“Okuyup yazanları azdır diye onları küçük görme. Gün gelir, bilgide bizi geçerler. Çünkü biz bilgiyi yazarak aktarmayı önemsiyoruz, Müslümanlar ise bilginin söz ile aktarılmasını tercih ediyorlar. O yüzden her konakladığımız yerde bir meclis toplanıp bilen birileri bilmeyenlere anlatıyor. Böylece bilgi yalnızca yazı yoluyla değil, söz, kelam, adet, davranış ve tavır yoluyla da içselleştirilmiş oluyor. Hani salt aklın karşısında gönlü öne çıkarmak gibi. Çünkü gönül sevgi dilini konuşuyor ama satırlar yalnızca gerçekleri söylüyor, nasıl söylemek gerektiği ile ilgilenmiyor.”