Beklesem, Ahmet Telli
Biri var, nasıl konuşursa, herkesin öyle düşünmesini ister Sfenks demiştim daha önce yanıldım bir soytarıydı her nasılsa tarihe sızan Beklesem
Ahmet Telli
SOLUK SOLUĞA Hep yanıldı ve yenilgilere uğradı Ama atıldı yine de serüvenlere Vakti olmadı acıların hesabını tutmaya Durup beklemeye, geri dönmelere vakti olmadı. Yangınlarla geçti ömrü ve hep yalnızdı
Reklam
Gün ağarmadan yola çık Sislenmeden bütün dağ taş Dönüp dönüp bakma artık Bir ozan gibi ayrılığa düş Dehşetli bir acıdır belki Uçurum orman ve rüzgar Ve ağzında kuş tüyleri Taşıyarak geçen bulutlar Ney bırakmışsan geride Bir kül yığınıdır şimdiden Ömrün gibi savrulup gider işte Ama ıslığını unutma sakın Bir türküdür yine de Yolcuya en çok yakışan Yolcu Şiir Ahmet Telli
saatleri ayarlama enstitüsü' kitabında ahmet hamdi tanpınar toplumun dejenere olan ' yeni' olana merakını yani 'üretme direk tüket' el sürme eskilere anlayışını güzelce tarif eder. yani eskiler aşağı ve bayağıdır artık. o yüzden kadın günlerinde ' anacım bizim çocuğun donu bile marka valla her şeyini yeni ve marka alıyoruz' diye hava atılır. kafa olmuş marka. yerinde ve sağlıklı olanlara lafım yok. yeri ne ise... oysa ki ikinci el eşyada yaşanmışlık vardır, el emeği vardır. hikaye vardır. bunda aşağılık kompleksi yapanları daha derin düşünmeye davet ediyorum. yani gidip don alın diyen yok ama gereksizce sırf moda diye dayatılan ve üstünde yeni etiketine kanmak ve ömrünü zamanını aldığın eşyaya kul köle etmek ne kadar mantıklı. ha mantıklı bulan ve mutlu olan varsa ciddiyim saygı duyarım. para sizin para tabi nasıl isterseniz lakin böyle gönlünüzü hoş edeceğiniz şeyler değillerse o birinci el eşya borçları bir düşünmek lazım, ne yapıyorum diye.
Yusuf Kaplan
Türkiye'de pozitivist, ezberci, yetenek öğüten sömürgeci bir eğitim sistemi var. Oysa bütün toplumlar, kendi medeniyet dinamikleri çerçevesinde eğitim sistemlerini kurarlar. Türkiye'de yaşadığımız medeniyet değiştirme serüveni, bizim medeniyet iddialarımızı önce inkâr etmemizle, sonra da yok etmeye kalkışmamızla sonuçlandı. Bunun yıkıcı
Üzgün bir çocuğun yalnızlığı Kadar saydam kalabilseydim Ömrüm derdim ömrüm nasıl da Dolu geçmiştir ölebilirim artık Ölüm hiç de ürkünç gelmiyor Yaşanmışsa tüm yaşanacaklar Acı yitiriyor anlamını ve renkler Kül oluyor körleşirken gökboşluğu Bu dünya dünya mıdır hani Bildiğimiz o yamyam küresi Ki apis öküzlerinin çekip durduğu Bir cansıkıntısıydı önceleri Hantal ve gürültücü bir tehdit Gibi düşüyorken üstümüze Alaycı bir gülüş takılıyor yalnız Dudaklarımın hüzün kıvamına Ömrüm diyorum şimdi ömrüm Üzgün bir çocuksun sen ve yalnız Öyle kal çünkü bu dünyada Sana en çok mutsuzluk yakışıyor Ahmet Telli
Reklam
Biri var, nasıl konuşursa, herkesin öyle düşünmesini ister Sfenks demiştim daha önce yanıldım bir soytarıydı her nasılsa tarihe sızan Beklesem
ALINTI:Kerem ile Aslı Hikayesi:Asıl adı Ahmet Mirza olan Kerem, Islahan Şahının oğludur. Şahın hazinedarlığını yapan Ermeni Keşişin kızı Aslı ile Kerem birbirlerini severler. Şah Keşişten kızı oğluna ister. Keşiş, bir müslümana kız vermek istemez. Fakat hükümdarın isteğini reddemez; bir mühlet ister ve bu mühletin içinde gizlice memleketten kaçar.
Kitap Uygulaması - Darul Kitap
Ahmed Kalkan Kur’an Kavram Tefsiri Konulu Siyer Makaleler Müslümanın Akaidi Müslümanın Müslümanlaşması Müslümanın Güzeleşmesi Müslümanın Evlenmesi
642 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.