Kübraaa
@kubiiik
hayat kısa, kuşlar uçuyor
kuş ölür; sen, uçuşu hatırla
Herkes gider... Ne? Bilmiyor muydun sanki sevgili kalbim! Neden hâlâ apartman boşluğunun gün ışığı görmeyen penceresinde kuş sesleri beklersin.
Düzeltmen - Redaktör
Lisans üstü
Ankara
Ankara, 9 Ocak
20 okur puanı
Haziran 2019 tarihinde katıldı
'kahve bana iyi gelecek, yaralarımı saracak' yalanını kim çıkardı? kahve kazanına düştüm, yine de sakinleşemiyorum :/
"Geçecek; her şey geçer, hepsi geçer. Hatta sonra, çok sonra anılar hükmünü yitirdikten, onu iyice unuttuktan, içindeki acının yerini kocaman bir boşluk aldıktan, keşke geçmeseydi dedikten sonra, keşke acısını bir hastalık gibi yüreğimde taşısaydım desen bile geçer. Zaman; insanla oynamayı seven, hem zalim hem de merhametli bir tanrıdır. Ona karşı çıkamazsın; yapman gereken beklemek. Onun, derin bir unutuşla bizi rahatlatacak örtüsünü üzerimize örtmesini beklemek..."
.
.
#ahmetümit #aşkköpekliktir
İşimin Özeti :)
"- Hiç bitmeyecek mi senin bu okuman?
- Bitmeyecek.
- Hiç mi?
- Hiç.
- Niyetin kâtip olmak mı yani?
- Hayır.
- Ya?
- İnsan olmak..."
Orhan Kemal
Okur Takip Önerileri
Gece... kahve... Eski Türk edebiyatı, aruz vezni, beyitler... Bu benim iş yetiştirme telaşlarım ne zaman son bulur tahminî 🥺
"Tanrı'm... Bir işaret ver bana. Hayat yaşamaya değer mi?.. Her şey yoluna girecek mi?.."
Talih ve Tarih
(Benim talihim bu olmamalıydı!)
Allah'ım ne okuyorum ben?.. Günlerdir Rus edebiyatına derin sevgi ve saygılarımı bildirmekten içim şişti. Kahve içmeyi bile unutturdu bana, sağ olsun... Ancak artık belli bir süre benden uzak mı olsa?..
Sabah sabah bu uyum eylem planları, risk raporları, birimler, alt-üst birim kavramları... Mecnun'un da dediği gibi; beynimin içinde leblebi kavuruyorlar, verem mi bi 100 gram?
Gecenin filmi
Blue Valentine (2010)
"Her zaman sevdiğini incitirsin
Asla incitmek istemeyeceklerini
Her zaman en güzel şeyi alıp yerle bir edersin
Her zaman tartmadan söylediğin bir kelimeyle en narin kalpleri kırarsın.
Dün gece kalbini kırdıysam eğer
Seni çok sevdiğimdendir.”
kahve içerken aklıma gelen...
"Yorgunum, kahvem çamur gibi
Batmaya da razıyım, artık beni anla
Yeter ki sen beni
Hiç yazamayacağım bir romanın kollarına atma."
Didem Madak,"Ah'lar Ağacı"
"benim içimdeki çocuk büyümedi hiç.
yıllardır taşıyorum içimdeki çocuğu;
yaşamadığı için büyümedi hiç."
.
.
#oğuzatay #tehlikelioyunlar
Nogaylara şu sıralar çok çok saygılarımı iletiyorum. Sözlüklerini bitirme derdindeyim...
geceleri uyuyamıyorum, gündüz çalışamıyorum; bir ağlama nöbeti tutuyor sonra... şuraya ne yazsam boş, sanki bir boşlukta nedensiz savruluyorum. kelimelerim anlamsız yaşadığımız acı karşısında. o çocukları, kızının cansız elini tutan babayı, çığlıkları, çöken binaları, bir itfaiye erinin omuzundaki kediyi nasıl unutacağız, nasıl geçecek bu iç acısı, nasıl toparlanacağız ülkece?.. geçmiş olsun demeye utanıyorum; uyumaya, yemek yemeye, sıcak bir şey içmeye, tebessüm etmeye utanıyorum... başımız sağ olsun...
"aşkın dili Fransızcaysa aşkın ta kendisi Farsçadır..." demişti giderken. yürek yakan şarkılar bıraktı arkasında, bilmeden...
Dokunmanın da hafızası vardır... Peki ya kokunun? İnsanın kör olmak isteyecek kadar unutmaya zorlandığı anılarının olması çok acı... Bir yerde okumuştum: sarılırken kokusunu içine çekmişsen eğer, özlerken burnunun direği sızlar...
Bu yara öpülünce iyileşecek gibi değildi, ben de tuz basarak kapanmasına vesile oldum...
Düşünmüyorum eskisi gibi. Her şey olacağına varıyor; inanıyorum... İçimiz hep bir hoşça kal ülkesi...
Gece gece bir sözlük üzerinde düzelti yapmak, çaresizlikten öte bir şey değildir... Hiçbir şey bilmeyen bilgenin dediği gibi, bu bir iç savaştır; düşmanı sadece kendisi olanın savaşı...
Bir şarkı dilimde: şeyhim beni ışınla! Hissiyatımı kaybediyorum...