Birini örnek alıp da yola çıkanlar, yolun sonunda kendilerini bulamıyorlarsa, onların vay haline. Mesela ben, "İsmet Özel'' olmak için yola çıkmıştım, " İbrahim Tenekeci" oldum.
Yazarlığını kişiliğine göre değerlendirmeden hakkını veremeyeceğim bir inceleme olacak bu. Nitekim siyasi duruşunu da kendi gerçekliğine borçlu olan birinin bunu kitaplarına yansıtması sürpriz olmasa gerek.
Kaldı ki hayatı başkasının yaşamından öğrenmediği için daha adil bir dünyayı pembe tablolar çizerek mümkün kılmaya çalışmıyor, en azından bunu yalnızca kendisinin başaracağına inanmıyor.
Dolayısıyla böyle bir kalemin arka mahallelerin insanlarından bahsetmesi yadırganmamalı. Kenar mahallelerden dem vurması garipsenmemeli. Bilakis alkışlanmalı.
Edebi yönüne gelince, olay örgüsünü anlayınca karmaşık gibi görünen meseleler çorap söküğü gibi çözülüyor. Demirtaş'ın mizahi dili de bunu kolaylaştırıyor sanırım.
İyi okumalar...