Düşün Hayri İrdal, düşün Aziz dostum bu ne sözdür..? Bu demektir ki, iyi ayarlanmış bir saat, bir saniyeyi bile ziyan etmez..! Halbuki biz ne yapıyoruz..? Bütün şehir ve memleket ne yapıyor..? Ayarı bozuk saatlerimizle yarı vaktimizi kaybediyoruz. Herkes günde saat başına bir saniye kaybetse, saatte on sekiz milyon saniye kaybederiz. Günün asıl faydalı kısmını on saat addetsek, yüz seksen milyon saniye eder. Bir günde yüz seksen milyon saniye yani üç milyon dakika: bu demektir ki, günde elli bin saat kaybediyoruz . Hesap et artık senede kaç insanın ömrü birden kaybolur. Halbuki bu on sekiz milyonun yarısının saati yoktur; ve mevcut saatlerin çoğu da işlemez. İçlerinde yarım saat, bir saat gecikenler vardır. Çıldırtıcı bir kayıp!
.
.
Bu aralar hep beni gerçekten çok etkileyen kitaplar okuyorum. 21. Ve 22. Sayfalardaki özgürlükle ilgili kısımı buraya yazmak çok uzun olacak ama unutmamak İçin not olarak ekleyeyim.
Saatleri Ayarlama Enstitüsü, Türk insanının modernleşirken yaşadığı sancılardan, değişimlerin bireyden topluma nasıl ilerlediğinden, doğuyla batı arasında kalmışlığından ve bu arada kalmışlığın bocalamasından; saat, zaman ve insan’dan hareket ederek sembolik bir dille söz ediyor.
Kitabın dili ilk anda ağır gibi gelsede okudukça akıcı ve keyifli bir üslup, Hayri İrdal gibi çok orijinal bir karakterin ağzından size eşlik ediyor.
Ben bu kitabı çok beğendim. Tavsiyemdir, okuyalım, okutalım.