Hayvan doğamız
Mutlak tembellik nadirdir ve dedikleri gibi, "şeytan yapacak işi olmayanlara meşgale bulmak için çabalar." Aklın anlamlı bir işi olmadıkça önemsiz endişelere kapılması fazla vakit almaz. Hiçbir şey yapmayan herkes küçük sıkıntılarını zihninde çevirip durur. Bu düşünüp durma, zihni beslemekten ziyade mahveder. Kanalize edilmediği için mizacımızın yüksek bölümlerine akıp onları verimli hale getiremeyen duyguların gücü, hayvan doğamızın derinliklerine inip yozlaşır.
Dil ve Üslup Dil, Atsız'ın dilidir. Açık, duru, anlaşılır ve akıcı. Su gibi akar cümleler. Hiçbir cümle, hiçbir paragraf, anlaşılmazlığından ötürü sizi durdurmaz. Eğer duruyorsanız ve bir cümleyi, bir paragrafı yeniden okuyorsanız bu anlamadığınızdan değildir. Tam tersine çok iyi anladığınızdandır. Cümleler sizi can evinizden vurmuştur. Bir
Reklam
Şahıs Kadrosu-Tarihî ve Kurmaca Kişilikler Hayat tek bir kişinin etrafında mı döner? Veya iki üç kişinin? Küçük bir köy toplumunda, küçük bir obada bile onlarca, yüzlerce insan vardır. Realist olduğu ifade edilen pek çok roman birkaç kahramanın etrafında şekillenir. Oysa hayat böyle değildir. İşte Atsız'ın romanındaki en önemli yeniliklerden
İnsanları küçük günahları yüzünden yargılayacak kadar ahlakçı değilimdir: Nasılsa İlahi mahkemede herkes layığını bulacak!
...bazen bütün insanları boyunlarına atlayıp öpecek kadar çok seviyorum, bazen de hiç birinin yüzünü görmek istemiyorum. Bu nefret filan değil... İnsanlardan nefret etmeyi düşünmedim bile ... Sadece bir yalnızlık ihtiyacı. Öyle günlerim oluyor ki etrafımda küçük bir hareket, en hafif bir ses bile istemiyorum. Taşıp dökülecek kadar kendi kendimi doyurduğumu hissediyorum. Kafamda hiçbir şeyle değiştirilmesi mümkün olmayan muazzam hayaller, bana her şeyden daha kuvvetli görünen fikirler birbirini kovalıyor... Fakat sonra birden bire etrafımda bana yakın birini arıyorum. Bütün bu beyninde geçen şeyleri teker teker, uzun uzun anlatacak birini. O zaman ne kadar hazin bir hal aldığımı tasavvur edemezsiniz. Kış günü sokağa atılmış üç günlük bir kedi yavrusu gibi kendimi zavallı hissediyorum . Odamda ki duvarlar birden bire büyüyüveriyor. Pencerenin dışındaki şehir ve hayat bir anda, insanı içinde boğacak kadar kudretli ve geniş oluyor... Zannediyordum ki, tasavvuru bile baş döndüren bir süratle hiç durmadan koşup giden bu hayat ve bir avuç toprağının bile doğru dürüst esrarını varamadığımız bu karmakarışık dünya beni bir buğday tanesi, bir karınca gibi ezip geçivecek...
hayli kısa boylu, kekeme ve hatta dilsizdiler.. meraklı, sabırsız, kıskanç ve ukala ve biraz da sinirliydiler. yamyassı yamyamlardı ki onlar, şimdi, aşılmaz alışılmaz ağızları burunları çarpık şeytan çocuklardı ki onlar yaşam gibi ölüm gibi hiç yaşamamış, hiç ölmemiş gibi.. korkaktılar!
Reklam
Böylece felsefeci evlilikten, onu evliliğe götürebilecek şeylerden de kaçınır - en iyiye giden yolunda bir engel ve bela olarak evlilik. Şimdiye kadar hangi büyük filozof evlendi ki? Herakleitos, Platon, Descartes, Spinoza, Leibniz, Kant, Schopenhauer - evlenmediler: Üstelik evli olmaları düşünülemez bile! Evli filozof komediye aittir(Aristophanes'in Bulutlar komedyası), savım bu: Kuralı bozan bir Sokrates var - sinsi Sokrates, öyle görünüyor ki, acı mizahla yürüttü evliliğini, bu da savımı destekliyor. Her filozof, kendisine çocuğu olduğu söylendiğinde, Buddha'nın dediğini der: "Rahula doğdu bana, bir pranga vuruldu ayağıma." (Rahula, burada, "bir küçük şeytan" demek).
Hepsini yırtıp attım. "Bana bunları şeytan yazdırdı," diyerek Ölü Canlar'ın ikinci cildini şömineye atan Gogol gibi. Onunki insanlık için büyük kayıptı. Benimkiyse benim için bile küçük bir kayıp.
Sayfa 28 - İletişimKitabı okuyor
Romanın Macerası: Bozkurtların Ölümü Atsız'ın, tarihin tozlu sayfalarından çıkardığı Kür Şad'ın hikâyesidir. 639 yılında Çin sarayını basan 41 yiğidin hikâyesini Atsız Fransız kaynaklarından, muhtemelen Hüseyin Cahit'in De Guignes tercümesinden, daha üniversite yıllarında okumuş olmalıdır. Çin kaynaklarında Cie-şı-şuay olarak geçen
479 syf.
·
Not rated
Bu zamana kadar Kurtuluş Savaşı’nı hep üst düzey komutanlardan veya siyasetçilerden okudum, öğrendim. Ama bu işin bir de halk tabanında nasıl yankılandığı, nasıl cevap bulduğu kısmı var… Dışardan bakınca kolay gibi görünen durum aslında hayli zor. 600 yıl hüküm sürmüş koskoca bir imparatorluk, yıkılacağını kim düşünebilir? Ne zorlu dönemlerden
Küçük Ağa
Küçük AğaTarık Buğra · İletişim Yayınları · 20159.9k okunma
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.