“O günlerde Nazım, Çankırı Hapishanesi’nde kalıyordu.Nazım Hikmet, Kemal Tahir ve Hikmet Kıvılcılı ile birlikte aynı yerdeler. Nazım Hikmet sevgilim ya, ben de onu ziyarete giderken süslenip oüsleniyorum. Üzerimde Avrupa’dan aldığım kürküm, takma kirpiklerim, başımda gösterişli bir şapka. Çankırı ise köy gibi bir yer. Az gelişmiş, yoksul bir Anadolu kenti. Çankırı’da hapishaneye giderken çocuklar peşime düşüyorlar, “Tango, Tango” diye arkamdan bağırıyorlar. Ben hiç aldırmıyorum. İçim içime sığmıyor.Sevgilimi göreceğim.Nazım. Kemal Tahir ve Hikmet Kıvılcımlı beni küçücük köhne hapishane odasında karşılıyorlar.Orta yerde minicik, dört köşe bir masa var. Üstüne pembe bir kağıt sermiş ve süslemişler böylece masayı. Oturup konuşuyoruz. Dört tane yumurta kırmışlar bir sahana. Orta yere getiriyorlar.Bir de çilek reçeli var küçük bir fincanda.Onu Nazım’la benim arama koyuyorlar.Ben de –yahu ne anlayışsızmışım- sanki hiç reçel yememiş gibi,Nazım’la birlikte o reçeli yiyorum.Bendeki akla bak! giderken bir şeyler götürsene! Onlar sıkıntı, açlık ve kaba saba urbalar içinde, ben kürkler içinde.” Sana Tütün ve Tespih Yolluyorum Füsun Özbilgen, 1985; s.8
140 syf.
7/10 puan verdi
Zor bir kitap, cidden zor; özellikle ilk bölümdeki metin zaman zaman içinden çıkılmaz bir hal alırken üstü kapalı anlatım anlaşılmasını güç kılmış. Belki de istediği budur; bilemiyorum.(Sözüm ona kim daha zeki?) Çıkarlar üzerine çıkarımları, aşağılanma, küçük düş(ür)me sonucu yaşanan ruhsal gerilimler, gurur savaşları, intikam senaryoları tüm kitap boyunca işlenirken topluma karşı yabancılaşması ve kendi; yarattığı yeraltına sığınmasını karanlık bir ruhsal buhranla anlatmış. İkinci bölümde ise düşünceler ve hissiyatlar; yaşanan olaylar çerçevesinde işlenerek daha anlaşılır ve kolay bir dile dönüşüyor. Aşağılanma ile zevk arasında ironik bağlantıyı acıya duyulan saygı ve haz ile bütünleştiriyor. Aslında benim hoşuma giden sanırım bu kadar ‘anlaşılmaz’ın içerisinde yakalayabildiğim nükteler oldu, çünkü derinlemesine algılamada sıkıntı yaşamamak elde değil, bir ara bir kez daha özellikle ilk bölüm okutacaktır kendini. ‘’Kolay elde edilmiş mutluluk mu, yoksa insanı yücelten acı mı daha iyi?’’
Yeraltından Notlar
Yeraltından NotlarFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020129.3k okunma
Reklam
Daha dün akşamdan bir sıkıntı vardı içimde ; küçük bir önsezi gibi.Evdekiler dikkat etselerdi,yüzümden anlayabilirlerdi.
400 syf.
7/10 puan verdi
Konu itibariyle güzeldi, 4 arkadastan ilkinin hayatını gorduk simdi diger üçünün hikayelerini merakla beklemekteyim. Ian, 13 yaşında sıska küçük bir kız olan Sileas' la evlendirilince, kendini bu yerden uzaklara atıyor ancak 5 yıl sonra dönüyor ve evlendigi kız hic de 5 yil önceki kıza benzemiyor . Gerisi de kitapta zaten. Okuması cidden keyifli cıtır cerez bir historicaldı ancak ne yazik ki ancakkkk! feci derecede edit hataları mevcuttu ve üstüne mantık hataları da vardı. Ceviriden mi yazardan mi kaynakli bilmiyorum ama bir yerde dedikleri sey 10 sayfa ileride tutmuyordu. Okudum güzeldi ama bu hatalara takılan kisiler icin ciddi sıkıntı verici bir kitap söyleyeyim^^ Umarım serinin diğer kitaplarında edit konusuna daha fazla özen gösyerilir:)
Koruyucu
KoruyucuMargaret Mallory · Aspendos Yayıncılık · 201571 okunma
276 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 25 hours
Sarah Jio çok beğenerek okuduğum yazar beş kitabını okudum .Yorumları okuduğumda bazı olumsuzluklar görüyorum .Buda zevk ve renklerin farklı olabileceğini açıklıyor .Kimse olumsuz yorumlara bakıp da yazarın kitabını okumaktan vaz geçmesin. Her kitabında ayrı lezzet ayrı mesaj var .Önemli olan almasını bilmek .Şahsım adına yazıyorum ki her bir kitabını heyecanla okudum çok da zevk aldım herkese tavsiye olunur.......İyi okumalar yüreği güzel insanlar. Bu ara fazla kitap okuyamadım, küçük bir sıkıntı atlattım, inşallah eski okuma hızıma dönerim.
Agapi
AgapiSarah Jio · Pena Yayınları · 20178.3k okunma
639 syf.
8/10 puan verdi
Cilt I Nikita Kruşçev Nikita Sergeyeviç Hruşçov, doğru okunuşu Hruşçyov olan soyadı, Türkiye'de genellikle İngilizce Khrushchev yazımındaki gibi Kruşçev olarak telaffuz edilir. Stalin’ in ölümünden sonra 1953-1964 yılları arasında 11 yıl süre ile Sovyetler Birliği Komünist Partisi Genel Sekreteri olarak görev yapmıştır. Anılarını iktidardan
Kruşçev' in Anıları I-II
Kruşçev' in Anıları I-IIEdward Crankshaw · Milliyet Yayınları · 19715 okunma
Reklam
Sık sık başı ağrıyordu. Çok ders çalışmasına rağmen "anne çok çalışıyorum fakat unutuyorum" derdi. Bakkala birşeyler almaya gönderdiğimde ne alacağını unutuyordu. Not tutmaya başladı, not tutmasa unutuyorum diyordu. Keşke o zaman farkına varsaydım diye kendimi suçluyorum. Biz çok ders çalıştığı için belki zihni yoruluyor diye
Bazen sanki karşısında biri varmış gibi konuşup, çok değişik bir ses tonuyla gülüyordu. Zaman zaman birden öfkeyle bir bağırıyordu ki, neye uğradığımızı şaşırıyorduk. Ben de de panik atak başlamıştı. Yerinden kıpırdarsa, ben aniden çok korkuyordum. Yanımda bir başkası yükses sesle konuşsa, öksürse çok korkuyordum. O sinirlenince elim ayağıma
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.