O benim dünümdü; yazılarımda derim ya, dününü bilmeyen bugünü bilemez, yarını düşünemez
Reklam
Yahya Kemal, bu kubbede, yani kendi gök kubbemizde ebediyyen yaşayacak olan bir sestir. Kuğunun son şarkısı. Edebiyatımızın has bahçesinde boy atan şâhâne bir gül. Dünün zevkini, yaşadığı çağın insanlarına aşılayabilen bir büyücü. Bakışlarını ezeliye çeviren, bülent servilerin gölgesinde, maziyi, yani mazinin ebedi değerlerini dile getirerek dehrin hayhuyuna kahkahalarla gülen bir rinttir.
Sayfa 131 - İnsan YayınlarıKitabı okudu
Yerdeki ıslaklık geceleyin düşen çiyden değil, gözlerine duman kaçan yıldızların gözyaşlarındandır.
Galib deyince nedense gözümün önünde, mum alevinden devasa yangınlara kadar boy boy ateş manzaraları canlanır; üzerime şerareler yağıyor sanırım. Ruhum Sevgioğulları yurdundan esip gelen yanık türkülerle çalkalanır. Bunun sebebi Galib'in , neredeyse üç dizeden birinde ateşe düşmüş olması, yahut ateşin binbir çeşidinden yanıcı ilhamlar devşirmiş olması belki de... Bütün ömrü "Ah mine'l -aşk ( Aaah, aşktan ve aşkın elinden!..)" diye yanarak geçen Galib'in romanı da herhalde ateşle yazılabilirdi ki Kuğunun Son Şarkısı'nda da en geniş yer ateşe ayrılmış. Okurken o ateş sizi de yaksın; o aşkın yıldızları birer yalım olup kafanıza yağsın istiyorsunuz!
Reklam
youtu.be/9IdjC1RwCGQ Bir keresinde onu dans ederken gördüm, Balzac heykelinin önünde. Yüzü çok güzeldi, dansı harikaydı. Kuğunun ölmeden önceki son şarkısı gibi gülümsedi. Bir zamanlar olduğu herşeydi. O anı çaldım ve zihnime kilitledim. Orada durup beni rahatlatması için son günlerimde. Auguste Renoir
Âh mine’l Âşk
Kevser’i âteş-nihâdın aşk Dûzah-ı cennet-nümânın adı aşk Bir lügat gördüm cünün isminde ben Anda hep cevr ü cefânın adı aşk
" Yerdeki ıslaklık geceleyin düşen çiyden değil, gözlerine duman kaçan yıldızların gözyaşlarındandır. "
251 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.