Ars longa, vita brevis.
Kitap okumayı çok seviyorum; okuduğum kitabı bir başkasının da okuduğunu görmeyi, onunla bu kitabı saatlerce konuşmayı da seviyorum.
Sanki işin asıl tadı orda (:
BEDAVA!’YI BÖYLESİNE ÇEKİCİ kılan nedir? Gerçekten istediğimiz şey o olmasa bile, neden BEDAVA! ürünün üstüne atlamamızı sağlayan akıldışı bir dürtüye sahibiz
... BEDAVA! bizi duygusal olarak öyle bir doldurur ki, bize teklif edilen şeyin gerçekte olduğundan daha değerli olduğunu düşünürüz. Neden? Bana göre bunun sebebi insanın doğası itibariyle kaybetmekten korkmasıdır. BEDAVA!’nın asıl cazibesi bu korkuyla bağlantılıdır...
Descartes, cogito ergo sum—“Düşünüyorum, öyleyse varım.”—demişti. Ama farz edelim ki ilk, naif, rastgele davranışlarımızın toplamından başka bir şey değiliz. Ne olacak o zaman?
... “İngiltere’de yazları günlük bir hatta yirmi ya da otuz millik mesafede dört atın çektiği yolcu arabaları kullanan varlıklı adamlar vardır, zira bu ayrıcalık onlara hatırı sayılır bir paraya mal olmaktadır; eğer bunun karşılığında onlara ücret teklif edilseydi, bu hizmet göreve dönüşürdü ve bu adamlar bunu yapmazlardı.”