Un, yumurta, sıvı yağ, yoğurt, sirke, tuz ve su karıştırılarak kulak memesi kıvamında bir hamur yoğurulur. Hamur 9 bezeye ayrılıp 15 dakika kadar dinlendirilir. İç harç için kıyma rengi değişene kadar kavrulup yağ eklenir.
- **"O, orta boylu, ince, geniş omuzluydu, başı büyük ve vücudunun diğer organları da orantılı bir şekildeydi. Saçı ve sakalı sık ve siyahtı, dümdüz değil, hafiften dalgalıydı. Saçları omuzları ile kulak memesi arasına kadar uzuyor, sakal ise hemen hemen saçlarının uzunluğuna iniyordu. Geniş bir alnı vardı; göz yuvarlakları geniş, kirpikleri uzun, kaşları ise hafif çatıktı. Eski kaynakların çoğunda gözlerinin siyah olduğu söylenir, fakat bazı kaynaklara göre gözleri kahverengi, hatta açık kahverengidir. Burnu kemerli, ağzı geniş ve güzel şekilliydi. Sakallarını uzatmasına rağmen bıyıklarını hiçbir zaman üst dudağına denk uzatmadığı için dudaklarının güzelliği görülebilirdi. Cildi beyazdı, fakat güneşten bronzlaşmıştı. Bu doğal güzelliklerin yanı sıra, yüzünde - babasında da var olan, fakat oğlunda daha güçlü bir şekil alan bir nur vardı. Bu ışık daha çok alnında ve parlak gözlerinde ışıldardı."**
Reklam
Çok sayıda erkek ve kadının yalnızca kulak memesi -özellikle ağız, dil ve dişlerle- manipülasyonuyla orgazma ulaşabilmesini sağlayacak kadar duyarlı bir bölge olduğunu artık bilinmektedir.
Ezilen toplumun bile baskalarini otekilestirme egilimi olmasi..
Halk arasinda yaygin inanca gore Cagotlarin ve onlarin soyundan gelenlerin kulak memesi olmazdi. Bask koylerinde bugun, 5-6 yasindaki cocuklarin bile kulagi delinip kupe takilir. Anneler belki de kendileri de farkinda olmadan, kizlarinin kulak memesi oldugunu belirtmek istemektedirler boylelikle. Bugun artik Cagotlar yoktur. Ya dagilmislar ya da nesilleri tukenmistir. Belki de Bask halki arasina yavasca karismayi basarmislardir ama bu sonuncu ihtimali bir Bask kafesinde yuksek sesle soylemek akilci olmayabilir. Adlari da ancak iki buklum kadinlar icin bir sifat olarak kullanilmaktan ote, silinmis gitmistir. Duygusalligi cesitli kotu olaylar nedeniyle kisirlasan genc sairin kendisine Le Cagot adini secip almasi, Bask edebiyatinin da bu eski irk gibi yavas yavas silinip yok olma tehlikesiyle karsi karsiya bulunduguna dikkat cekmek icin olmustu.
Sayfa 322Kitabı okudu
Şimdi siz gerçekten bana bebeklik döneminden beri cinselliğimin olduğunu mu söylüyorsunuz? Gerçekten de öyle söylüyorum. Sadece bilincinde değildin. Cinselliği genital bölgeyle sınırlı olarak düşünmemelisin. O ilk dönemi düşün: Meme ucunu iştahla aradığın, tıka basa emdiğin ve eğer meme yoksa onun yerine bir başparmağı, kulak memesi ya da başka bir şeyi koyduğun dönemi... Ama bu sadece açlıktan değil mi? Açlıkla başlıyor, kendini korumak için memeye yapışıyorsun, ama ardından o dokunuşun, tadın ve kokunun heyecan yarattığını keşfediyorsun. Dolayısıyla, içgüdüsel cinsel dürtü, yani libido ortaya çıkıyor. Doyduktan sonra memeyi bırakan bebeğin, orgazmdan sonra tatmin olmuş, uykulu sevgililere benzemediğini kim söyleyebilir?"
Kolektif Kitap - Cinselliğin Kökenleri Üzerine
Hilye-i nebeviye..
O, orta boylu, ince, geniş omuzluydu, başı büyük ve vücudunun diğer organları da orantılı bir şekildeydi. Saçı ve sakalı sık ve siyahtı, dümdüz degil, hafiften dalgalıydı. Saçları omuzları ile kulak memesi arasına kadar uzuyor, sakalı ise hemen hemen saçlarının uzunluğuna iniyordu. Geniş bir alnı vardı; göz yuvarlakları geniş, kirpikleri uzun, kaşları ise geniş ve hafif çatıktı. Eski kaynakların çoğunda gözlerinin siyah olduğu söylenir, fakat bazı kaynaklara göre gözleri kahverengi, hatta açık kahverengidir. Burnu kemerli, ağzı geniş ve güzel şekilliydi. Sakallarını uzatmasına rağmen bıyıklarını hiçbir zaman üst dudağına dek uzatmadığı için dudaklarının güzelliği görülebilirdi. Cildi beyazdı, fakat güneşten bronzlaşmıştı. Bu doğal güzelliklerin yanı sıra, yüzünde-babasında da var olan, fakat oğlunda daha güçlü bir şekil alan- bir nur vardı. Bu ışık daha çok alnında ve parlak gözlerinde ışıldardı.
Sayfa 39
Reklam
60 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.