Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.15
Gece yarısı, ıssız bir köy yolunda mezarlık duvarına çarparak kaza yapan Süha, gecenin karanlığında yardım istemek için köyü bulmaya gider. Vardığı köyde kimsecikler yoktur. Çaldığı kapılardan sadece köpek havlamalarının geldiği bu ıssız köyde tek bir yapıda ışık yanmaktadır. Burası bir Cemevi'dir ve tüm köylüler burada toplanmış, bir tabutun başında hesap, hak muhakemesi yapmaktadır. Alevilik inancının hat safhasına kendini adamış, Hak yolunda kendi canına kıyan İsmail'in sonunda küçük çaplı bir korku yaşatan, hayal mi yoksa gerçek mi diye ayırt edilemeyen hikayesini okuyacaksınız. Ahmet Ümit'ten okuduğum ilk kitaptı ve kalemini sevdiğimi söylemeliyim. Ürkütücü bir havası olan bu kitabı sizler de seveceksiniz :)
Her şey dahil ve herkes dâhi! Artık böyle. Kimse aptal değil. Ve her şey toptan. Dünya artık bir tatil köyü. Hayatın yeni kuralı bu. Herkes her şeyi biliyor. Sadece ben bilmiyorum çünkü ben her şeyden hariç ve herkesten aptalım.
Özgün adı Undercover Angel olan kitapta Kuba’ya vurgu yapılmış. Bu yüzden ilk tercüme baskısı da Gizli Melek Kuba adıyla yayınlanmış.
Çirkin şehirleşme, surekli olarak betonlaşma karşısında çevreci olmak zor olduğu kadar başkaları bunu olmasi gereken karşısında gereksiz bir inat olarak görüyor ve kendi çocuğunuz bile doğa için verdiğiniz savaşı anlayamayabiliyor.
Elmo da annesi Grace Blue’nun mücadelesini anlayamıyor hatta zaman zaman bundan utanıyor başka ailelere özeniyor. Komşuları
Bay Bamber’ın yaptırmayı planladığı “Ormaniçi Koyu” yüzünden iki komşunun arası açılmıştır.Fakat Bayan Bamber’ın Kuba’yı evlat edinmeleri ile işler değişmeye başlar.
Elmo 12 yaşına kadar pek desteklemediği, pek katılmadığı çevre eylemciliğinin içinde buluverir kendini. Gizli bir melek olan Kuba, Elmo’ya annesinin vermekte olduğu mücadeleyi anlamasında yardımcı olur.
Fantastik ögeler içeren kitapta akıcılık hakim. Güzel bir çocuk kitabı. Sıradışı bir öykü ile çocukları çevre, doğa, kentleşme üzerine düşünmeye sevkediyor.
Portekizli yazar jose Saramago 1998 NOBEL (KÖRLÜK)
Sarı ışık yandı, ayaklar debriyajda bekleyen sabırsız sürücüler ışıkların geçiş sırası yeşil ışık yandığında ani çıkış yapan sürücüler arasında bir araba hareketsiz kalır.
Arkadan gelen araç sürücülerinin tepkilerine maruz kalır ve iyi niyetli olarak görülen hırsız "ne oldu" diye sorar ve kör olduğunu söyler.
Evine arabasıyla bırakmasını ister fakat yardım sever görünen hırsız arabayı çalar. Olay yerine iki polis gelir ve onlarda kör olur.
İlk kör olan, göz doktoruna gider arkasından gelen koyu renk gözlüklü genç kız reçeteyi alarak eczaneye gider.
Doktor, sekreteri,eczacı kalfası temas ettiği herkese beyaz bir körlük bulaşır. Gözlerine süt dökülmüş gibi beyaz körlük salgın halinde bütün ülkeye yayılır. Hükûmet tarafından bir akıl hastanesinde karantina altına alınırlar.
Karantinadaki 7 kişi doktorun karısı önderliğinde grup halinde yaşama kararı alırlar. Yaşanılan onca açlık, yokluk,soğuk, pislik, taciz, tecavüz ve hiçlik hissi ...
Yeterince spoiler verdim, okumak isteyen kitap severlere iyi okumalar.
248 syf.
7/10 puan verdi
Okurken kanımı donduran bir çok an oldu.Rum yönetimi altında,tecri edilmiş köylerden birinde Türklüğü unutturulmak,yok edilmek istenen yalnızca bir kaç avuç insanın acı hikayeleri…Hayatını toprağa bağlı idame ettiren köylünün köyü terk etmesi ya da düşünce yapısı olarak yönetime teslim olması için binbir türlü eziyet uygulanıyor…Karakolların halka tazyiki ve tecavüzünü Batı Trakyalı köylülerin inatçı ve acılı dillerinden anlatıyor.Zaman geçse bile zulüm acısıyla kalıyor ne yazık ki…
·
Puan vermedi
Söylenti Dergisi
Kitaba adını veren Son Kuşlar öyküsü, bir ada çocuğu olan Sait Faik’in Büyükada’da kaleme aldığı öyküdür. Günlük hayatın tekdüzeliğini farklı benzetmeler ve betimlemelerle anlattığı öyküde Sait Faik’in canını sıkan adaya son iki yıldır uğramayan kuşlardır. Güz mevsimi kendini belli etmeye başladığında Sait Faik’in yüreği cız eder çünkü adaya gelen
