Burcu Balkaya

Burcu Balkaya
@kulaktandolmabilgin
420 syf.
5/10 puan verdi
·
Read in 29 days
Dinler tarihi profesörü olan Karl W. Luckert'in dinin doğuşuna dair fikirlerini açıkladığı kitap Göbekli Tepe. Kitap kapağında yazan "Avcılıktan Evcilleştirme, Savaş ve Uygarlığa dek Taşçağında Kültür ve Din Üzerine Gözlemler" açıklaması konusunu tam olarak veriyor. Göbeklitepe ile ilgili açıklamalar ise beklentimin altında. Göbeklitepede yer alan dikili taşlar ve taşlar üzerinde yer alan çeşitli figürler yazar tarafından yorumlanmış. Bunların ne amaçla yapıldığı üzerinde durulmuştur. Kitabın ön sözünü de yazan, Göbeklitepe kazı başkanı Klaus Schmidt bu görüşlerin bir kısmına katılmadığını söylemiş, yine de zengin bir malzemeyi bir araya getirdiği için yazara teşekkür etmiştir. Kendi görüşüm ise yazarın bu kitapta anlattıkları Göbeklitepe'nin keşfi ile açığa çıkan yeni fikirler değil, zaten dinler ile ilgili araştırma yaparken edindiği bilgiler arasına Göbeklitepe'yi oturtmaya çalışmış. Yani Göbeklitepe onun için zaten bildiği şeylerin bir tekrarı ve bu "şeyler" in çoğunluğu da farazî. Kitabın anlatımına gelecek olursak son derece dağınık hatta savruk bir anlatımı var diyebilirim. "Bu aslında 5. bölümün konusu, bu konuya şu bölümde değineceğiz, bu konuyu bu kitapta anlatmamız mümkün değil, bunu 3. bölümde de anlatmıştık..." gibi cümleler sürekli tekrar ediyor. Okurken sıkıldım, hatta zar zor bitirdim. Bitirmek için kendimi motive etmek zorunda kaldım. Sonuç olarak, merakınız Göbeklitepe ise okumanız gereken kitap bu değil.
Göbekli Tepe
Göbekli TepeKarl W. Luckert · Alfa Yayınları · 2023136 okunma
Reklam
372 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 5 days
İslam coğrafyasında kadın olmanın, çocuk olmanın ne kadar zor olduğunu anlatan bir kitap, üstüne üstlük bir de savaş varsa... Olaylar "taa Afganistan'da" geçmesine rağmen bizim topraklarımız için de oldukça tanıdık. Çocukken -çocuk yaşta değil- babaları yaşında adamla evlenemek zorunda kalan iki kadın, Meryem ve Leyla'nın hikâyesi. 1958 doğumlu Meryem'in hikayesiyle başlayan kitap 2003 yılı baharında son buluyor. Bu süre zarfında Afganistan'ın siyasi tarihine, işgaline, iç çatışmalarına tanık oluyorsunuz: Sovyetler, Taliban, ABD... Başlar değişiyor, düşman değişiyor. Değişmeyen şey patlayan bombalar, etrafa saçılan uzuvlar ve ölen masumlar. Hikaye oldukça sürükleyici, bir o kadar da yoğun. Meryem'in hayatına tanık olurken boğazınızda oluşan düğüm Leyla ile soluğunuzu kesiyor. Hikayenin içinde eriyorsunuz. Kahramanlardan biri, yıllar sonra geçmişteki bir olayı hatırlattığında "Ne çok zaman gecti! Neler yaşandı." demekten kendinizi alamıyorsunuz. Sonuç olarak ülkemizdeki kadınların, her bir sayfasında Atatürk'e minnetlerini sunarak okuması gereken bir kitap.
Bin Muhteşem Güneş
Bin Muhteşem GüneşKhaled Hosseini · Everest Yayınları · 2020101.3k okunma
304 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 5 days
Ebeveyn olan, olmak isteyen herkesin okuması gereken bir kitap. Kitap,erken çocuklukta eğitimin öneminden bahsetmektedir. İnsan hayatının tamamı aslında bu eğtime göre şekillenir. Bir çocuğun doğumundan üç yaşına kadar duyduğu kelimelerin nitelik ve niceliği eğitim hayatındaki başarısını etkiliyor. Bu dönemde 45 milyon kelime duyan ve 15 milyon kelime duyan çocuklar arasındaki başarı farkı, 30 milyon kelimeye bağlanıyor, zaten kitabın ismi de buradan gelmekte. Büyük bir potansiyelle dünyaya gelen çocukları, bu potansiyelin zirvesine çıkarmak ise bizim elimizdedir. Bu kitap bize bunu nasıl yapacağımızı anlatıyor. Formül basit: Üç K. Kavrayın, konuşun, karşılıklı yapın. Peki biz kimiz? Bunu kitaptan bir alıntıyla görelim: "Dünyadaki tüm çocuk doktorlarının, tüm sağlık hizmeti çalışanlarının, tüm öğretmenlerin dilin çocuğun ilk üç yılındaki önemini bilmesi; ebeveyn bunu bilmiyorsa hiçbir anlam ifade etmez. Çocuğun ilk dil çevresi ebeveyne veya bakıcıya bağlıdır. Onlar olmadan gerekli gelişim gerçekleşmez." Başta anne-baba olmak üzere, teyze-dayı, hala-amca... kısacası çocuk dünyaya gözlerini açtığında çevresinde olan, onunla vakit geçiren herkes, hepimiz çocuğun dil çevresini zenginleştirmek için elimizden geleni yapmalıyız. Kitabın çevirisinin kötü olduğu, terim anlamlı sözcüklerin doğrudan çevrildiğinde dair birtakım eleştiriler var. Aslında ben buna çok takılmadım. Burada önemli olan öz ve bunun iyi anlatıldığı kanısındayım.
Otuz Milyon Kelime
Otuz Milyon KelimeDana Suskind · Buzdağı Yayınevi · 20203,943 okunma

Reader Follow Recommendations

See All
456 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 14 days
Yuval Noah Hariri'nin Sapiens'in devamı olan kitabı. Didaktik tarzda yazılmış kitapta, aslında oradan buradan duyduğunuz, yakın tarihin -Sapiens'e göre- pek çok olayını toplu bir şekilde görüyorsunuz. Temelde aynı inanç veya düşüncenin yattığı bir davranışın farklı yıllar ve farklı olaylar karşısında nasıl aynı sonuçları doğurduğunu hayretle izliyorsunuz. Bu yönüyle kitap sizi farklı düşünmeye, farklı bir açıdan bakmaya sevk ediyor. Yazarın örnek olarak seçtiği deney ve deney sonuçları insanın "tüylerinin diken diken olmasına" sebep oluyor. Tüm bunların yanında, yer yer tekrara düşerek sürükleyiciliğini kaybediyor. Anlatımı Sapiens kadar başarılı değil. Dolayısıyla "bir çırpıda okunan kitap" kategorime dahil edemeyeceğim. Ancak kitabın üçüncü kısmını sürükleyicilik konusunda yaptığım eleştirinin dışında tutuyorum. Bence kitabın en iyi bölümüydü.
Homo Deus: Yarının Kısa Bir Tarihi
Homo Deus: Yarının Kısa Bir TarihiYuval Noah Harari · Kolektif Kitap · 201712.2k okunma