Gözleri daldı. "Su kenarında bir evin hayalini kurardık bazı akşamlar. Denizi çok severdi Uğur. Denize uzanmış bir kayanın üzerinde bir ev hayal ederdi. Dünyadan uzak. Nihayet ikimize ait bir ev. Kapısını çalınca benim açacağım, Uğur'un gecenin bir saati beni bırakıp gitmeyeceği, yanımda uyuyacağı bir ev. Penceresiz bir odacığa razıydım ama severdim o uzak hayali dinlemeyi ondan. Ağzı da laf yapardı, bilirsin. Uzun uzun anlatırdı. Bildigi, gördüğü bir yeri anlatır gibi anlatırdı...", durdu, "sanki o kadın ben değilim, eskiye öyle uzağım artık. Üzerine kaç kışın karı yağdı, kaç sonbaharın yaprağı döküldü. Sular aktı, taşlar yuvarlandı, çukurlar doldu, tümsekler eridi... Masalmış meğer, fazla inanmışım ona, nereden bilebilirdim..."
Şeytan: "Kuyruk mu?" Zahra:"İzin ver sana öğreteyim. Kuyruk, şirketin neredeyse bir böbrek fiyatına sattığı özel geçiş kartlarını karşılayamayan sabırlı insanların beklediği yerdir." Bomboş olan özel geçiş alanına bakan herkes, park misafirlerinin benimle aynı fikirde olduğunu söylerdi. Şeytan: "Biri sana iki yüz dolara bir böbrek satmak isterse arkana bakmadan kaç."
Sayfa 198 - Olimpos
Reklam
Çocukça Neler Sormuş Olabilir?..
Çanakkale savaşında bulunmuş bir asker düşünün. Savaş bitmiş memleketine dönmüş. Evlenmiş çocukları ve sonra torunları olmuş. Anlatmayı severmiş. Büyükler hep "kaç düşman öldürdün?" "hiç yaralandın mı?" "hiç düşmanla konuştun mu?" gibi sorular sorarmış. O da anlatırmış. Ama torunu başka sorular sorarmış. "çok arkadaşın var mıydı?" "oyunlar oynar mıydın arkadaşlarınla?" vb. O da anlatırmış uzun uzun. Sonuçta uzun yıllar süren böyle bir savaşta cephede silahlar konuşurken, cephe arkasında iyi veya kötü akmakta olan bir sosyal hayat vardı. İşte o küçük çocuk dedesine savaşla ilgili, "çocukça" neler sormuş olabilir? Y.Örnek
·
Puan vermedi
Neydik Nolduk
Selamlar sevgili kitap severler. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız kutlu olsun. Bugün sizlere #neydiknoldukailesi #neslihanacu kitabından bahsedeceğim. Gümüşsoy ailesinde baba Engin tekstil işiyle uğraşmaktadır. Anne Seval o alışveriş merkezi senin bu mağaza senin gezmekte, sözde dostlarıyla sosyalleşmektedir. Büyük kızları Burcu
Neydik N'olduk Ailesi
Neydik N'olduk AilesiNeslihan Acu · 21930 okunma
Şiddetli, çaresiz öpücükler, sonra... "Silah kullanmayı bilen bir kızdan daha seksi bir şey yok." Alt dudağımı dişlerinin arası- na alıp hafifçe ısırdı. "Ateş etmeyi ne zaman öğrendin?" "Babam bana on bir yaşındayken öğretmeye başladı." Kollarımı boynuna doladım ve ellerimi sarı saç tutamlarının arasına gömdüm.
Sayfa 180
224 syf.
·
Puan vermedi
Genelde çok kitap incelemesi yapmam ama bu kitap ile ilgili bir kaç şey söylemek istiyorum.Agatha Christie'nin otuza yakın kitabını okuyan biri olarak söyleyebilirim ki, tek sebep-sonuç ilişkisi barındırmayan, sadistik arzular içeren kitabı bu olabilir. Çoğu kitaplarında benzer ve tahmin edilebilir sonlar ile karşılaşmamıza rağmen bu kitap gerçekten insanı ters-köşe yapıyor. Okurken karakterlerin psikolojisi olsun, olayın ambiansı olsun, insanların bulunduğu durumlar bende modern bir polisiye-gerilim filmi izliyormuşum hissiyatı yarattı.
On Küçük Zenci
On Küçük ZenciAgatha Christie · Altın Kitaplar · 201832,1bin okunma
Reklam
durunuz! kaç kalibre o bakışlar ah evet bir tanrıda sabah vakitleri! durunuz! kaç yerimden vurdunuz! kaç yerimde artık sebepsiz kuş yaraları var! sorarım kaç yerimde yerimden ettiniz beni! kaç yerim şimdi lapa lapa kanar!
248 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
“Sevgili Arsız Ölüm” tiyatroya uyarlanmış, farklı dillere çevrilmiş, büyülü gerçeklik akımının parçası kabul edilmiş bir roman. Ortada hakikatler var. Fakat onları bilindik kalıplarla anlatma imkanı yok. Bundan sonra işin içine mizah, trajedi, masalsı anlatım giriyor. Yazar Latife Tekin’in kendi öz kaynaklarından,yaşadığı coğrafyadan, buranın
Sevgili Arsız Ölüm
Sevgili Arsız ÖlümLatife Tekin · Can Yayınları · 20187bin okunma
Peki deniz nerede?
Sekiz yıl Anadolu'da dolaştıktan sonra, sonunda İstanbul'a dönüyoruz, diye çoluk çocuk bizi bir sevinç almıştı. Bu anlattığım on yıl önce. İstanbul'a geldik, hiç olmazsa İstanbul'un tadını çıkaralım, deniz kıyısında bir ev tutalım, dedik. Ne mümkün... Deniz kıyısında bulamadık, denize yakın bir yer olsun dedik. O da olmadı...
Nesin yayınlarıKitabı okuyor
İstanbul'da deniz gören daire
Ev sahibine, - Beyefendi, dedim, siz deniz görür demiştiniz sanırım. Yoksa duvara deniz resmi asılıp da ona mı bakılacak?... - Vay, ne demekmiş!... Evimden deniz görünmüyor mu? Hani, nerdeyse, evime deniz görmüyor dediler diye bizi evine hakaretten mahkemeye verecek. - Vallahi, affedersiniz, dedim, maksadım evinizi kötülemek değil... Ne ben, ne
Nesin yayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Hayatımda aşka yer yok şükran. Olsaydı bilirdim. Olsaydı mutlaka bilirdim ama yok. Hayatımda bana bile yer yok be şükran. Fazlalığım kendi hayatımda. Aşk diyorduk. Doğru. İçimde aşka dair bir heves ve arzu da kalmadı ki. Kalp çarpan düşler kurmuyorum. Hülyalı ilk gençlik mazide kaldı. Benim bir kavgam var şükran, toyken kavgam aşktı herkes gibi.
Öyle bakma! Anlayacaklar..
Bir seninle Bir kaç basit anı Kalabalıkta küçük adımların içinde Söylentiler ikimizle dolu
Bütün bunlardan sonra başlıca sebep, kahraman şehidin cahiliyyetle (cahiliyet, İslâm aleyhtarlığıdır.)(¹) mütarekeyi ve pazarlık yapmayı kabul etmiyen takriri ve islâm propagandacılarının, İslâm düşmanlarının entrikalarına karşı daima müteyakkız bulunmaları gerektiğine dair devamlı tekrarlamalarıdır. «İslâm düşmanları, cahiliyetin seyrini İslama
Sayfa 54 - 55, 56, 57 Cağaloğlu Yayınevi
Büyükler rakamları çok severler.Onlara yeni bir dostunuzdan söz ettiğinizde size onun hakkında hiçbir zaman önemli şeyler hakkında sorular sormazlar: Hiçbir zaman "sesinin tonu nasıldır? Hangi oyunlardan hoşlanır? Kelebek koleksiyonu yapar mı?" demezler.Bunun yerine hep "Kaç yaşında? Kaç erkek kardeşi var? Kaç kilodur? Kaç para kazanıyor?"gibi sorular sorarlar. Sadece bu soruların cevabını alınca onu tanıyacaklarını sanırlar.
Sayfa 27 - Olympia YayınlarıKitabı okuyor
Resim