Neydi aradığım, neydi amacım, neydi şaşkınlığım, mey mi içmiştim güpe gündüz, güneş yerine ay ışığının aydınlığını mı tercih etmiştim gündüzleri, geceleri mehtabı kollarken, aşkın mey’ini mi aramıştım ay’ın gölgesinde! Bilmiyorum, hiç bir şey bilmiyorum. Cleopatra, Marie Antoinette, Padme Amidala, Turuvalı Helen, Kösem Sultan, Anne Boleyn ve adını bilmediğim binlercesisinin içinden ben gibi bir tanesi, aşk tanesi, mey sahibesi, Barakmuslu Mezarlığının bekçisi ve davetedicisi, ıslık çaldı bir kere! Ruh ikizim dedim, göz kırptı, ruhumun ta kendisi dedim, gel dedi, artık anka kuşu değilim kaf dağını da terkeylerim dedim. Büyülenmiş gözler, mühürlenmiş kalpler, şehvet içinde yüzdüren periler; görünen yüzleri ile sözde sevgililer.
Son üç aydır önce Muhteşem yüzyıl Sonra Kösem sultan En son Vatanım sensin izleyip Cumhuriyeti ilan ettim…
Reklam
“Şeytanseverler”
Bu satırları okumaya başladığın andan itibaren ben diye bir şey kalmayacak. Ben, senin içinde ben olacağım. Olmalıyım, olabilmeliyim, bu benim son ödevim. Direnme, ön yargı ile yaklaşma, ab-ı hayat özlemi içinde olamayanlar, tutunamayanlar ve sen, anlık mutluluklar peşinde koşan ezikler, ezilmişler. Bu tavrı itici bulma, kinci gözle olaya bakma,
✏️Bir Eğitimcinin Gözünden 👁️👁️🕊️ Çok değil, burada 2 gün önce paylaştığım ileti hakkında kısaca birkaç cümlede bulunacağım. Aklıma takılanlar.. 〰️🔹 ✔️Bir arkadaşım yazmış: olur mu öyle şey, Osmanlı kadına değer vermez mi hiç? O zaman bu Kösem Sultanlar, Turhan Sultanlar neyin nesi? demiş. Tarihten kısaca hatırlayalım. Sultan I.
Keçi değil kuzu, İbrahim değil Yakup, kılıç değil testere
Osmanlı'da kadınların seçme ve seçilme hakkı yokmuş. Gel de inan! Akkoyunluzâde Mehlikâ Hanım ile Sokullu Mehmet Paşa'nın girdiği sadrazamlık seçiminde, Mehlikâ Hanım 24 oy farkla kaybetmişti. Kösem Sultan %43 oy alıp tahta çıktıktan sonra Güvenoyu talep edilmiş, yeterli çoğunluğu elde edemeyince Sultan IV. Murad hükümeti kurulmuştu. Her erkeğe en az 4 kadın meselesi ise III. Selim'in seçim vaadi idi. Tutmadı o da. Öyle olmasa dedemin babasının en az 2 avradı olurdu. Hayli soruşturdum. Zurriyetinde birden fazla eş bulunan birkaç doğulu arkadaş var sadece. Karısına üç kez "boş ol" deyip sokağa salana "ananı da gönder" denirdi. Bu olayların artması sonucu metrekare başına 7 deyyus düşer oldu. Kadın kocasının 2 metre gerisinden yürürdü. Çünkü erkeklerin elinde 99'luk tesbihler olurdu ve sürekli "boşol boşol" diyerek adeta vird cekerlerdi. Kadınlar da bu kelimeyi 3 kez duyup dul kalmamak için 2 adım geriden yürürdü. Osmanlı'da kadınlar otomobile binemezdi. Çünkü o yıllarda henüz teknoloji bu kadar gelişmediği için otomobil camlarına çekilen siyah filmler icat edilmemişti. En kötüsü ise Osmanlı'da kadına "kadın" demek yasaktı. Çünkü Kadı'ların izzet-i itibarı zan altında kalıyordu. Bu yüzden Osmanlı'da kadına "bunaltan, yıldıran, bezdiren ve dır dır etmekten başka hiçbir halta yaramayan" manasına gelen "bayan" denirdi. Bunları bilmeyecek kadar cahil olamazsınız yahu.
Gizemli okur

Gizemli okur

@06Kalem06
·
10mo
100 yıl önce köle pazarında 3-5 akçeye satılan kadınları, köle pazarından alıp meclise sokan Cumhurbaşkanına, "ATATÜRK" denir..! 🇹🇷🕊️ 〰️🔹 Allah için lütfen Osmanlı'yı neslimi ecdadımı kötülediğim falan yok. İletiyi nereye çekiyorsunuz? Allah rızası için diyorum. Ben sadece bildiğim "Osmanlı toplum sosyolojisini
Spoiler içerir
Ömer Zülfü Livaneli, Engereğin Gözü 📖 Bir Harem ağasının ağzından dinleyeceğimiz bu kitapta olaylar 1.İbrahim(Deli) Dönemini anlatır. O zamanki Habeşistan'dan(Etiyopya) gemiyle getirilen köleler önce hadım ediliyor sonra da sarayda görev alıyorlar. Kahramanımız Habeşli Süleyman Ağa, hadım olsa da kadınlara karşı hislerini yok sayamayan
Reklam
30 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.