Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sokrates'ten öncekiler
❝ Thales’ten Demokritus’a ve Anaksagoras’a kadar uzanan büyük bilimadamları, tarihle ya da felsefe kitaplarında «Sokrates’ten önceki»ler olarak nitelenirler. Bu niteleme onların, Sokrates, Plato ve Aristo gelinceye dek felsefe kalesini ayakta tutmuş ve biraz da bu filozofları etkilemiş oluşlarını anlatmayı amaçlıyor gibi. ❞
Müthiş
❝ Hipokrat şöyle diyor: "İnsanlar sara hastalığının nedenini tanrılara bağlıyor, çünkü ne olduğunu anlayamıyorlar. Fakat anlamadıkları her şeyin nedenini tanrıya bağlarlarsa tanrısal işlerin sonu gelmez." ❞
Reklam
Demokritus (Sıradışı bir adam)
❝ Demokritus kadın, çocuk ve cinsel ilişkiden fazla hoşlanmazdı. Biraz da zamanını alıyorlar diye onlardan kaçınırdı. Fakat dostluğa değer verir, neşenin hayatın amacı olduğu görüşünü savunur ve heyecanın asıl kaynaklarını bulmaya yönelik felsefi araştırmalara girişirdi. Atina’ya Sokrates’i görmeye gider, fakat kendini tanıtmaya çekinirdi. Hipokrat’ın yakın dostuydu. Doğanın güzelliği ve görkemi karşısında ağzı açık kalacak derecede hayranlık duyardı. Demokrasi düzeninde yoksulluğu, baskı yönetimindeki zenginliğe yeğ tutardı. Zamanında geçerli olan dinlerin kötülüğüne inanır ve, «ölümsüz ruh ya da ölümsüz tanrılar diye bir şey olmadığını,» söylerdi. ❞
Mikroskop olmadan Atom'u bulan adam...
❝ Demokritus’tur «atom» sözcüğünü bulan. Yunanca, «kesilmesi olanaksız» anlamındadır atom. Atomlar bir maddenin bölünemez zerrecikleridir; o maddeyi daha küçük parçalara bölmemizi engellerler. Her şeyin iç içe yerleşmiş atomlar kolleksiyonundan oluştuğunu söylerdi. «Biz bile atomdan oluşuyoruz, * diye eklerdi. «Atomdan ve boşluktan başka hiçbir şey yoktur.» Demokritus’a göre, bir elmayı kestiğimizde, bıçak atomlar arasındaki boşluklardan geçmelidir. Eğer bu boşluklar olmasa, bıçak içine girilemez atomlara rastlar ve elma kesilmezdi. ❞
Thales
❝ Thales'in yoksulluğu yüzüne vurulurdu. Bundan da felsefenin yararlı bir uğraş olmadığı anlamı çıkarılırdı. Anlatıldığına göre, kışın göğe bakıp gelecek yılki zeytin rekoltesinin iyi olup olmayacağını anlayabilme yetisi ve bilgisine sahipmiş. Bir yıl, zeytinyağı makinelerinin tümünü önceden kiralayarak az parayla büyük bir işe girişmiş. Hasat zamanı geldiğinde o yıl bol zeytin olduğu ve herkes malını zeytinyağına çevirmek üzere pres peşinde koştuğundan Thales makineleri istediğine ve istediği parayla vererek büyük kar etti. Böylece filozofların isterlerse çok para kazanabileceklerini, ama uğraşlarının başka şeyler olduğunu herkese kanıtlamış oldu. ❞
Almanya'daki öğretmenleri ona adam olamayacağını, sorduğu soruların sınıf disiplinini bozduğunu, okulu bıraksa daha iyi edeceğini söylemişlerdi. Böylece okulu bırakan genç, Toscana kırlarının güzelliklerini keşfederken, dolaşırken, zihninde sınıfta düşünmeye zorlandığı konulardan başka sorulara yanıtlar aramaya koyuldu. Bu gencin adı ALBERT EİNSTEİN' dı ve zihninde yanıt aradığı sorular dünyayı değiştirdi
Reklam
❝ İnsanoğlunun uzay okyanuslarına yelken açtığı bir çağda yaşıyoruz. Kepler'in gösterdiği gezegen yollarını izleyen çağdaş uzay araçları, insansız olarak yolculuklarını sürdürüyor. Çok iyi bir biçimde yapılmış bu yarı-akıllı robotlar bilinmeyen dünyaları keşfe çıkıyorlar. Dış Güneş sistemine yolculuklar, Jet Propulsion Laboratory (JPL) adını taşıyan California'nın Pasadena'daki NASA (Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi) merkezinden yönetiliyorlar. ❞
Harika soru
❝ Birçok dünya mı, yoksa tek bir dünya mı var acaba? Doğanın incelenmesinde bundan daha soylu ve seçkin bir soru olamaz. ❞ -Albertus Magnus, 13. y.y.
Viking1 uzay aracı Marsa indikten sonra ilk izlenimler (1976)
❝ Araç, gezegene konar konmaz hemen resim almak istiyorduk. Viking 1'in gönderdiği ilk resimler kendi ayak tabanlarına aitti. Mars'ın batak kumlarına gömülebilir korkusuyla bir an önce resmini almak istiyorduk. Resmin yavaş yavaş ve çizgi çizgi ekranlara çıktığını gördük. Karşımıza, aracın Mars yüzeyine konan ayak tabanının kocaman bir resmi çıktı. Az sonra daha başka fotoğraflar da gelmeye başladı. Sondaj aracının gönderdiği ilk resimler arasında Mars gezegeninin ufkunu görüntüleyen resim gelince hayretten donakaldığımı anımsıyorum. Bu hiç de yabancı bir dünya değildi. Bizim Colorado, Arizona ve Nevada'da buna benzer bölgeler vardı. Kayalar ve savrulmuş kum yığınları görülüyor, yeryüzündeki herhangi bir manzaraya benzeyen doğal ve yadırganmayan bir görünüm sergileniyordu. Bir başka deyişle, Mars'ta işte burası gibi bir yer denecek bir görünüm vardı. Kum birikintilerinin hemen ardından yüzünü buruşturmuş bir maden arayıcısının katırını sürerek karşımıza çıkması bizi elbet şaşkınlığa uğratırdı, ama yine de bu düşünce ters gelmiyordu insana. Oysa Venüs'ün yüzeyini gösteren Venera 9 ve Venara 10'un gönderdiği görüntülere bakarken, böyle bir düşünce zihnimin ucundan bile geçmedi. Şu ya da bu şekilde, günün birinde, Mars'ın kendisine döneceğimiz bir dünya oluşturduğunu biliyordum. ❞
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.