ulfeeetpkgz

128 syf.
·
Puan vermedi
·
101 günde okudu
Topluma uyumsuz bir karakterin maskelerle sürdürdüğü bir hayatı okuduk. Sabit bir karaktere sokamadığımız kitap karakterleri bana çekici geliyor olsa da onlarla bağ kuramıyorum. Bu yüzden hafızamdan çabucak silinip gidiyor. Kitabı okuyalı belki 2 3 ay oldu fakat karakterin uyumsuzlukları yaşadığı bom boş ve sefil hayatı onlarca başarısız intihar girişimden spesifik bir şeyler aklımda kalmamış. Genel hatlarıyla bir olay örgüsü var sadece. Ama kitap akıcı hızla okunuyor. Altını çizdiğim cümlelerim de var elbette. Fakat Japon klasiklerinde Ömer Hayyam ile karşılaşmak beni şaşırttı belki de kitapta en çok hoşuma giden detay da bu oldu.
İnsanlığımı Yitirirken
İnsanlığımı YitirirkenOsamu Dazai · İthaki Yayınları · 202334,6bin okunma
Reklam
374 syf.
·
Puan vermedi
”Eğer içinde bir yara açtıysam, bu sadece senin değil, benim de yaramdır.”
Haruki Murakami’nin okuduğum ilk kitabı.. Kitap; artık 37 yaşında olan, baş karakter “Vatanabe”nin bir yolculuk sırasında Beatles’in “Norwegian Wood” şarkısını duymasıyla başlar. Bu parça aynı zamanda kitabın İngilizce adı. Biz, duyduğu müzikle geçmişe düşünsel bir yolculuk yapan karakterin eşlikçileri oluyoruz. Beni rahatsız eden hatta o bölümleri geçerek okuduğum bir cinsellik. Aykırı çiftlerin cinselliği, yaş uçurumu, hatta bir çocuk ve yetişkin erotizmi. Bu kitapta gerçekten bunlar beni çok rahatsız etti. Midori karakterine bir o kadar katlanamadım. Nagasava ve Hatsumi yan karakterler olmasına rağmen Kitabın baş kahramanlarından daha çok ilgimi çekti. Haruki Murakami’yi birine önerir miyim bilmiyorum. Sahilde Kafka’yı da okuyup kararımı vereceğim.
İmkansızın Şarkısı
İmkansızın ŞarkısıHaruki Murakami · Doğan Kitap · 201810,8bin okunma
125 syf.
·
Puan vermedi
''Biz onlara benzemeyiz. Niye mi?”
''Biz onlara benzemeyiz. Niye mi? Çünkü, çünkü yanımda sen varsın, beni kollarsın, senin için de ben varım. Niyesi bu işte...'' Fareler ve İnsanlar beni gerçekten etkileyen kitaplardan biri oldu. Kısacık ama hikayesiyle insanı içine çeken soluksuz okunan kitaplardan. İki insanın ortak bir umutta var olmalarının ne demek olduğunu birlikte yol almayı koruyup kollarken dostluğun güzelliğini hissettim okurken ve sonuyla birlikte bu yolda ilerlemek imkansız hale geldiğinde yapılan eylemin; karşındakine yapılan fedakarlık mı, acımasızlık mı, yoksa bunun insanın karşısındakine değil de kendine yaptığı bir iyilik mi, umudunu kaybeden insanların her şeyi kaybetmeyi göze alması mı? . . insanı hayata motive eden şey umutsa ve insan ortak bir umudu paylaşabileceği birini bulduysa yine de en kötü olasılığı düşünüp en güzelini yaşamaya çabalarsa ve bunu tuttuğu eli bırakmadan yaparsa, bundan daha anlamlı bir şey var mıdır acaba..
Fareler ve İnsanlar
Fareler ve İnsanlarJohn Steinbeck · Sel Yayıncılık · 2023173,1bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
112 syf.
·
Puan vermedi
..İşleneceğini herkesin bildiği bir cinayetin öyküsü..
Nasıl olur ya diyerek okuduğum sarsıcı bir öykü; Kırmızı Pazartesi. Bir insan nasıl göz göre göre öldürülür, insanlar nasıl ‘lütfen bizi durdurun engel olun’ diye sessiz çığlıklar atarak katil olur. Ve herkes her şeyi bilirken nasıl bu kadar susabilirler. Sorularıyla kapattım kitabı. Her şeyi bilmenize rağmen tekrar tekrar izlediğiniz bazı baş yapıt filmler olur ya işte bu kitap tam olarak o tatta. Her şeyin belli olduğu bir kurguyu o kadar heyecanla okumak insanı şaşırtıyor. Marquez çok başarılı bir şekilde yapmış bunu. Bu kısacık öykü üzerine uzun soluklu sohbetler yapabilirim. Zaten kitaptaki toplumun sosyokültürel yapısı bizim toplumumuza çok benzer, yabancısı olmadığımız bir namus cinayeti.
Kırmızı Pazartesi
Kırmızı PazartesiGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 202178,2bin okunma
382 syf.
·
Puan vermedi
Düşün Hayri İrdal, düşün Aziz dostum bu ne sözdür..? Bu demektir ki, iyi ayarlanmış bir saat, bir saniyeyi bile ziyan etmez..! Halbuki biz ne yapıyoruz..? Bütün şehir ve memleket ne yapıyor..? Ayarı bozuk saatlerimizle yarı vaktimizi kaybediyoruz. Herkes günde saat başına bir saniye kaybetse, saatte on sekiz milyon saniye kaybederiz. Günün asıl faydalı kısmını on saat addetsek, yüz seksen milyon saniye eder. Bir günde yüz seksen milyon saniye yani üç milyon dakika: bu demektir ki, günde elli bin saat kaybediyoruz . Hesap et artık senede kaç insanın ömrü birden kaybolur. Halbuki bu on sekiz milyonun yarısının saati yoktur; ve mevcut saatlerin çoğu da işlemez. İçlerinde yarım saat, bir saat gecikenler vardır. Çıldırtıcı bir kayıp! . . Bu aralar hep beni gerçekten çok etkileyen kitaplar okuyorum. 21. Ve 22. Sayfalardaki özgürlükle ilgili kısımı buraya yazmak çok uzun olacak ama unutmamak İçin not olarak ekleyeyim. Saatleri Ayarlama Enstitüsü, Türk insanının modernleşirken yaşadığı sancılardan, değişimlerin bireyden topluma nasıl ilerlediğinden, doğuyla batı arasında kalmışlığından ve bu arada kalmışlığın bocalamasından; saat, zaman ve insan’dan hareket ederek sembolik bir dille söz ediyor. Kitabın dili ilk anda ağır gibi gelsede okudukça akıcı ve keyifli bir üslup, Hayri İrdal gibi çok orijinal bir karakterin ağzından size eşlik ediyor. Ben bu kitabı çok beğendim. Tavsiyemdir, okuyalım, okutalım.
Saatleri Ayarlama Enstitüsü
Saatleri Ayarlama EnstitüsüAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 202342bin okunma
Reklam
102 syf.
·
Puan vermedi
“Ta beşikten mezara dolandırıldığımızı biliyoruz. Yine de yaşamayı sürdürüyoruz." “Sen yalnızca inci alıcılarına meydan okumadın. Bütün bir yapıya, bütün yaşam biçimine meydan okudun.” . . “Steinbeck, İflasların birbirini izlediği işsizliğin, parasızlığın, açlığın kol gezdiği, insan oğlunun umudunun var olma direncinin seyreldiği bir tarih anında olanca görkemiyle gerçek umudun türküsünü söylemiştir. Tozpembe olmayan gerçekçi umudun. Onun güncelliğini yitirmemesinin bir açıklaması da bu olabilir.” Diyor Tomris Uyar. Fareler ve İnsanlar’dan sonra İnci’yi okurken de bu yerinde haklılığa şahit oldum.
İnci
İnciJohn Steinbeck · Sel Yayıncılık · 202338bin okunma
279 syf.
·
Puan vermedi
..“Yaşam, gecenin konusudur.”
Cehenneme övgü; farkındalık oluşturmak, farklı bir bakış açısı görmek, düşünmek, vurucu cümlelerle karşılaşmak.. adına güzel bir deneme kitabı. Uzun süreye yaydığım bir okuma oldu benim için. Bir çok yerin altını çizdim kimisine katıldım kimisine ya bu saçma bence diyip kendimce neden saçma bulduğuma dair düşündüm. Böyle düşünürken kitabın ilk alıntısı olan “ İşin saçma tarafı, en saçmasını bile filozofun birinin çoktan söylemiş olması” Cicero. Benim en vurucu cümlem oldu. Gece, cehennem, sessizlik,delilik,seçmeme özgürlüğü, homo sapiens Blues, sihirli an, ah Mine aşk ve çocuğa bakış açısına değindiği bölümleri bir tık daha fazla beğendim. Bu kitabı çok sevebilirsiniz ya da sinir olabilirsiniz; ama kayıtsız kalmayın diyor arka kapakta ben de buna katılıyorum. Öyle çok özgün vayy beee diyeceğiniz bir kitap değil. Değindiği konular günlük hayatımızdan totaliterizm eleştirileri. Ama ben yazarın bakış açısını beğendim. Farklı bir şeyler okumak isterseniz Cehenneme Övgü’yü okuyabilirsiniz.
Cehenneme Övgü
Cehenneme ÖvgüGündüz Vassaf · İletişim Yayınları · 202010bin okunma
335 syf.
·
Puan vermedi
Herkesin ve hiç kimsenin kitabı
Çok şey hissettiğim, çok yerin altını çizdiğim, çok düşündüğüm, çok anlamlandırdığım bir kitap oldu Zerdüşt. Ama gel gör ki öğretisi çok ağır içinde kendinizi bir hiçlikte kaybediyorsunuz. . . Bu dünyayı olduğu gibi kabul edip başka bir ideal dünya arama, dünyanın anlamı Tanrıda veya Ahlakta değil, insanın kendi içindedir. İnsan bu dünyaya dönük olup gücü kendinde aramalı güç istenciyle üstinsan olma yolunda olmalıdır. Tapılan, tapınılan her şeyden kurtul diyor zerdüşt. “Ah dostum! İnsan aşılması gereken bir şeydir.” Okurken karşılaştığım her karakter o kadar farklıydı ki, metaforları, insanı ilgilendiren her konuya değinirken ki kullandığı dil, kimi zaman düz yazı kimi zaman şiir okuyormuş hatta bir tık öteye götürüp ben kutsal bir kitap okuyormuşum gibi hissettim diyebilirim. Ne söylesem eksik kalacak. Bir kitaptan çok daha fazlası. . . Ben hiç Nietzche okumadım ne okuyayım nerden başlayayım dediğimde bana bu kitabı öneren, Doğubatı yayınlarından al diyip, oku bakalım zaten hiçbir şey anlamayacaksın diyen hiçkimseye teşekkür ediyorum.
Böyle Söyledi Zerdüşt
Böyle Söyledi ZerdüştFriedrich Nietzsche · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202038,1bin okunma
410 syf.
·
Puan vermedi
Ve Dağlar Yankılandı yazarın okuduğum üçüncü kitabı. Uçurtma Avcısı ya da Bin Muhteşem Güneş kadar beğenmedim. Abdullah ve Peri’nin hikayesi çevresinde bir sürü karakter okuyoruz ve hiçbir bağlantı kuramadan havada kalıyor. Mesela Adel’e (uyuşturucu baron konutanın oğlu) ne oldu biz o kadar ayrıntıyı neden okuduk. En çok Nebi’nin mektubunu okurken keyif aldım. Peri karakterine bir türlü ısınamadım zaten. Nila Wahdati’nin olduğu kısımları beğenerek okudum. Ama genel olarak çıtır çerez okuduktan sonra unutulan kitaplardan.
Ve Dağlar Yankılandı
Ve Dağlar YankılandıKhaled Hosseini · Everest Yayınları · 202235bin okunma
192 syf.
·
Puan vermedi
Biliyordu; anlamazlardı.
“Sustu. Konuşmak gereksizdi. Bundan sonra kimseye ondan söz etmeyecekti. Biliyordu; anlamazlardı.” Aylak Adam’ı bana sorarsanız tam bir muamma olduğunu, ömrünü bir mirasyedi olarak geçirmekten hoşnut görünen, mesleği, belirgin bir tutkusu olmayan, dünyaya kendisinden bir şeyler bırakma dürtüsünden yoksun bir erkek olduğunu; amacı da istikameti de olmayan bir yaşam sürdüğünü söylerdim. Sokaklarda, caddelerde aylakça dolaşmaları etrafında süren bulanık yaşamda bir arayış içerisinde takıntılarıyla kaybolmuş bir adam, kayıtsız bir yaşam. Çocukluğun ilk yıllarını hep çok önemserim ruhun derin yaralarının hep çocukluk yıllarında açıldığını düşünürüm. Zaten bir çok gelişim kuramcısı bunun zilyon tane tanımını yapmışlar. Ama benim için en değerlisi Freud. Hazreti Freud bireyin davranışlarının altında yatan nedenleri ve kişiliği oluşumunu birtakım kavramlara göre açıklamış,kişiliğin gelişiminde cinselliği ve bilinçaltını temel almış ve kişiliğin çocukluk yıllarında (ilk 6 yılda)oluştuğunu söylemiş. Ben Aylak Adamı okurken, bunun ne kadar doğru bir teori olduğunu bir kez daha fark ediyorum. Ben yabancılaşan, toplumun değerlerinin dışında yaşayan karakterleri hep severek okuyorum. Gerçek sevgiye inanırım, en azından inanmaya inanıyorum. Umarım Bay C’de bir yerlerde aradığı sevgiyi bulmuştur.
Aylak Adam
Aylak AdamYusuf Atılgan · Can Yayınları · 201960,2bin okunma
Reklam
318 syf.
·
Puan vermedi
Titanik güvertesinde Rubaiyat!” Batı’nın gözbebeği Doğu’nun nadide çiçeğini taşıyor. Tarihi sihirli bir kurguyla anlatan bir kitap Semerkant. Ömer Hayyam’ı, Hasan Sabbah’ı, Nizamülmülk’ü, Melikşah’ı ve daha nice Dünya’nın önemli isimlerinin tanıklık ettiği bir kurguda toplayıp önümüze tarihi bir şölen çıkartıyor. Ömer Hayyam ve Cihan aşkıyla süsleyip, Benjamin Omer ve Şirin aşkıyla noktalıyor. İran Şah Devrimini bizlere anlatıp konuyu Ömer Hayyam çevresinden koparmadan çok güzel bağlamış. Fakat kitabın bazı bölümlerinde Türk Devletine ve Dünya’ya hükmetmiş Türk hükümdarları alttan alttan kötüleyerek özellikle Sultan Abdulahamid Han’a ve onun şahsında Osmanlıya hakaret edilmiş. Bunun yanı sıra; Amerika, İran devletinin ve Ortadoğu’nun tek kurtarıcısı olarak görülmüş. Bunlar kitapta beni rahatsız eden detaylar sadece. Ama kitabın bende bıraktığı edebi ve tarihi haz çok güzel. "Atlas Okyanusu'nun dibinde bir kitap yatıyor.Anlatacağım işte onun hikayesi." diyerek başladığı kitap; Titanik güvertesinde “Hayyam, bize nasip olan şu güzel anı keşke kalkıp görebilseydin!” Diyerek bitiyor. Kapağı kapattığımızda içimizde bir burukluk, yüzümüzde gülümseme, ruhumuzda Ömer Hayyam’a duyulan bir hayranlık, kalbimizde yarım kalan aşkların verdiği bir hüzün..
Semerkant
SemerkantAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 202062bin okunma
112 syf.
·
Puan vermedi
Camus’un okuduğum ilk kitabı Yabancı. Ben böyle kitapları seviyorum. Farklı karakterleri bize hissettiren kitapları, anlatan demiyorum çünkü okurken hissediyorsunuz. Kendinizi bir miktar yabancı hissediyorsunuz hatta. Camus’un diğer kitaplarını da önümüzdeki aylarda okumak üzere; kitaplığıma tavsiye ederek kaldırıyorum.
Yabancı
YabancıAlbert Camus · Can Yayınları · 2019112,4bin okunma
331 syf.
·
Puan vermedi
Asıl körlük, umudun tükendiği bir dünyada yaşamaktı.
“Asıl körlük, umudun tükendiği bir dünyada yaşamaktı.”Körlük hakkında çok şey söylenen kitaplardan biri. Kitabı önceden bana her ayrıntısıyla anlatsalar ve ben; artık okumam diyip filmini de izlemiş olsam da. İyi ki “ya bir okuyayım” diyip okudum. “Bence biz kör olmadık, biz zaten kördük. Gören körler mi?, Gördüğü halde görmeyen körler.” Gerçek körler, bakıp da göremeyenlerdir. Gördüğünü zannedenlerin yaşadığı körlük ise en kötüsüdür. Bazı umutlar çılgınlıktan başka bir şey değildir. Bazı umutlarsa çekilen derin bir nefes gibidir ve değişmez sandığımız fikirleri bile değiştirmenin en kolay yolu sağlam bir umuda bel bağlamaktır. Umudumuzu yitirmemek, bağlandığımız umutlara lanet etmemek ve Ruhlarımızın körleşmemesi dileğiyle...
Körlük
KörlükJosé Saramago · Kırmızı Kedi · 2022104,6bin okunma
355 syf.
·
Puan vermedi
“İstediğin kadar saksağanı vur vurabilirsen ama unutma, bülbülü öldürmek günahtır.” Bana başlarda Oliver Twist tadı veren bittiğinde daha çok Şeker Portakalı tadında hissettiğim güzel bir kitap. Büyüklere ithaf edilen bir çocuk kitabı. Zaten biz büyükler de bir zamanlar çocuk değilmiydik. Hiç kimsenin dil, din, ırk, renk, milliyet gibi konularda ayrılmaması gerektiğini bir çocuğun gözünden çok sade ve tatlı bir dille anlatmayı başarmış Harper Lee. Scout karakterini çok sevdim. İşte aranılan ruh diyerek okudum. Aferin kızım! Scout’un abisiyle olan arkadaşlıkları çok hoşuma gitti. Asıl olay ise baba Atticus Finch'in kasabada yaşayan siyahi bir adam olan Tom Robinson'un avukatlığını üstlenmesi. Beyaz bir kadına tecavüz ettiği iddiasıyla yargı önüne çıkarılan bu siyahi adamın duruşmasının görüldüğü bölümler kitabın en etkileyici kısımları zaten. ... Ben severek okudum, tavsiyemdir.
Bülbülü Öldürmek
Bülbülü ÖldürmekHarper Lee · Sel Yayınları · 201472,6bin okunma
141 syf.
·
Puan vermedi
Sırça Köşk
Sabahattin Ali benim çok sevdiğim bir yazar. Sırça Köşk kitabındaki öyküleri ve masallarıyla da beni hayran bıraktı. Özellikle öykü yazmanın roman yazmaktan çok daha zor olduğunu düşünüyorum. Anlatılmak istenileni kısa ve öz bir kurguyla etkileyici ve bu kadar vurucu mesajlarla yazabilmesi Sabahattin Ali’nin büyük bir öykücü olduğunun imzasıdır. *Bahtiyar Köpek, Çirkince ve Çilli hikayelerini bir tık daha fazla sevdim. * Sırça Köşk masalı zaten kitaba adını vermeyi hak ediyor. Tavsiyemdir.
Sabahattin Ali
Sabahattin Ali
Sırça Köşk
Sırça KöşkSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 202056,9bin okunma
479 syf.
·
Puan vermedi
“Yaşamımız nedir? Kederlerle dolu bir vadi... Dünya nedir? Bir duygusuz insan kalabalığı.” . . . Ben Gogol ile “ölü canlar’ı” okurken tanıştım. Dili, tavrı, ince zekası, esprileri her şeyiyle çok keyif aldığım bir yazar oldu. Hatta ben neden hala Palto’yu okumamışım diye hayıflanmadan edemedim. Ölü Canlar, Çiçikov karakteri üzerinden mesajını okuyucuya veren, Rusya’nın her kesimden insanlarını yansıtan adeta bir tablo gibi nüktelerle resmeden bir kitap. Dolandırıcı olan Çiçikov, Rusya'daki son nüfus sayımdan sonra ölmüş olan ama resmiyette hala yaşıyor gibi görünen köylüleri, onların toprak sahiplerinden canlıymış gibi satın alarak bunları devlete ipotek edip, devletten de ipotek karşılığında para alarak zekice bir yöntem bulmuş. Hayatı boyunca pek çok kez iflas edip müthiş bir hırsla sıfırdan başlayarak farklı yöntemlerle dolandırıcılık yapmaya devam etmiş. Rusya’yı dolaşarak bizi farklı kesimden insanlarla tanıştırıyor. Okurken pek çok kez kahkahalarla güldüm ben ve bir noktada da bizim toplumumuzla Rus toplumunun benzerlikleri beni düşündürdü. Gogol’u da Ölü Canlar’ı da çok sevdim.
Ölü Canlar
Ölü CanlarNikolay Gogol · İş Bankası Kültür Yayınları · 202223,8bin okunma
Reklam
430 syf.
·
Puan vermedi
.... Lise yıllarımdayken Uçutma Avcısı’nı sınıfta dönüşümlü olarak okumuştuk. O zamana kadar hiç böyle bir kitap okumamıştım. Kalbimin acıdığını ve donup kaldığımı boşluğa bağırma isteğiyle dolduğumu kısaca kendimi ne kadar kötü hissettiğimi hala hatırlıyorum. Bu yüzden sanırım yeri benim için ayrı olan bir kitap oldu Uçurtma Avcısı. Bin Muhteşem Güneşi okurken de benzer duyguları hissettim. Erkek yazarlar tarafından oluşturulan kadın karakterleri ya çok severim ya nefret ederim. Bu kitabın Meryem’ini de Leyla’sını da çok sevdim. Yıkım, savaş, kayıp, hüsran, gözyaşı, hayal kırıklığı, kadına her türlü şiddet Ortadoğu’nun gerçekleri. Tavsiyemdir.
Bin Muhteşem Güneş
Bin Muhteşem GüneşKhaled Hosseini · Everest Yayınları · 2020101,3bin okunma
140 syf.
·
Puan vermedi
Sayın Yeraltı Adamı;
Sevgili Yeraltı Adamı sanki tanıyor gibiyim seni, üstelik çok manidar bir zamanlamayla okudum; bazı şeylerin denk gelişleri beni çok şaşırtır. Tesadüflere inanmak isterim sanırım sebebi bu. O garip soruyu ben de sordum kendime. “Kolayca elde edilmiş bir mutluluk mu, yoksa insanı yücelten bir acı mı daha iyidir?” Sanırım benim yanıtım; insanı yücelten acıların mutlu sonla bitmesi, her şeye rağmen şükredilesi bir hayatta ortak umutlarda buluşabilmek. Murada ermek.. masalımsı bir hazla yaşıyorum galiba bu hayatı. Tüm yenilgilerin zaferlere gebe olacağı umuduyla. Yeraltı adamını zevkle okudum. Gerçek hayatın canlılığını yitirmişliğine, bağlarını koparmışlığına, tüm çelişkilerine ve bunu yansıtmasına hayran kaldım. Dostoyevski sayın üstadım bir başka evrende sizinle karşılaşırsak şayet size ben de naçizane bir Yeraltı adamı göstereyim. Umarım o evrende de bulurum. Eylül bitmeden..
Yeraltından Notlar
Yeraltından NotlarFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020129,4bin okunma
68 syf.
·
Puan vermedi
“Benim hastalığım yirmi yıl içinde bütün kasabada tek bir akıllı adam bulabilmemdir. Ama o da bir deli!” Bir akıl hastanesinde eğitimli bir deli(!) İvan ile iç dünyasında ağır bir yalnızlık çeken doktor arasında geçen bir öykü okuyoruz. Bu eserde gerçeklik ve felsefe arasındaki çatışmayı bizzat yaşıyoruz. Hızla okunmasına rağmen üzerinde ağır ağır düşünmek gerektiren bir kitap.
Altıncı Koğuş
Altıncı KoğuşAnton Çehov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202270,5bin okunma
144 syf.
·
Puan vermedi
Freud'a Ne Yaptık da Çocuklarımız Böyle Oldu?
Ana Babalara Notlar "yasaklamanın yasaklanması" anlayışı, modern aileler, kusursuz anne baba olma çabaları, özünden uzaklaşmış anneler babalar ve çocuklar üzerine psikanalitst Catherine Mathelin gözünden bir eleştiri niteliğinde. Çocuk yetiştirmeye çalışırken önünüze atılan "elkitaplarından" biri olmadığını söyleyebilirim. Kitabın içeriği; *kıskançlık dramı *otorite ve zorbalık *yeni babalar *boşanma *üvey baba, üvey anne *tek başına çocuk büyütmek *önemsiz sayılan ufak tefek kötü muameleler *erken ergenlik *psikanaliz danışması ... Perde ve sahne tiyatro anlatımı şeklinde yazılmış aralara analizlerin eleştirilerin serpiştirildiği orijinal bir kitap tavsiyemdir.
Freud'a Ne Yaptık da Çocuklarımız Böyle Oldu - Ana Babalara Notlar
Freud'a Ne Yaptık da Çocuklarımız Böyle Oldu - Ana Babalara NotlarCatherine Mathelin · Kitap Yayınevi · 2003226 okunma
240 syf.
·
Puan vermedi
"...kim olduğunu bilmiyorum, ama kim olmadığını biliyorum."
Brida benim lise döneminde fantastik edebiyat okuduğum dönemde Simyacı’yı okuduktan sonra karşıma çıkan bir kitap. Şimdilerde aklıma geldi kitaplıktan alıp hızlı bir okuma yaptım. Brida; arayışı ve kavrayışı *ezoterizm:bir konudaki derin bilgilerin ve sırların ehil olmayanlardan gizlenerek, bir üstad tarafından sadece ehil olanlara inisiyasyon* yoluyla öğretilmesidir. *mistisizm: Tanrı ile doğrudan deneyim, sezgi veya içe bakış yoluyla özdeşleşme veya yeni bir idrak düzeyine varma anlamında kullanılmaktadır. Bu deneyim yoluyla bilgeliğe ulaşılır. *spiritüalizm: öte âlemcilik *okültizm: geçmiş çağlarda doğa, evren, tesirler, insan ve evren ilişkileri ve gelecek hakkında gerek medyumnik yollarla gerekse aktarılagelen ezoterik tradisyonlar* yoluyla edinilmiş derin bilgiler bütünü olarak tanımlanır. Eksenin de yol alış, doğayı anlama, ruh eşini ararken kendini bulma kitabı. Arayış içinde olanlara ya da aşka inancını yitirenlere ya da “yok böyle bir dünya” diyenlere tavsiyedir.
Brida
BridaPaulo Coelho · Can Yayınları · 20213,392 okunma
687 syf.
·
Puan vermedi
Suç ve Ceza
Suç ve Ceza üzerine en çok incelemelerin, makalelerin, deneme yazılarının yazıldığı bir psikolojik klasik. 25’ten fazla film uyarlaması olan bir yapıt. Baş karakter Raskolnikov’un baltayla işlediği bir cinayetten çok daha fazlası. Dostoyevski döneminin sosyalist ve devrimci demokrat düşüncesiyle giriştiği polemik, en iyi yansımasını Raskolnikov karakteri üzerinden Suç ve Ceza romanında bulmuştur. Raskolnikov Ahlaki ve Ahlak Dışı Dürtülerin Çatışmasıdır Hem cömertlik hem de kahramanlık yetilerine sahip Raskolnikov kendi ideolojisi tarafından avlanır. Belirli bir cinayeti ahlaki olarak cezalandırmadan işleyebileceği düşüncesiyle sarhoş olmuştur çünkü bunun sonucunda düzelecek finansal durumu sayesinde, üstün yeteneklerini insanlık için kullanabilecektir. Böylece insanlık dışı cinayetini haklı çıkartır. Ancak bu cinayet işlendikten kısa bir süre sonra gelen nöbetleriyle ruhsal ezilmişliğin ve toplumsal kötülüklerin sürükleyici trajizmini dile getirmekle kalmaz. En yüce yargı yeri olarak vicdana ve insan aklına başvurur. “Ben bir bit miyim, yoksa insan mı?” İkilemiyle acı çekişini cinayetin meyvelerini bile yemesine izin vermeyen, ezilen insanlara karşı olan duruşuyla ve her şeye rağmen bir başlangıç yapmaya ve her şeye rağmen “insan olarak” kalmaya uğraşan bir çaba görüyoruz. Ve sanırım beni etkileyende o çaba.
Suç ve Ceza
Suç ve CezaFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022160,6bin okunma
Reklam
240 syf.
·
Puan vermedi
Sonsuzluğun sonu; sınırsızlığın başlangıcı mıdır?
Isaac Asimov’un okuduğum ilk kitabı (vakıf serisine başlamadan önce okumamın daha iyi olacağına dair tavsiyeyle okudum.) Bilimkurgu alanında şimdiye kadar okuduklarım romansa, izlediklerim filmse; bu neydi be dediğim muhteşem ötesi roman. Zamanda yolculuğu mantık hatasız bir şekilde mükemmel bir bilimselliğe dayandırarak anlatan ve gerçeklik kavramını alışılagelmişin dışında bir felsefik bakış açısıyla sorgulayan isaac asimov'un yazarlığının altındaki bilim adamı ve felsefeci kimliğinin 180 sf kadar kısa bir romanda gözler önüne seren sonunu asla tahmin edemediğim ve son 10 sf okumaya kıyamadığım yaa ne desem eksik kalacak anlatmaya mükemmelin sonsuzluğunda ve sınırsızlığında bir kitap. Zaman, zamanın ötesi, zamansızlık, gerçeklik konusunda o kadar farklı noktalara değinmiş ki yeni nesil bilimkurgu yazarlarına salt özgünlük diye bir seçenek bırakmamış. Kitabın neredeyse her bölümünden hatta her paragrafından araklanıp (sizler kibarca ilham almakta diyebilirsiniz) film, dizi hatta kitap vs yapmışlar ki. Ben kitabı okurken oha bu da mı gol şeklinde okudum. Okurken Aa bu şu değil mi dediğim kitabın içine not aldığım bazıları; -empati kitabı sf103 paragraf -Black Mirror (hang the DJ) sf76 paragraf -fringe dizisinin 3. Sezonu baştan sona -lost in space dizisi -another life dizisi (hiyerarşik düzenine kadar her şey) -twelve monkeys filmi (bunun dizisidir vardı ama şuan aklıma gelmiyor)
Sonsuzluğun Sonu
Sonsuzluğun SonuIsaac Asimov · Monokl · 20152,295 okunma
138 syf.
·
Puan vermedi
Dans edemeyeceksem bu benim devrimim değildir.
Hayatına haline şükür ederek sürdürmeye itilen kadınların, kadınlıklarının bile farkında olmayan kadınların, özgürlük kelimesini bir kelimeden ibaret gören kadınların, evlilik tekeli altında sömürülerek köleleşen kadınların zincirlerini kırma çabasıdır bu kitapta yazılanlar. Sadece feminizmi değil Emma Goldman’ı bize tanıtan. Hayatınını adadığı Fikirlerin felsefelerin ortak bir gaye de toplanmış halde 144 Sf ya kısa, öz ve net bir şekilde bize sunan bir kitap. Bizim günümüz ülkesinde günümüz şartlarında halen konuşmaya dahi cesaret edemediğimiz gerçekleri Emma Goldman anarşistlerin tutulduğu yerde asıldığı civcivli dönemde korkusuzca savunmuş ve yazmış. Bende hayranlık uyandıran bir kadınla ve fikirleriyle tanıştıran bu kitabı bana önerdiği Dante'nin Cehennem'e atfettiği bir veciz lafı, evlilik için de aynı derecede geçerlidir: "Buraya giren herkes, bütün umutlarını dışarıda bırakır."
Dans Edemeyeceksem Bu Benim Devrimim Değildir
Dans Edemeyeceksem Bu Benim Devrimim DeğildirEmma Goldman · Agora Kitaplığı · 20061,431 okunma