"İşte iz geliniz" diyen mütefekkirin, çığlıklarının vücut bulduğu "Büyük Doğu"
Tarafını hakka dönenlerin, küfre kahkahaları, yumrukları...
Müslümanın sindirilmiş, pısırık, boyun eğen, ses etmeyen, kuytuda köşede matem yaşayan, gözleri nemli, kalbi hüzünlü,bir aksiyon bekleyen kanının deveran vakti.
İçine haykırdıklarını dışa vurma vakti...
Kendini İslam nizam sarayının süpergecisi olarak takdim ederken, küfre karşı başı dik, derin nefretini, gür sesini haykıranların çağı.
Vahiy dışında her türlü paradigmayı kapısından süpürenlerin, arınanların, yücelerin yolunda alçalarak yükselenlerin çağı...
İmanın ve islamın kutlu yürüyüşü
"Üstad ne bir veli, ne de dersiam'dı. Fakat susturulan, darağaçlarına gönderilen muzdariplerin, mazlumların sözcüsüydü..."
"Üstad okullara devrin Başbakanı'nın imzasıyla gönderilen yazı gereği Allah'tan ve ahlaktan bahsetmenin yasaklandığı bir zamanda Allah ve Rasulü'nün davasından bahseden, onu devlet çapında bir mikyasta anlatan adamdır."
Ötelerden habersiz nizama lanet okuyan ufak terennümlere tutulan mikrofon, Büyük Doğu Çağı...
Hiçbir ilke, ahlak, sınır tanımayan azınlıkların çemkirmelerinden bıktık artık. Her çemkirişte ağızlarından savrulan salyalarını izlemekten, yüzsüz, pişkin sırıtmalarından bıktık. Her fırsatta eşitlik ve adaletten bahsedip, en adi, en merhametsiz muameleyi yapmayı kendine hak görenlerden bıktık. Bıktık usandık.
"Ötelerden habersiz nizama lanet olsun."
Büyük Doğu Çağına Doğru, ayağa kalkma vakti. Bu ayaklanışın en has rehberi Büyük Doğu'yu anlamak için işte yol, işte kitap...