Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
"Şark , şark; koca şark... Birleşmek asıl senin hakkın, senin vazifen!
Kalabalıkta yapılan saygısızlığın tenhada özrü olmaz. Kudüs Fatihi Selahaddin Eyyubi, Dolat, 20. Bölüm
Reklam
Zaferin güzelliği mücadelenin zorluğu ile ölçülür. Kudüs Fatihi Selahattin Eyyubi - Sultan Nurettin 20. Bölüm
O Kubbetü's Sahra- ki ,edipler onu , 'İslâm'ın mühür yüzüğünün mücevher taşı' olarak görürlerdi- İşte böylece geri alınmıştı.
Kudüs Fatihi, ölüm döşeğindeyken, emri gereğince şehre dağıtılan münadiler, mızrağa geçirilmiş kefenini göstererek şu ibret yüklü sözü haykırmışlardı: “Ey ahali!.. Şarkın hâkimi Sultan Selahaddin ölmek üzeredir. Ahirete ancak şu bez parçasını götürebilecektir. Öyleyse, Allah’a kullukta gevşeklik göstermeyin!..”
Selçuklu - Fatımi Mücadelesi ve Atsız Bey'in Öldürülmesi
Atsız Bey'in yardım talebini alır almaz Şama doğru hareket edecekti. Fatımiler Selçuklu ordusunun geldiğini görünce kaçacak ve Şam kurtulacaktı. Ancak Tutuş, Atsız Bey'in şöhretinden son derece rahatsızdı. Türk tarihinin bu ilk Kudüs fatihi, girdiği bütün şehirlerde saygıyla karşılanan, mazlumu ezmeyen, ganimet peşinde koşmayan bu dürüst adam, ne yazık ki Tutuş'un şahsi ihtirasları neticesinde öldürüldü. Hâlbuki Şam önlerinde Atsız Bey onu saygı ile karşılamış, onun yönetimine tabi olduğunu kabul etmişti. Atsız Bey'in ölümüyle Fatımileri yok etmeyi planlayan ideal de yok olacaktı, zira Tutuş'un böyle bir hedefi yoktu.
Reklam
Fatih Sultan Mehmed'in ilan ettiği bir başka husus da Türkler var olduğu müddetçe Kudüs'te kan akmayacağı ve orada her zaman barışın yaşatılacağıdır. Nitekim o, 1456 yılında Kudüs Patriğine bir mektup/ferman yazarak Kudüs ve Kudüslülerin Osmanlı İmparatorluğu'nun koruması altında olduğunu ve Hıristi- yanlar da dâhil olmak üzere orada yaşayan herkesin can ve mal güvenliğini güvenceye aldığını beyan etmiştir. Üstelik o, Kudüs'ü ve Müslüman, Yahudi ve Hıristiyan Kudüs halkını kendisinden sonraki padişahların da koruyacağının teminatını vermiştir. Fatih Sultan Mehmed, tüm Osmanlı padişahlarına Kudüs'ü korumalarını vasiyet etmiş ve Kudüs'ü ve Kudüs halkını Türk milletine ve tüm Müslümanlara emanet etmiştir. Sultan Mehmed'in bu fermanı saklandığı çekmeceden Kudüs Patriği tarafından altmış yıl sonra çıkarılacak ve Kudüs fatihi Yavuz Sultan Selim'e gösterilecekti.
Zira, alemde küçük veya büyük diye bir şey yoktu. Bunlar insanların kendi açılarından baktıkları zaman küçük veya büyük oluyorlardı. Eğer öyle olmasaydı, azametli yıldızlardan bahseden, cennet ve cehennemin büyüklüğünü tasvir eden Kur'an-ı Kerim, aynı zamanda karıncadan, arıdan, sinekten ve örümcekten ve hatta bunlardan daha küçük şeylerden bahsetmezdi. İlâhî kudretin hâkimiyetinde bunların hepsi aslında birdi. Hatta madde küçüldükçe, üzerindeki sanat daha da büyüyor ve kudretteki büyüklüğü gösteriyordu.
Sayfa 290
Kudüs fatihi selehaddin eyyubi
"Bin Nureddin zengi gitse, Bin selehaddin gitse ardımızdan Binlercesi daha gelir!" - selehaddin
Kudüs fatihi selehaddin eyyubi
"Şimdi başlıya baş eğdirip, Dizliye diz çöktürme vakti!" - selehaddin
Reklam
Kudüs fatihi selehaddin eyyubi
"Bu dava böyle Ateşten gömlektir üstümüzde" - selehaddin
" Selahaddin sağ olduğu ve Müslümanlar arasında da birlik, beraberlik bulunduğu müddetçe Kudüs' ü almamız mümkün olmaz." dedi askerlerine.
Sayfa 208Kitabı okudu
Aslında Kudüs'ün kaderini değiştirecek olan insanlar, dünyaların değiştiremediği Kudüs Fatihi Ebu Ubeyde ibni Cerrah gibi insanlardır.
"Çünkü en büyük amacımız Müslümanlar arasında birliği sağlamak, sonrasında ise birlikten sağlanan güçle ilk kıblemiz, Peygamber Efendimiz'in (sav) Miraç'a çıktığı Mescid-i Aksa'nın bulunduğu kutsal şehrimiz Kudüs'ü yeniden fethetmek."
Sayfa 22 - Erdem gençKitabı okudu
543 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.