Kelebek
Bazı dönemeçler vardır ölüm, karanlık, firaklar… Allah’ım der benliğin zerreleri, gözyaşların akar akar ve sessizce kozana girersin. Bu dünyada ölmeden ölünüz denir ya. İnsan küçücük dünyasında kaç defa kuyuya düşer, ölür gibi hisseder? Elbet güneş gözükür ötelerde. Kozan yırtılır ve artık sadece O’nun için, O’na bağlı uçmaya çalışırsın. Teşekkür ederim Rabbim.
220 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Kitabın adı:Aşkımız Eski Bir Yalan Yazarın adı:Selim Alpan Sayfa sayısı:220 Aras Bey bu kitapta kaçakçılarla uğraşıyor. Ağalar ve evlatları geçim yolunu kaçakçılıktan sağlıyorlar.Kozan Ağa'nın oğlu Meran kızları Elif birlikte yaşamaktadır Meram Sözde Avukat İstanbul'da ofisi var. kaçakçılıktan gelen paraları zamparalıkla yiyor. avukat Ayça el atar İstanbul'a gider işleri yoluna koyar. Osman ofise gelir Ayça ile tanışır yakınlaşırlar Ayşe her şeyi anlatır güvenmiştir ona. Osman Jandarma gizli ajanıdır yani Aras bu kitapta Osman olmuştur . Ayça'nın başına talihsiz bir olay gelir akıl hastanesine yatırılır Osman ve ata kaçakçıları sahtekarlıkların hepsini tespit ederler ama Ayça ne oldu acaba...
Aşkımız Eski Bir Yalan!
Aşkımız Eski Bir Yalan!Selim Alpan · MST Yayıncılık · 20221 okunma
Reklam
(…) Diyarbakır/Pir Hüseyin’de anıt diken Akkad kralı Naram-Sin’in yolundan giden III. Şalmaneser, Dicle’nin kaynağındaki Birklinçay, Fırat’ın batısındaki Gaziantep/Kenk Boğazı ve Kozan/Ferhatlı’da; Sennaherib Cudi Dağı’nda ve III. Tiglat-pileser de Antakya/Karabur’da kendilerini taşlar üzerine resmettirmişlerdir.
Sayfa 191 - İletişim Yayınları - 7. Baskı - Eski Assur KrallığıKitabı okudu
Gazze'nin Saklambaç Çocukları
İnsanlık öldü be çocuk! Kibirli saraylarda firavunlar doğarken, Musa'yı arıyoruz, kör vicdanların paslı sürgününde. Ebreheler bir olmuş kıtalar aşarken,
Maraş ve Urfa'da yenilen, Antep'te ve Kilikya'da sıkışık duruma düşmüş olan Fransızlar, 1920 Mayıs'ının başından itibaren önce İstanbul Hükümeti ile onun aczi anlaşılınca, Ankara ile temas aramaya başladılar. Bundan dolayı İstanbul'dan Ankara'ya, "Bir binbaşı ile bir sivil geldi", fakat bunlarla yapılan konuşmalardan bir sonuç alınamadığı için ayın sonlarına doğru "Suriye fevkalade komiseri namına hareket eden", de Caix Robert'in başkanlığında bir heyet Ankara'ya gelmiş ve yirmi günlük bir mütareke imzalamıştı. Buna göre 29/30 Mayıs gece yarısından itibaren "Bütün Fransız cephesinde" yirmi gün için düşmanlığa son verilecek, Pozantı ve Sis'te (Kozan) bulunan Fransızlar, silahları ve eşyalarını da götürmek suretiyle Adana-Mersin şimendifer hattına, Antep şehri içindeki Fransız kuvvetleri de şehrin dışındaki Fransız ordugâhına çekilmiş olacak, düşmanlığın kesilmesinin ilk on günü içinde Pozantı, Sis ve Antep'in boşaltılması işi sona ermiş bulunacak, esirlerin değiştirilmesi işine ise düşmanlığın kesildiği ilk günden itibaren başlanacaktı. Konuşmalar sırasında Mustafa Kemal Paşa, "Milli sınırlar içinde olup Fransızların işgali altında bulunan" bölgelerin baştan başa boşaltılmasını istemişti. Fakat Fransız delegeleri, bu husus için yetki almak üzere Paris'e gitmeleri gerektiğini ileri sürdüler. Bununla beraber Mustafa Kemal Paşa'ya, Fransızların Adana ve çevresini boşaltacakları kanaati gelmişti.
Sayfa 199
Fransız zulüm ve işkencesi o kadar dayanılmaz bir hal almıştı ki, Mustafa Kemal Paşa, bazı gerçekleri "İtalyan Ajansı vasıtasıyla bütün dünyaya duyurmak için, Refet Bey'e (Paşa/Bele), 31 Mart 1920'de bir yazı gönderdi. Bu yazıda, "Adana'nın ahvâl-i umumiyesi günden güne fenalaşıyor. Fransızlar Maraş ve Urfa'da yaptıklarını" burada da uygulayarak Ermenileri silahlandırıyorlar. Bunlar Müslüman ahaliye saldırmaktadır. Nitekim Kozan çevresindeki bazı çiftlik ve köyler, Ermeni jandarma ve gönüllüleri tarafından baştan başa yakılmıştır. Bu köylerden kaçarak kurtulabilenlerden bin yedi yüz ellisi Ceyhan ve bin beş yüzü de Karsantı taraflarına göç etmişlerdir. Yaşları elverişli olan bütün Ermeniler silahlandırılırken Türklerden bir tek jandarma bile yazılmamaktadır. Kozan yöresinde bulunan bir Fransız binbaşısının yaptığı kötülük ve yapılanlara karşı gösterdiği tolerans ise anlatılamayacak derecededir. Adana'daki Türk memurları, bu durum karşısında görevlerini yapamıyor ve istifa ediyorlar.
Sayfa 195
Reklam
597 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.