İyiliğe karşı iyilik adalettir. İyiliğe karşı kötülük cinayettir. Kötülüğe karşı iyilik, ihsan ve atıfeytir ve insanlığın en yüksek derecesidir.
Tanrı özgür varlıklar yaratabilir, ancak onların sadece doğru olanı yapmalarına neden olamaz veya onları belirleyemez. Çünkü eğer bunu yaparsa, o halde onlar önemli ölçüde özgür sayılmazlar ve doğru olanı özgürce yapamazlar. Bu nedenle O, ahlaki iyiliğe muktedir varlıklar yaratmak için, ahlaki kötülüğe muktedir varlıklar da yaratmalıdır ve bu varlıkların kötülük yapmama özgürlüğünü onlara veremediği gibi, aynı zamanda onları bunu yapabilmesinden de alıkoyamaz. Ne yazık ki T anrı'nın yarattığı bazı özgür varlıkların, özgürlüklerini kullanırken hata yaptıkları ortaya çıkmış ve ahlaki kötülüğün kaynağı da bu olmuştur. Bununla birlikte özgür varlıkların bazen yanlışa yönelmesi gerçeği ne Tanrı'nın her şeye kadirliğine ne de O'nun iyili­ ğine karşı sayılabilir. Nitekim O, ahlaki kötülüğün ortaya çıkmasını, ancak ahlaki iyiliğin olasılığını ortadan kaldırarak önleyebilirdi.
Reklam
❛❛ SAبR
Bilinmektedir ki sabır, nefsin iyi bir şey yapmak veya kötülüklerden kaçınmak için acıya, meşakkate tahammül kuvvetidir. Başlıca iki çeşit olarak düşünülür: ❍ Birisi, elem ve külfete sabırdır ki bununla taat ve mücahedenin ve güzel amellerin meşakkatlerine katlanılarak yüksek himmet ve gayret sahiplerinin ulaştıkları başarılara erilir. ❍ Birisi
Hoşgörü kötülüğe karşı gösterilirse suça dönüşür.
Kimileri de vardır ki suçu sürekli başkalarına atmayı tercih etmeseler de yaptığı yanlışlar kümesi içerisinde en zayıf, en basit olanına yönelerek büyük kusurlarını (kendilerine karşı) perdeleme yoluna giderler. Aklına eskiden işledikleri basit bir kötülük gelir. Şimdiki bu ağır süreci o basit hatayla ilişkilendirerek büyük ihmallerinin üzerini örtmeye, kendilerine sorumluluk yükleyecek şeyleri düşünme yükünden kurtulmaya çalışırlar. Halbuki onların daha köklü, daha büyük kabahatleri vardır. İnançsızlık gibi, Allah'tan uzaklık gibi, O'na isyan gibi... Bu kaçamak yorum yapılınca işledikleri küçük kabahate büyük bir ceza verildiğini düşünmekle ilahi rahmet ve hikmeti tenkit durumuna düşmüş de olurlar. Oysa kader yüzlerce suçu karşısında çoğu zaman onlara sadece bir bedel ödetir. Başkalarına yüzlerce kez kötülük etmiş biri, kaderin takdiriyle bir kere kötülüğe maruz kaldığında buna acımasızlık denebilir mi? Yüzlerce musibeti hak edeni bağışlayan Hak, yalnız bir musibetle ona nasıl bir kötülük yapmış olabilir? Allah her suçumuza bir ceza verseydi ayeti kerimenin ifadesiyle, yeryüzünde yaşayan hiçbir canlı kalmazdı (Fâtır, 45). O, suçlarımızın çoğunu affediyor (Şura, 30). Fakat bazen de bir parça bedel ödetiyor.
Hoşgörü kötülüğe karşı gösterilirse suça dönüşür.
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.