Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kübra Nur Ocak

312 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Hayalet Kalp en yakın arkadaşını kaybeden Suzy'nin bir şeylerin birdenbire olmayacağını kanıtlama, aslında bir şeyleri telafi etme çabasını anlatan bir kitap. Arka kapak yazısında arkadaşlık ve hayal gücüyle alakalı şeyler yazınca bir de kapaktaki görselden yola çıkarak biraz fantastik öğeler içeren denizanası arkadaşlığı falan beklemiştim ama öyle değilmiş Suzy, en yakın arkadaşı Franny öldüğünde içine kapanıyor ve konuşmuyor. Suzy'nin merakı, araştırma hevesi, dünyaya bir çocuk gözüyle bakıp her şeyden etkilenmesi beni çok heyecanlandırdı. Romanlarda bilimle alakalı detaylar okumak beni çok sevindiriyor. Yaşıtları modaya, erkeklere ilgi duyarken Suzy'nin ilgilendiği şeyler çok daha farklı. Bu da onu direkt olarak dışlanan, tuhaf insan konumuna getiriyor. Kitapları beğenmemizin bizim yaşanmışlıklarımızla da alakalı olduğunu düşünüyorum. Bir dönem insanlara laf anlatmanın çok zor olduğunu ve bunun için uğraş vermenin gereksiz olduğunu düşünmüş, kendi içime kapanmıştım. Hâlâ bazen o zamanların etkisini üstümde hissedebiliyorum. Bir kez kendinize yöneldiğiniz zaman bir daha dış dünyaya açılmak çok zor olabiliyor. Özellikle okul yıllarında. Bunlar olmasa benim için ortalama bir kitap olabilirdi ama dediğim gibi hayatımız da kitapları şekillendirmede büyük önem taşıyor. Kaç kişi okursa o kadar farklı anlamı oluyor kitapların. Suzy'nin yolculuğu güzel detaylarla süslenmiş bir hikâye sunuyor bize. Akıcı, bir çırpıda okunabilecek bir kitap. İçindeki bir detaydan dolayı küçük yaştakilere pek önermiyorum. Bunun dışında zaman geçirmek için güzel bir kitap.
Hayalet Kalp
Hayalet KalpAli Benjamin · Yabancı Yayınları · 20163,044 okunma
Reklam
87 syf.
9/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
Kitaba BA YIL DIM. Padişahla Yürekdede'nin hikâyesini geçiyorum, Yürekdede ve eşi arasındaki sevgi, muhabbet, sıcaklık her şeye bedel. Zarifoğlu kitaba gündelik hayatı o kadar güzel yerleştirmiş ki su kaç yudumda içilirden, nasıl dua edilire kadar her şeyi anlatmış. Karakterler kanaatkar, Allah'a ve birbirlerine bağlılığı sonsuz kişiler. Her şeyde Allah'ın rızasını gözeten bu çifti okumak ruhuma çok iyi geldi. Benden önce okuyan kardeşim de çok beğendi kitabı. Bu masalsı anlatı yüreğinize çok iyi gelecek. Kitapla ilgili tek sorunum bazı redaksiyon hatalarıydı. Aynı kelimenin farklı yazılışları bir arada kullanılmıştı. Kitabın kapağında da Yürekdede ayrı yazılmış. Bunun dışında her şey mükemmeldi. Cahit Zarifoğlu'nun diğer çocuk kitaplarını okumayı dört gözle bekliyorum
Yürekdede İle Padişah
Yürekdede İle PadişahCahit Zarifoğlu · Beyan Yayınları · 20152,185 okunma
108 syf.
7/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Kitap 14 hikâyeden oluşuyor. Sait Faik çok iyi bir gözlemci. Hikâyelerinde de bu gözlemlerini aktarıyor, karakterler, doğa tasviri o kadar canlı ve gerçekçi ki gözünüzün önünde canlanıyor. Yazar, İstanbul'a epey hakim ve bunu hikâyelerinde bolca kullanıyor. Ben özellikle adada geçen hikâyelerini okumayı çok seviyorum. Sait Faik'te okumayı en
Lüzumsuz Adam
Lüzumsuz AdamSait Faik Abasıyanık · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20137,9bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
303 syf.
8/10 puan verdi
·
32 saatte okudu
Mine Araz 25 yaşında, dudak parlatıcısı bağımlısı bir çöpçatan. İşler ters gittiğinde tam ne yapacağını düşünürken karşısına Akın çıkıyor. Akın'a kendisinin sahte sevgilisi olması karşılığında ruh ikizini ve son aşkını bulmayı teklif ediyor. Kitapla ilgili bahsetmek istediğim ilk şey kadın karakter. Bu tarz romanlarda kadın karakter ya tam bir
Son Aşkım
Son AşkımKübra Nur · Agapi Yayınları · 2020135 okunma
160 syf.
·
Puan vermedi
·
23 günde okudu
Aylak Adam, yine kitaplığımdaki en eski kitaplardan biri. Kitabın ilk 100 sayfasında sıkıldığımı itiraf etmeliyim. Modernist romanlardaki bilinç akışı tekniği beni çok yoruyor. İç monologları takip etmekte zorlandığımı hissediyorum fakat sonraki 50 sayfa su gibi akıp gitti. . C. babasından ve onun savunduğu değerlerden nefret eder. Sırf bu yüzden çalışmaz ve babasından miras kalan parayı harcar. Aşkı bularak hayatını anlamlandırmaya çalışırken bir yandan da her kadında onu büyüten teyzesini arar. Babasından ne kadar nefret ediyorsa teyzesini de o kadar sever. C. karakterinin adı kitap boyunca geçmez. Bu belki de onun antikahraman olması ve yalnızlaşmasıyla toplumdan ayrılması sebebiyledir. . Kitap boyunca İstanbul'dan bunalmış bir anlatım vardır. İstanbul'un çeşitli semtlerine olumsuz bir açıdan bakar, arabalar ve binalar onu bunaltır. Hatta kitabın sonuna doğru yazlığa gider. . Kitapta C.'nin geçmişle ilgili anlattığı şeyleri okudukça ona acımayla karışık bir şefkat hissettim ve o noktadan sonra kitaba daha çok bağlandım. Özellikle kulakla ilgili tiki beni üzdü. Kitap biraz buhranlı olduğu için herkes okuyabilir mi bilmiyorum ama insanı yorduğu kesin. Son sayfalarda alıntıladığım pek çok yer oldu. Yine de benim şu anlık favorim ilk modernist eserimiz Kemal Bilbaşar'dan Denizin Çağırışı. Bana göre o eser baba oğul ilişkisini ve toplumdan soyutlanmayı daha iyi yansıtmıştı. Mutlaka iki kitapla da ilgili makaleler okuyacağım. Son olarak iyi ki bu basım almışım diyorum, Yusuf Atılgan kitaplarının yeni kapaklarını pek beğenemedim. Keyifli okumalar
Aylak Adam
Aylak AdamYusuf Atılgan · Yapı Kredi Yayınları · 201760,1bin okunma
Reklam
304 syf.
7/10 puan verdi
·
12 günde okudu
Emmeline, İkinci Dünya Savaşı sırasında Londra'da savaş muhabiri olarak çalışmak isteyen fakat yanlış anlaşılmalar sonucu kendini magazinsel bir dergide asistan olarak bulan bir kadın. Bu süreçte savaşla ve ilişkilerle başa çıkmaya çalışırken aynı zamanda başkalarına da yardımcı olmaya çalışıyor fakat seçtiği yöntemler biraz yanlış. . Kitabı fuarda inceledim ve mektuplardan dolayı çok heveslenerek aldım. Savaş dönemi İngilteresini nasıl yansıtacağını merak etmiştim. Bir cephe gerçeğinin yanı sıra bir de günlük hayatın ilerleyişi var çünkü. . Romanı hakkında düşüncelerim biraz karışık. Karakterler pek içime sinmedi. Bazı davranışların altı doldurulmamıştı. Sonu da havada kalmış gibi geldi. Bazı kısımlarda olaydan çok koptum. Yazarın bu dönem dergilerini incelemiş olması da beni ümitlendirmişti ama istediğim gibi olmadı. Konu, mektuplar bayağı ilgimi çekti ama eksik bir şeyler vardı sanki. Ayrıca Bayan Bird karakteri de biraz sinir bozucuydu. Kötü bir roman diyemem ama bayıldığım bir roman da olmadı. Savaş dönemiyle alakalı eserleri seviyorsanız bir şans verebilirsiniz.
Sevgili Bayan Bird
Sevgili Bayan BirdA.J. Pearce · Yabancı · 201997 okunma
355 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Kitaplığımda çoktandır duran kitapları bitirmeye çalışıyorum. Bunlardan biri de Bülbülü Öldürmek. Nedense bir türlü elime alamadığım kitaplardan biriydi ama okurken buna hiç gerek olmadığını anladım. Kitap Atticus ve iki çocuğunun yaşamını konu alıyor. Kitabın içine girdiğimizdeyse işler bambaşka bir hâl alıyor. Anlatıcımız başta yedi yaşında olan
Bülbülü Öldürmek
Bülbülü ÖldürmekHarper Lee · Sel Yayınları · 201472,5bin okunma
396 syf.
·
Puan vermedi
·
17 günde okudu
Okumak işkenceye dönüştü. Son sayfalarda iyice sıkılıp atlayarak okudum. Yok arkadaş alışamadım Fransız edebiyatına... Kitabı yarım bırakabilen biri olsam bir saniye düşünmezdim.
Madame Bovary
Madame BovaryGustave Flaubert · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201933,4bin okunma
126 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
19 günde okudu
2015'te Batı Edebiyatı dersi için bu kitabı okumamız gerekiyordu fakat sonradan işleyemedik. Ben de okumadım ama kafamda hep okumuşum gibi kodladım çünkü kitap hakkında her şeyi biliyordum. En sonunda okumayı da başardım. Kitabı okurken bazı sayfalarda kitap beni içine almayı reddetti resmen. Çok beğenerek okuduğum kısımlar varken birdenbire bir sayfayı üç kere okuyor fakat anlayamıyordum. Böyle zamanlarda kitabı elimden bırakıp sonradan okumaya karar verdim. Bu yüzden bu kadar uzun sürede okudum -aynı anda iki kitap okumamın da etkisi var tabii- ama kesinlikle işe yaradı. Kitabı okurken burayı alıntıya boğdum çünkü her satırından aşırı keyif aldım. Gerçekten bir sanatçının yazdığı belli oluyordu mektupları. Werther'in duygusallığı, buhranları bildiğim duygular sayılmaz ama acısını içten bir şekilde anladım, hissettim. Anlatımın ve mektupların şiirselliği beni büyüledi. Werther'in yaşamla ölüm arasında sıkışıp kalması, Albert'i hem sevmesi hem de ondan nefret etmesi, Lotte'ye ve kardeşlerine olan saplantılı sevgisi beni çok etkiledi. Ne kadar geç olsa da okuduğum için mutluyum. Yeni hedefim Goethe'den Faust'u okumak. Bakalım o ne zaman mümkün olacak?
Genç Werther'in Acıları
Genç Werther'in AcılarıJohann Wolfgang Von Goethe · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2021121,7bin okunma
384 syf.
6/10 puan verdi
·
15 günde okudu
Kitabı telefonuma indirmiştim ve arkadaşımda görünce ben de okumaya başladım. Başlangıçta çok hızlı ilerlerken bazı yerlerde sıkıldığımı hissettim. Karakterler güzel yazılmıştı ama yer yer Finch'e ulaşamadığımı ve onu anlayamadığımı hissettim. Genel olarak güzel bir kitaptı benim için, sonunu bildiğim için fazla etkilenmedim ve gereken sonun bu olduğunu içten içe hissettim. Finch'e çok üzüldüğüm bölümler oldu, özellikle babasıyla ilişkileri beni yıprattı resmen. Violet ve Finch'in gezileri ve oraya bambaşka gözlerle bakmaları kitabın en sevdiğim noktası olabilir. İlişkilerinden çok bu kısımlar öne çıktı benim için. Violet'in hep bir parça bencil olduğunu düşündüm kitap boyunca. Bir yerde Violet, üzüntüsünden dolayı insanların onun yaptıklarını görmezden gelmesine daha fazla tahammül edemiyordu ki bu da bana Canavarın Çağrısı kitabındaki Connor'ı hatırlattı. Bu yüzden Violet'i sevmeye başladım. Şunu söylemeliyim ki yazardan daha önce Tut Ki Seni Seviyorum'u okumuş ve çok beğenmiştim. O kitapta karakterlerin duygularını ve olaylarla başa çıkış şekillerini daha iyi yansıtmıştı bence. Karakter gelişimi ve yaşanan aşk da çok daha iyiydi. Bu romanında ise bazı şeylerin yüzeysel kaldığını hissettim. Merak ettiğim için bir ara filmini de izleyeceğim.
Hayatın Kıyısında
Hayatın KıyısındaJennifer Niven · Pegasus Yayınları · 20162,699 okunma
Reklam
384 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
23 saatte okudu
Çoktandır bir solukta okuyacağım bir kitap arıyordum. Elime aldığım çoğu kitapta bu yönden hayal kırıklığına uğradım. Nefret Oyunu ise bana aradığım şeyi verdi. Kafamı dağıtmak için okuduğum çok güzel bir kitaptı. Bu tarz kitaplarda en sevdiğim şey derinlikli yazılmış karakterler. İçinde hiçbir şey olmayan, sırf aşk ve tutku için yazılmış şeylerden de hoşlanmıyorum. Karakterlerin güzelce işlenmesi ve bir yandan aşk yaşanırken diğer yandan karakter gelişimi yaşanması beni mutlu etti. Lucy ve Josh arasındaki oyunları ve laf sokmaları okumak eğlenceliydi, okurken adeta gözümde canlandılar ve romantik komedi izler gibi hissettim. Lucy'nin çatlaklığı, giyinişi, yaptığı şeye yürekten inanışı hoşuma giden şeylerdi. Kitap ilerledikçe kimseye hayır diyememesinin ve yalnızlığının sebeplerini öğrenmeye başladık. Josh ise göründüğünden çok farklı bir karakter. Sert duruşunun altında bambaşka bir kişilik yatıyor. Okudukça onu daha çok sevmeye başlıyorsunuz. Lucy de bizimle beraber onu keşfediyor kitap boyunca. Özellikle sonlara doğru gelişen olaylar çok hoşuma gitti. Dediğim gibi hızlı okunan akıcı ve sevimli bir kitaptı. Zaman zaman açıp bazı sahneleri tekrar okuyacağımı düşünüyorum gülmek için. Bir ara kitap fuarında yine bu tarz kitaplar okumakla yargılandım ama alıştım artık insanları geçiştiriyorum Bu arada yurt dışındaki yayıncılık sektörü hakkında birkaç şey öğrendiğim bu yüzden kitabı okumak değişik bir tecrübe oldu benim için.
Nefret Oyunu
Nefret OyunuSally Thorne · Yabancı Yayınevi · 20182,246 okunma
160 syf.
8/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Hasan Ali Toptaş'tan okuduğum ilk eserdi, beğendiğimi söyleyebilirim. Bir gürgen ağacının dilinden yazılmış, insanoğlunun ne kadar acımasız olabileceğini gösteren bir kitaptı. Ormandan kesilen ağaçlarla doğayı nasıl da katlettiğimiz açıkça ortaya konmuştu. İnsanların geçim derdi için nasıl da canavarlaşabileceğinin de göstergesi bir olay örgüsü vardı. Kitaptaki masal havası bana büyülü gerçekçiliği hatırlattı. Bu kitap o türde sayılabilir mi bilmiyorum ama ben Toptaş'ın geleneği kullanma biçimini çok sevdim. Kitapta çok güzel alıntılar buldum. Gürgen ağacının yolculuğu bir nevi "Hayat, sen planlar kurarken başına gelenlerdir." mottosunun vücut bulmuş haliydi. Gürgen ağacı kötü bir sondan kaçmak için uğraşırken onu bekleyen şeyler acıydı. Gürgen dalının yolculuk boyunca yaşadıkları da çok şey anlatıyordu bence. Kitabın birkaç yerde çocuk kitabı olarak geçtiğini gördüm ama bence 12 yaş öncesine çok uygun değildi. Çizimlerinin de biraz içimi kararttığını söyleyebilirim ama asıl amacı bu da olabilir. Genel olarak sevdiğim, çok hızlı okuduğum akıcı bir kitaptı. Sadece "sözgelimi" ifadesinin çok fazla kullanılması beni rahatsız etti ama o da leit motif olarak kullanılmış olabilir.
Ben Bir Gürgen Dalıyım
Ben Bir Gürgen DalıyımHasan Ali Toptaş · Everest Yayınları · 20196,7bin okunma
552 syf.
6/10 puan verdi
·
13 günde okudu
Spoiler içerebilir! Seriyi okumam iki ay sürdü, İKİ. Normalde fantastik serileri çatır çatır bir haftada okurum ama kitaplar bitmek bilmedi resmen. Tam ikinci kitapta akıcılık düzeldi derken üçüncüde yine işler sarpa sardı. Bunda çevirmenin de etkisi olduğunu düşünüyorum çünkü kendisinin çevirdiği hiçbir kitabı kısa sürede okuyamadım. Bir de tonla
Sabah Yıldızı
Sabah YıldızıPierce Brown · Pegasus Yayınları · 20161,043 okunma
192 syf.
5/10 puan verdi
·
27 günde okudu
Kitabı okumadan yaklaşık iki sene önce Halikarnas Balıkçısı'nın Aganta Burina Burinata Romanında Otobiyografik Yansımalar ve Tanıklıklar adlı bir makale okumuş hatta sınavda da uzun uzun bu makaleyi anlatmıştım. Kitap hakkında çoğu şeyi biliyordum ama okumanın bu kadar zor olacağını tahmin etmemiştim. Kitapta Cevat Şakir'in hayatına paralel birçok olay ve şahıs var. Yazar kendisinin yaşadığı ya da çevreden duyduğu olayları estetik mesafe koyarak çok iyi yansıtmış. Romanı okumak benim için çok zor oldu açıkçası. Denizcilik terimlerinin beni aşırı sıktığını söyleyebilirim bu yüzden denizle alakalı kişiler daha zevkli şekilde okuyabilir. Kitapta birçok karakterin zorlu yaşamı yansıtılmıştı ve çok iyi noktalara parmak basılmıştı ama okurken beni rahatsız eden birkaç şey vardı. Din ve din adamlarına karşı bakış. Çoğu denizci karakter Allah'ı sadece işi düştüğünde anıyor, başlarına kötü bir olay geldiğinde isyan ediyordu. Din adamları yalancı, ikiyüzlü gösterilmişti. Cevat Şakir bir ara Rufaî tarikatına girmiş ve söylediklerine bakılırsa oradaki dervişleri çok beğenmiş. Yazdığı kitabın bu dönemden önce olduğunu sanıyorum. Her neyse otobiyografik yansımalar gayet iyiydi. Fatma karakterini çok sevdim ki onun da bir gerçekliği varmış. Kitap akıp gitmedi maalesef ama böyle bir kitabı okumak yeni bir deneyim oldu.
Aganta Burina Burinata
Aganta Burina BurinataHalikarnas Balıkçısı · Bilgi Yayınevi · 20224,801 okunma
488 syf.
8/10 puan verdi
·
19 günde okudu
İlk kitaptan daha aksiyonlu ve dolu doluydu. Daha fazla zamanım olsaydı kısa sürede bitebilecek bir kitaptı. Darrow'un daha zorlu görevleri vardı ve okulun aslında pretor olduktan sonra yaşadıklarının yanında bir hiç olduğunu gördü. Zorlu sınavlar verdi, dostlarıyla sınandı. Serilerde genelde ikinci kitap olaylar geliştiği için daha iyi olur, bu kitapta da öyleydi. Sonunda üçüncü kitabı tetikleyecek bir bomba yaşanacağını tahmin ediyordum çünkü bir ara her şey üst üste iyi gitti. İlk kitaptan çok daha fazla sevdim. Üçüncü kitaba hemen başlamayı düşünüyorum. Tüm bunlar bir yana seride içime sinmeyen bir şey var ama henüz ne olduğunu çözemedim.
Altın Oğul
Altın OğulPierce Brown · Pegasus Yayınları · 20151,326 okunma
448 syf.
7/10 puan verdi
·
14 günde okudu
İlk 150 sayfa aşırı sıkıcıydı, o kısmı okumak çok zamanımı aldı. Yazar kitaba direkt Enstitü kısmından başlayıp ilk 100 sayfayı flashback olarak yazsa bizi bu sıkıntıdan kurtarabilirdi. Kitap 250'den sonra hareketlendi ve aktı. Sonrasını 2 günde bitirdim zaten.Sürekli savaş stratejileri geliştirildiği için son kısımda tempo hiç düşmedi ve en merak ederek okuduğum kısım oldu. İlk kısımları bu kadar övdükleri kitap bu muymuş diyerek ikinci kısmı fena değil işte diyerek ve son kısmı da vayy işler ilginçleşiyor diyerek okudum. Sondaki bir olay çok iyiydi onun dışında sürpriz bir durum vardı ama o da çok barizdi diye düşünüyorum. Bunun dışında karakterleri sevdim, gelişimleri güzel işlenmişti. Bence ortalama ama potansiyeli yüksek bir kitaptı, serinin diğer kitaplarında daha iyi şeyler olacağını umuyorum. Yazar oluşturduğu dünyayı anlatmak için yüz sayfa harcamasa daha güzel bir kitap olabileceği kesin. Ayrıca çevirinin bazı kısımlarını hiç beğenmedim. Kitaba karşı daha hevesli olsaydım İngilizce okumaya karar verirdim. Yine de boş zamanınızda şans verilebilecek bir kitap.
Kızıl Yükseliş
Kızıl YükselişPierce Brown · Pegasus Yayınları · 20152,010 okunma
Reklam
344 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Bonnie ve Clyde size inanıyorum! Yazarın okuduğum tüm kitaplarını çok sevmiştim. Sonsuz + Bir de öyle oldu benim için. Karakterler, kurgu çok hoşuma gitti. Her kitapta bir arayış ve kendini buluş olması yazarı sevmemin en büyük nedenlerinden biri. Matematik ve müzik göndermelerini çok sevdim. Birçok kişi Bonnie'nin bencilliğinden bahsetmiş ama yazar zaten mükemmel değil kusurlu karakterler oluşturuyor. Bonnie'nin şartları düşünüldüğünde bencil olması da çok normal ki aslında çok da yardımsever bir karakter. Kaybolmuş, yolunu ve amacını arayan karakterler gerçekten çok hoşuma gidiyor çünkü bence hayat bir yoldan ibaret.
Sonsuz + Bir
Sonsuz + BirAmy Harmon · Yabancı Yayınevi · 2019264 okunma
312 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Bu kitabı o kadar çok seviyorum ki hakkında saatlerce konuşabilirim. Bu yüzden konusunu anlatmadan direkt yoruma geçeceğim. Burayı alıntıya boğmamak için kendimi zor tutuyorum çünkü kitabın her satırına aşığım Öncelikle kitabın içindeki mektupların güzelliğinden bahsedeceğim. O kadar güzel düşünülmüş ve o kadar nahif yazılmış ki! Mektuplar beni
Sevgili Limon Çiçeği
Sevgili Limon ÇiçeğiBetül Güçlü · Müptela Yayınları · 20191,862 okunma