Anne! Anne N'olur anne! Ben savaşa sürülmek istemiyorum. Sümük olmak istemiyorum. Cinayet geceleri hiç uyuyamıyorum belki de. Belki de uyanamıyorum anne!
Yalanlarla büyümüşsün. Yalanlarla sulamışlar seni. Yalan boy atmış, yalan çiçek vermişsin!
Reklam
Bu bir cinayet gecesi senfonisi. Zorunluyum onu yoketmeye. Yoksa beni içeri sokmayacaklar! Yapıştığım köşeye öyle sinmişim ki bütün içorganlarım doksan derece!
Ağlayabilirim. Akşamın tekerleklerine benzer insanlar bir o yana bir bu yana koşuşurlarken, sırtlarına iliştirilmiş gökyüzünü de beraberlerinde sürüklüyorlar. Seviyorlar, nefret ediyorlar. Nefret ediyorlar, seviyorlar. Ceketimin iç cebindeki şiş, sol mememin ucuna batıyor. Ciğerlerim, göğsüme batıyor. Canım, ruhuma batıyor.
Jileti aldım. Alnımın iki yanında atan iki küçük damarı bir çırpıda kestim. Kanın bir kısmı kaşlarımın arasına girip orada kurudu, diğer kısmı ise ufacık yollara ayrılarak yüzüme yayıldı. Alnıma bastıra bastıra Vukuat yazdım jiletle. Herşeyi duydum, ama hiçbir şey anlamadım.
- "Saçmalıyorsun artık!" Saçmalıklarımdan kimisini hayattan aldım. Kimisini alkol sanıp içtim. Sen iyisi mi üstüne basacağın bir mayın bul ve beni unut!
Reklam
- "Hiç ayrılmayalım!" Ayrılıkların çoğunluğu ruhun iklim şartlarından: Sen karasalsın, ben ılıman. Ayrılıkların azınlığı bitki örtüsünden: Sende kaktüsler var, bende plastik vazo çiçekleri.
- "Kalbinin temizliği için gündelikçi olabilirim!" Kalbimin temizliğinin bir katıyla uzayın sonsuzluğu ilgileniyor. Öte katlarında zaten belalı yalnızlıklar yaşamakta.
- "Herşeyini bana anlat!" Herşeyimin bir parçasından trajedi imal ettiler. Boşta kalanlarını da sucuk yaptılar.
- "Hiç kimsenin bilmediği yerlere gidelim!" Hiç kimsenin bilmediği yerlerin bir bölümü düşler altında kaldı. Diğer bölümlerin inşası sürmekte.
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.