana kısılmış olan Rizzoli elinde tutmaktadır... Tabii eğer hayatta kalırsa.
Siliniş
SilinişTess Gerritsen · Martı Yayınları · 20145,4bin okunma
90 syf.
8/10 puan verdi
Ruh bedenden önce ölebilir mi?
İsteyen direkt ana hikayenin incelemesine geçebilir. Kitabı ilk açtığımda 23 sayfalık bir önsöz beni karşıladı. Her sayfasını düşünerek okuduğum keyifli bir önsöz. Hatta birçok alıntıyı buradan seçtim. Kitabın Geri kalanını okurken derinliği hissetmemde çok faydası oldu. Ardından 11 sayfalık trajedi hakkında bir komedi oyunu var. Bu da önsöz
Bir İdam Mahkûmunun Son Günü
Bir İdam Mahkûmunun Son GünüVictor Hugo · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022119,7bin okunma
Reklam
Bir Şaman’a sormuşlar ; “Zehir nedir? “ diye. “İhtiyacımızdan fazla olan her şey zehirdir!” demiş. Bu güç de olabilir, tembellik de. Yiyecek, ego, hırs, ihtiras, kendini beğenmişlik, kıskançlık, korku, öfke, nefret, hatta iyi niyet bile…
Sayfa 345
- İşte biz de savaşçılarımızı seçerken, onları müzik ve jimnastikle yetiştirirken, yaptığımız işi buna benzeterek düşün. İstediğimiz şey nedir? Yüne işleyen boya gibi, kanunlar da savaşçıların içlerine işlesin. Tabiatları ve gördükleri eğitimin iyiliği dolayısıyla neden korkup, neden korkmayacakları üzerinde sarsılmaz bir inançları olsun ve renkleri, bütün sodalardan ve sabunlardan daha soldurucu olan acı, korku, hırs gibi hallerde uçup gitmesin. İşte korkulacak ve korkulmayacak şeyler üstüne, kanunlara uygun olarak, beslediğimiz inancın sarsılmazlığına yiğitlik diyorum
Reklam
Yağmur ha yağdı ha yağacak. İncecik bir çisenti yokluyor boşluğunu insan yüreğinin. Hüznün bütün koşulları hazır. Nedenini bilmediğim bir keder akıyor damarlarımdan. Kalbimin üstünde binlerce bıçak ağzı, yüzüm ömrümün atlası, düzlükleri bunaltı, yükseklikleri korku, uçurumları yıkıntılarımla dolu bir engebeler atlası. ... Yaşama sevinci adına bir tutamağım kalmadı Ömür Hanım. Bir garip boşlukta çiviliyim günlerdir gözbebeklerimden. Sahi nedir yaşamın anlamı? Geriye dönüyorum sık sık yanıt aramak adına, yüreğimin silik izler bırakıp, ağır yükler aldığı zamanın derin denizlerine. Bakıyorum.
Şükrü Erbaş
Şükrü Erbaş
Nedir acaba hayata bağlayan beni? Merak? Korku? Sevgi? Hangisi? Hangisi?
Öyleyken, hayvanca bir unutkanlıktan mı, Yoksa korkakça bir dürüstlükten mi nedir, Fazla ölçüp biçiyorum yapacağım işleri. Kılı kırk yaran bu duraklamanın, Dörtte biri akıl, dörtte üçü korku.
Sayfa 116Kitabı okudu
Resim