Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Allah ŞAHADETLERİNİ kabul etsin.
MEKANLARI CENNET OLSUN 2015-2016-2017 YILI TEMMUZ AYINDAN BERİ 1170 VATAN EVLADI ŞEHADETE ERDİ 1-ŞEHİT POLİS MEMURU BÜNYAMİN TORĞUT 2-ŞEHİT POLİS MEMURU OKAN ACAR 3-ŞEHİT POLİS MEMURU FEYYAZ YUMUŞAK 4-ŞEHİT UZMAN ONBAŞI MÜSELLİM ÜNAL 5-ŞEHİT ASTSUBAY MEHMET YALÇIN NANE 6-ŞEHİT POLİS MEMURU TANSU AYDIN 7-ŞEHİT ASTSUBAY İSMAİL YAVUZ 8-ŞEHİT UZMAN
Nitekim İran'ın kuzeyinde konuşlanmış durumdaki Hülegü,Kubilay'ı kağan olarak tanırken Cuçi Ulusu'nun başındaki Berke ise Arık Böke'yi destekliyordu.
Kronik Yayınları
Reklam
İlhanlı Devleti Tarihine Genel Bir Bakış
Moğolların kalabalık bir kolunun Hülagu öncülüğünde 1256 yılında Ceyhun Nehri'ni aşıp Horasan'a girmesiyle başlayan ilerleyişi, Azerbaycan merkezli olarak İran, Irak ve Anadolu topraklarının da önemli bir kısmını kapsayan bir devletin kurulmasıyla sonuçlanmıştı. İlhanlılar olarak anılan bu devlet Yakın Doğu'nun siyasi, sosyal ve
Merhaba kitapseverler #BirDamlaGözyaşı#Gizem#Gerilim#YeraltıEdebiyatı#okudumbitti#ozlemli_kitaplar#alıntı "Evet seni seviyorum! Geçmişi silip bütün ayıplamaları, horlamaları geride bırakarak uzak diyarlarda yeni bir hayat vaat ediyorum sana. Sevgimle, aşkımla sarmalanmış üstüne titremiş bir hayat... Süleyman bey ile Gonca' dan Kağan ,Emre ,Esra, ,entel müşfik,,Ceyhun,Kubilay,Asya,Leyla herbirinin hikayesi farklı olsada,yoları birbiriyle kesişiyor... Çok karakter kullanılmış olsada hikaye bir yere evriliyor ... Romanda farklı ve değişik bir üslup kullanılmıştır. Yeraltı edebiyatından da bazı yerlerde göreceksiniz. Bu türü sevenlere güzel bir öneri olsun.Sağlıcakla,kitapla kalın @theseusyayınevi
Aylin Sezersan
Aylin Sezersan
Kuş olup uçmak = ölmek
Türk an'anesine göre Ruh öldükten sonra kuş olup uçuyor­du. Bu itibarla eski metinlerde kuş olarak uçtu diye geçer. Kuş olurken, yani ölürken Kübilay Kağan aydmış, demiş: ”Ey benim milletim, benden son­ra eğer milleti bir araya toplamak isterseniz halkın vücutlarını topla­maktansa gönüllerini toplamaya çalışınız. Gönüllerini topladıktan sonra onların vücutları nereye gidebilecek?"
Sayfa 35
Mengü 1251 kurultayında ulu kağan ilan edildi. Moğol birliği korunmuştu ama bu arada büyük eyaletlerin, Rusya, İran ve Çin'in özerkliği onaylanmıştı. Mengü, tarihe, Moğolların en büyük hükümdarı diye geçmiş olsa da, seçilmesi bile "stepler, göçebe yaşam ve savaş" olarak özetlenebilen Moğol karakterinde küçük bir geri adım
Sayfa 178 - Doğan Kitap YayınlarıKitabı okudu
Reklam
256 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Timur Han
Timur devrine geçmeden önce Timur'dan önceki durumdan bahsetmiş yazar. Ben de burada birazcık o karışık döneme maksat bilgi aktarımı olsun diye değinmek isterim. Cengiz Han'dan sonra devletin başına Ögedey geçiyor ve onun kardeşi Çağatay'a ise belli başlı yerler veriliyor. Çağatay müslümanlığa iyi bir niyetle bakan kişi değildir.
Timurlular
Timurlularİsmail Aka · Kronik Kitap · 201983 okunma
1260'ta büyük kağan ilan edilen ve arkasından Sung hanedanını yıkarak Kuzey Çin topraklarını ele geçiren Kubilay Han 1264 yılında idare merkezini, kendilerinin Hanbalık (han şehri) de­dikleri Çin hükümdarlarının oturduğu Chungdu'ya (İslam kay­naklarında Çünkdü/Pekin) nakletti. Burada üç yıl oturduktan sonra şehrin kuzeydoğusunda yeni bir şehir kurdurdu ve buna Yeni Hanbalık (Çin kaynaklarında Tatu "büyük saray", Avrupa kaynaklarında "Tatar şehri") denildi. Şehrin kurulmasında iki ünlü Müslüman mimar görev almış, Orta Asyalı olduğu sanılan İhtiyarüddin adlı bir diğer Müslüman da sarayın inşasında ustabaşılık yapmıştı. Kubilay Han, Tsiatung (Zeytun) gibi önemli şehirlerden Hanbalık'a kadar uzanan ve "imparator kanalları" denilen, gemilerle yolculuk yapmaya ve yük taşımaya uygun ge­niş kanallar açtırmıştı.
Sayfa 146 - Kronik KitapKitabı okudu
Büyük Kağan Kubilay'ın, devlet merkezini Karakurum' dan Pekin' e alması ve asıl Moğol bölgesinin de bu merkeze bağlanması ile Türk ve Moğol milletleri arasındaki ilişkiye bir set çekilmiş ve bunlar arasında uzun zamandan beri devam eden bağların her konuda gevşemesine ve tamamen kesilmesine neden olmuştur. Bu tarihten itibaren bu iki millet arasında meydana gelen ilişkiler, her yerde ve dönemde milletler arasında görülen doğal sınırları aşmamış ve gerek etnik ve gerekse kültür bakımından, kuvvetli bir etkiye yol açmamıştır.
Sayfa 42 - AnonimKitabı okudu
Moğol devletlerini yönetmek sevdasını da bırakmak zorunda kaldı. Rusya'daki Altın Orda, Kubilay daha Ulu Kağan olarak tahta geçmeden çok önce bağımsız bir siyaset izlemeye başlamıştı. Orta Asya'daki düşman Çağatay Hanlığı, Kubilay'ı devirmeye çalıştı. İran'daki İlhanlar, Ulu Kağan'a bağlı kalan tek Moğol devleti oldu ama İran ile Kubilay'ın başkenti arasında iletişim zayıf olduğu için, İlhanlar aslında özerk davrandılar. Zamanla onlar da kendi Müslüman tebaalarından etkilenerek Uzakdoğu'daki Moğollardan uzaklaştılar. Geleneksel olarak Çin kültür dairesinde bulunan Mançurya gibi bölgeler bile Kubilay'ın hükmüne karşı ayaklandı. Yaşamının son on yılında bütün bu zorluklara kişisel sıkıntıları da eklendi.
Sayfa 224 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Nayan'ın Ölümü
Kubilay'ın Orta Asyalı rakibi Kaydu'nunkilere benziyordu ve anlaşılan bu iki önder, Ulu Kağan'a saldırılarını ortak planlamışlardı. Nayan isyanı hakkında derin ve ayrıntılı bilgi veren Marco Polo, Moğol önder hakkında şöyle yazar: " [Nayan] Büyük Türkistan taraflarında önemli ve güçlü bir hükümdar olan, ayrıca Ulu Kağan'ın
Sayfa 217 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Diziden daha farklı bir "Ahmet"
Konfüçyüsçü Uygur Lien Şi-şien, Ahmet kendisini zimmetine para geçirmekle, zinayla ve başka uygunsuzluklarla suçlayınca emekli oldu. (..) Ahmet'in mali siyaseti, sarayda öne çıkan Çinlilerden de muhalefet gördü. Ahmet'ten hoşlanmayan, oğullarına ve akrabalarına devlet görevleri vermesine karşı çıkanlar arasında belki de en önemlisi
Sayfa 179 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Aynı dizideki "harem" ve "cariye seçme statüsü" gibi
Kubilay özel yaşamında da yerel mirasını korudu. Dört eşinin hepsi Moğol'du. Ancak cinsel ilişkileri eşleriyle sınırlı değildi. Oldukça büyük bir haremi vardı, Marco Polo da bu haremi şu unutulmaz cümlelerle tanımlar: "Ungrat denen bir Tatar ırkının yaşadığı bir ülke olduğu doğrudur. Bunlar açık tenli ve çok güzel insanlardır. Kadınları da çok güzeldir ve mükemmelen terbiye görmüşlerdir. İki yılda bir bu ırkın en güzel yüz kızı seçilir ve isteği üzerine kağana getirilir. Kağan, bu söz ettiğim ülkeye ulak gönderip, güzellik ölçülerine göre en güzel kızları seçmelerini söyler ... Kızlar huzura geldikleri zaman başka uzmanlar tarafından da değerlendirilmelerini sağlar ... Onları sarayın yaşlı hanımlarının yanında tutar ... onların yanında yatırıp, nefeslerinin kokup kokmadıklarını, uyurken horlayıp horlamadıklarını, herhangi bir yerlerinden hoşa gitmeyecek kokular saçıp saçmadıklarını ve bakire olup olmadıklarını yoklatır."
Sayfa 170 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Kubilay, Moğol geleneklerini korumak için de olumlu adımlar attı; örneğin geleneksel Moğol törenlerini sürdürdü. Her Ağustos ayında Şanğ-tu'dan ayrılıp sonbahar ve kışı geçirmek için Ta-tu'ya giderken, kısrak sütü saçtı. Dört şaman eşliğinde yapılan bu törenin, talihin bir yıl açık olmasını sağladığı söylenir. Tören kapsamında bir at ve birkaç koyun kurban edip Göğe boyun eğerek Cengiz Kağan'ın adını çığırdıktan sonra, özel yetişmiş kısrakların sütü saçılıyordu. Böylece Kubilay atalarını onurlandırmış ve onlardan kut alarak, gelen kış boyunca talihini açmış oluyordu. Bir başka Moğol töreni de, yılsonuna doğru kötü talihi kovmak için yapılırdı. Törene katılanlar, Moğolların düşmanlarını simgeleyen, saman ve ottan yapılmış bir adam ve bir köpek kuklasına ok salıyor, sonra da şamanlar halkın kalkınması ve hastalıklardan korunması için yakarıyorlardı. Hanedandan biri hastalandığında bir yurda taşınıyor ve iyileşene kadar her gün iki koyun kurban ediliyordu.
Sayfa 168 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Hıristiyanlara hitap edebilmek için ayrıca Batı'ya Nasturi Hıristiyan elçi heyetleri yolladı. Bunların en öne çıkanı Rabban Sauma idi. Kutsal topraklara hacca gitmişti ama Argun İlhan tarafından daha da Batı'ya, Fransız Kralı Adil Philip ve İngiliz Kralı 1. Edward ile görüşmek üzere Bordeaux'ya gönderilmişti. Rabban Sauma'nın misyonerlik yolculuğu, Kubilay'ın Hıristiyan Batı ile bağlantısını sürdürdüğünün kanıtıdır. Hem ticaret yapmak istediği için hem de dünya çapında Ulu Kağan olarak kabul gördüğünü Çinli tebaasına kanıtlayabilmek isteği yüzünden Batılı konuklara ihtiyacı vardı.
Sayfa 148 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
184 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.