İyilik, belki de sadece zor zamanda belli oluyordu. Küçük bir melek taklidi yapmak değildi iyilik. Ölüm kalım meselesinde yıkılan tabuydu. Bir canın, diğer cana bağlandığı görünmez çizgideydi iyilik.
Sayfa 100Kitabı okuyor
Dil ve coğrafi farklılıklar, kavimler ve milletler arasında büyük ayrılıkları doğurmuştur. Böylece eskiden beri her biri kendi küçük âleminde yaşamış, diğerlerinin durumlarından habersiz kalmıştır.
352 syf.
·
Not rated
O kadar keyifli bir kitaptı ki. Yazarın üslubu örnekleri kitabı çok akıcı bir hale getirmiş kesinlikle.
Adı zaten konusunu ele veriyor ama genel olarak nasıl bir eylemi alışkanlığa dönüştürebilecegimizi ve aynı zamanda nasıl bir kötü alışkanlıktan kurtula bileceğimizi küçük ipuçlarıyla okuyucuya anlatıyor.
Alışkanlıklarla alakalı, belki çok küçük ama çok etkili noktaları görmemi ve farketmemi sağladı bu kitap. Bakış açımı, bundan sonra bir alışkanlık kazanmak istediğimde süreci nasıl yönetmem konusunda değiştirdi beni diyebilirim. Çok yararlı ve aynı zamanda çok keyifli ve su gibi akan bir kitap. Kesinlikle öneriyorum herkese!!! 
Atomik Alışkanlıklar
Osmanlı Adaleti
Bugün Yunanistan sınırları içerisinde kalan Mora yarıma dasında bulunan İzdin kazasında yaşayan Fatma’ya, ölen ko cası Mahmut’tan bir bahçe kalır. Fakat Zülfîkar ve Ali isimli iki kişi bu bahçenin Ramazan adlı dedelerinin kurduğu vak fa ait olduğunu iddia ederek Fatma’nın elinden almak ister ler. Olay mahkemeye intikal eder ve bahçenin vakfa ait olma dığı kararı çıkar. Buna rağmen Zülfıkar ve Ali isindi şahıslar Fatma’yı rahatsız etmeye devam ederler. Tehditlerden buna lan Fatma on yedinci asrm şartlarında, başkentten çok uzaktaki Mora yanmadası’mn küçük bir kasabasından İstanbul’daki padişaha mektup yazar ve adalet ister. Sonuç ne mi olur? Bi zim tarihlerde Genç Osman diye bildiğimiz Osmanlı Sultanı, doğrudan bu konu ile ilgili mahkemenin kararının geçerli olduğunu ilan eder. Fatma'nın rahatsız edilmemesini, eğer böyle bir durum tekrarlanırsa bu iki şahsın tutuklanarak İstanbul’a getirilmesini emreder.
Küçük çocuk... Bilmiyordu ki, kâbuslar en çok güçsüz olduğun zamanlar çöker üstüne. İyice kendinden geçmeni bekler, sinsice. Kâbuslar düş değil, düşmandır.
Sayfa 195Kitabı okudu
Kardeşim öldü.
Küçük kardeşim Onur, benim yüzümden öldü.
Kimse duymadı hıçkırıklarımı, çığlıklarımı, yakarışlarımı. Kimse görmedi gözyaşlarımı, kalbimi söküp çıkarmak istediğimi, gerçeklerimi. Kimse hissetmedi acımı, hüznümü, umutlarımın son bulduğunu.
Sayfa 264Kitabı okudu
Eğer ilkelerimiz zihnimizde çok net değilse, özellikle kriz anlarında ilkelerimize göre hareket etmek imkansız hale gelir. Kriz anlarında çok hızlı tepki vermemiz gerekebilir. Bu nedenle iyiliğin, doğrunun,hakkaniyetin, adaletin, ahlaki olanın bizde refleks haline gelebilmesi için daha önce belirttiğimiz gibi kişinin ilkelerinin sıkıca belirlenmiş, sonra da küçük küçük denemelerle bu ilkelere uyarak başarıyla çıkmış olması gerekir.
Sayfa 260Kitabı okudu
