Absürt bir konuyu ele alalım: İzlandadaki Arnaldur İndrioasonu. İzlanda ülkesinin tamamında 300,000'den az kişi ikamet ediyor. İndrioasonun en son dedektif romanı İzlandada kaç kopya sattı, biliyormusunuz? 50,000 kopya. Tıpkı İncil gibi - her ailede bir tane var. Ve Fransada, Almaniyada yüz binlerce sattı. Hatta Reykjavik City, İndrioasonun suç romanlarına odaklanan edebi otobüs turları düzenlemeyi teklif etti. Tıpkı Ystaddaki Mankell turu gibi. İşte postmodnizmin benim için iyi tarafı bu. Bunların hiçbirini 40 sene önce hayal bile edemezdiniz. Tehlikerlerle, ama aynı zamanda umutlarla da öyle İlginç zamanda yaşıyoruz ki.
Stalinin dediğine bakın: "Bir kişiyi vurursanız katilsinizdir. Eğer birkaç kişiyi öldürürseniz gangstersinizdir. Eğer çılgın bir devlet adamıysanız ve milyonları ölüme gönderirseniz kahramansınızdır." Bu korkunç bir şey. Şimdi bunun aynısını suç için de söyleyebilirsiniz. Eğer yüz bin dolar çalarsanız, hırsızsınızdır. Eğer milyarları ve bankaları silip süpürürseniz devlet size yardım edecektir. Gerçekten endişeliyim.
"ne derece doğru bilmiyorum, ama Avrupada biz eğer gerçekten birinden nefret ediyorsak ona lanet etmek için Çinlilerin şu atasözüne sahip olduklаrını iddia ediyoruz." İlginç zamanlarda yaşayasın! " Fakat ben Çindeyken, bana bunu Batılı insanlardan duyduklarını söylediler."
Kadınlara tecavüz etmenin doğru olmadığını ifade edeceğiniz bir devlette yaşamak istemem. Bu değerlerin tartışmaya açıldığı bir toplum nasıl bir toplumdur? Tecavüz fikrinin kesinlikle mide bulandırıcı ve çılgınca bulunduğu bir toplumda yaşamak isterim. Ve aynısı ırkçılık, faşizm ve diğerleri için de geçerli.
Toplumdaki ahlaki durumun ölçüsünün tartışılan belirli şeylere değil, fakat yazılı olmayan kurallar olarak basitçe kabul edilen belirli şeylere bağlıdır. Örneğin, Avrupa' da size, “Yere tükürme. Etrafa yiyecek atma ” diyen tabelalar yoktur. Fakat Çin' de bu türden tabelalar olduğu bana söylendi. Fakat Avrupa' da bunu otomatik olarak anlarsınız. Duvara yazmanıza gerek bile yok. Bence bu, toplumun "ahlaki standartı" . Neye yasaklanıp neye izin verildiğine kabul edilen hiçbir ölçüde değinmenize gerek bile yok.
“Herkes biraz daha fazla şeye sahip olmak istediği sürece, sınıflar oluşacak ve bunlar da uluslar arasında savaşlara yol açacaklardır. Çünkü açgözlülük ile barış bir arada olamaz.”
Bir ömür yaşasaq belə, bizə çatışmayan bir neçə günü, əbədiyyətdən qopara biləcəyimiz bir neçə saatı əldə etmək üçün; sadəcə, bizim səninlə əvvəllər bir-birimizə deyə bilmədiyimiz sözləri demək üçün.
'ilk uyuşmazlığa düştükleri zaman birbirlerinden ayrılmalı insanlar, sonra bir çıkmaza giriliyor. kendimi hoş gördüğüm her an başka aptallıklar için fırsat yaratıyorum. başından kesmeli, ilk yanılmada, ilk hayal kırıklığında son vermeliyim bu işe. sonra başarısızlık bir alışkanlık oluyor, sıkılganlık bir huy oluyor. burnunu çekmek gibi bir
- eğer ölüm bu ise?
+ evet bu ise?
- eğer hep sizinle dansetmek, karşımda yalnız sizi görmek ve her şeyi unutmaksa..
+ eee?
- ölmek yaşamaktan iyi değil mi?