Nisa Nur

Nisa Nur
@ktpgb
Güzelleş be oğlum, şimdilik ölümüne kadar hayattasın. Spotify : open.spotify.com/user/xnp92yc4j8...
99 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Kitap on dört ayrı hikayeden oluşuyor. Hepsinin ayrı ayrı konusu var bağlantılı değiller ancak depresif bir şekilde kaleme alınmış. Kitabın adı da yeterince etkileyici ve güzel. Barış Bıçakçı 'nın kalemiyle tanıştığım ilk kitaptı. Öyküler biraz daha uzatılsaydı ya da daha ağır bir duyguyla yazılsaydı beni daha çok tatmin ederdi. Ayrıca yazar kendi duygularını farklı bir olayla kurgulayarak anlatmış gibi. Yaşadığı olaylarla ilgili açık vermeden duygularını anlatmak için çabalamış ve genellikle başarılı da olmuş. Aşk şarkısı dinleyip ailevi problemlere dertlenmek gibi bir his ortaya çıkmış. Aslında "Sonsuz İkindi " öyksünde kendi eleştirisini yapmış gibi hissettim. Eğer öyle değilse de ben de yazar hakkında benzer şeyler düşünüyorum. "Hayatında kelimelerden daha kuvvetli daha gerçek bir şey kalmamıştı. Sekiz roman yazmıştı, yeni bir romanla uğraşıyordu. Farklı bir roman olacak, olmalı, diyordu kendi kendine. Bu zamana denk hep aynı duyarlı insanların hep aynı şikayetlerini yazdım. Şimdiyse yazdıklarım yadırgansın, hatta benden ve romanlarımdan şikayet edilsin istiyorum. Ama roman istediği gibi ilerlemiyordu olay örgüsü üslup her şey çok eğertiydi." İçerikleri güzeldi . En çok sevdiğim hikayeleri, "Bizden Sonra Çakırdikenleri", "Yüz Yirmilik Keçeli Kalem Takımı" ve "Eşeklek" oldu. Yazarın diğer kitaplarına şans vermeyi düşünüyorum. Bundan dolayı 6/10.
Doğum Lekesi Gibi Bir Gülümseme
Doğum Lekesi Gibi Bir GülümsemeBarış Bıçakçı · İletişim Yayınları · 20211,852 okunma
Reklam
163 syf.
·
Puan vermedi
·
11 günde okudu
Her zamanki gibi okuduğum kitaplardaki hikayeler yazarla eşleşiyor mu diye düşünüp kafayı yiyorum. Kitap karakterin işsiz kalıp iş bulma serüveniyle başlıyor olsa da iş bulduktan sonra aynı odayı paylaştığı Raif efendinin hayatını anlatıyor. "Hayatı" diyorum çünkü adamın yaşadığı aşkta Maria ile beraber bir nevi kendi psikolojilerini ortaya koyuyorlar. Bu nedenle ailenin önemli bir kavram olduğunu anlayabiliyoruz. Raif efendi bir gün müzede dolaşırken Kürk Mantolu bir kadının fotoğrafını görür ve uzun süre bakar. Yanına kim gelirse gelsin yüzüne bile bakmaz. Ancak yanına gelen bir kadınla sürekli kesişirler. Hikaye böyle başlıyor adam tanışmaya meraklı ama bir o kadar da fotoğrafa kitlenmiş. Maria erkeklere güvenemiyor. Kadının davranışlarının ve düşüncelerinin nedeni var ve bu nedenler içinde boğuluyor. Açık bir anlatımı vardı bir zaman sonra kitap sizi kendine bir şekilde kitliyor zaten. Raif efendinin defterinde yazanları okumaya başladığından beri de sadece olayla kalmayıp olay örgüsünün son noktasına kadar gelmek istiyorsunuz. Bilmiyorum bi filmi yapıldı mı yoksa biri bunu yaşadı mı ama kitabın kapağını kapattığınız an bi iç çekiş olmuyor değil.
Kürk Mantolu Madonna
Kürk Mantolu MadonnaSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2021317,6bin okunma
436 syf.
·
Puan vermedi
·
9 günde okudu
instagram.com/p/CSv2qUWitkB/?... "Siz devlet olarak tacizcileri engelleyemiyorsunuz, o zaman bu işi biz yaptık diyor adamlar." Herkese merhaba, kitabın konusundan bahsedecek olursak 2012 yılında 12 cinayet işlemiş ve gerekli işaretler bırakmış bir seri katil var adı Körebe. Başkomser Nevzat ve ekibi bu seri katili bulmaya çalışıyor. Bir taraftan da Suriyeli çocukların başına gelen olaylardan bahsediyor yazar. Türkiye'nin gündemindeki olaylar olduğu için etkisinden çıkamayacaksınız ama bir o kadar da bu olaylarla karşılaştığımız için alışmışlık hissiyle okuyacaksınız. Başkomser Nevzat kitaplarında en sevdiğim karakter hep Ali olmuştur. Burada da haklı canım Ali :) Kitap çok akıcı, açık ve dili sade. Bu sebeple kafanızda kolayca seneryoları canlandırabilirsiniz. Ne kadar açıksa o kadar kolay hayal edersiniz. Sanki kitap okumuyoruz da film izliyoruz havası vermiyor değil. Gerek yardımcılarının hayatları olsun çok iyi bir şekilde işlemiş yazar. Tam kitapda her şey düz gidiyor bir olay oluyor sağa sapmak zorunda kalıyorsunuz bazen sola. Bazen öyle acımasız olaylar oluyor ki olduğunuz yerde kalakalıyorsunuz. "Nasıl yapabilir!" sorusu özellikle bir ebeveynin aklını kurcalayacaktır. Kitabı okurken Başkomser Nevzat'a sinirlendiğim olmuştur. Gerek sinirlendim gerek üzüldüğüm çünkü duygular gayet iyi yansıtılmıştı. Bu da hoştu.
Kırlangıç Çığlığı
Kırlangıç ÇığlığıAhmet Ümit · Yapı Kredi Yayınları · 201931,9bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
479 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
67 günde okudu
Herkese merhabaa instagram.com/p/CSl0O4eC1qD/?... Okuyamama dönemine girdiğimde elime aldığım bir kitap oldu bu nedenle bitirmem uzun sürdü. Düzenli okuyunca bitecek bir kitap öyle abartmaya gerek yok diye düşünüyorum. Oğuz Atay 'ı uzun zamandır okumak istiyordum ve ilk okuduğum kitabı Tehlikeli Oyunlar oldu. Bu
Tehlikeli Oyunlar
Tehlikeli OyunlarOğuz Atay · İletişim Yayıncılık · 202231,5bin okunma
184 syf.
·
Puan vermedi
·
8 günde okudu
Herkese merhaba. İnsancıklar, Dostoyevski 'nin ilk kitabı. 1846 yılında Dostoyevski 25 yaşındayken bazı borçlarını kapatmak için yazdığı bu kitap yayımlandı. Kitapta Varvara ve Makar' ın birbirine yazdığı mektupları okuyoruz. Akıcı gibi ama değil de... Ama akıcı da. Her satırda aynı kelimeleri kullanması aşırı boğdu beni. Sayfa 70 adam 80 kere
İnsancıklar
İnsancıklarFyodor Dostoyevski · Can Yayınları · 201862,8bin okunma
Reklam
Reklam
Reklam