Kaldır aradan vahdete hâil ne ise.
Yâ Rab, şu asırlarca süren tefrikadan
Artık ezilip düşmesin ümmet ye’se
Mâdâm ki verdin bize rûh-ı nevîn
Yâ Rab, daha bir nefha-i te’yîd insin.
Bildiğim sen ve ben ve mai deniz
Ve bu akşam ki eyliyor tehziz
Bende evtar-ı hüzn ü ilhamı,
Uzak
Ve mai gölgeli bir beldeden cüda kalarak,
Bu nefy ü hicre müebbed, bu yerde mahkumuz.
Ne hoş bir güzelliği vardır; hafif adımlarla, dünyadan gülümseyerek geçenlerin, kimseye bir kötülüğü dokunmadan yaşayanların, onurlu bir yaşamı seçenlerin.
Hissedince sana vurulduğumu, Anladım ne kadar yorulduğumu, Sâkinleştiğimi, durulduğumu, Denize dökülen bir pınar gibi. Şimdi şiir bence senin yüzündür, ...
Türbedârın gibi tâ fecre kadar bekletsem
Gündüzün fecr ile âvizeni lebriz etsem
Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana
Yine bir şey yapabildim diyemem hatırana
Hiç kimsenin yararlanabileceğinden fazlasını tekeline alma hakkı yoktur; milyonlarca insan açlıktan ölürken, zenginlerin yoksullara verdikleri şeyler, kusursuz bir iyilik değil, kusurlu bir haktır. 1811 Shelley'in "Haklar Deklarasyonu" 28.madde