‘Kürk Mantolu Madonna; Maria Puder’, ‘Üst Kattaki Terörist’in Alt Kattaki Komşusu; Nurettin ‘, ‘Yüzüncü Ad’ın Dul Kadını; Marta’, ‘Baltası Kadar Masum Katil; Raskolnikov’, ‘İsimle Ateş Arasında; Nihade’, ‘ 5 yaşında kocaman bir çocuk; Alper Kamu’, ‘Afili Filinta; Nuh Tufan’, ve dahası...
Ben kimseyi Ömer kadar sevmedim.
Öyle roman
çok güzel ütopik bir eser.ilk başlarda sıkılmştım ama birkaç sayfadan sonra kitap sizi esir alıyor adeta 1 günde okuduğum kitaplar arsındadır.Kurgusu ve konusu farklı.kült kitaplarım arasına girdi bile.
Türk edebiyat tarihinde kült olmuş muazzam bi eser. Yazarın duyguyu işleyişi ve okuyucuya yansitisiyla kesinlikle okunması gereken kitaplar arasinda ve her üniversite öğrencisinin elinde gördüğümüz beklediği ve hakettigi değeri geçte olsa bulmuş bir kitap.
Kitabı henüz bu sabah bitirebilme mutluluguna erişmekle beraber bu denli güzel bir eseri okumak için bunca vakit neden bekledigime hayıflandım açıkçası.Eser başlı başına bir kült roman ve Bay Orwell'ın harika zekasının bir izdüşümü resmen.Kitabın muhteviyatına deginecek olursak eser; W.Smitin'in 1984 Okyanusyasında yaşadıgi nefret-aşk, korku-cesaret, öfke-sakinlik gibi ikilemlerini anlatıyor.Bir yandan Parti ve Büyük Birader'in oluşturdugu korku imparatorlugu bir taraftansa Julia'ya duyulan amansız aşk. Sanıldıgının aksine aşk degil.nefret galip geliyor ironik olarak.1984 aslında kimi çevrelerce sosyalizmin ve komizmin anti-ütopik bir eleştirisi olarak kabul görüyor ancak bana göre eser Totaiter ve Despod rejimleri çok agır bir şekilde eleştiriyor. Son olarak bitabın 2000 sonrasi ülkelere nedenli benzedigi ise ayrı bir ironi konusu.
Yıl içinde okuduğum en sürükleyici hikayeye sahip romanlardan biri. Orwell sürükleyici üslubuyla insanı kitabın içine çekiyor. Kitapta tek sıkıcı olan yer içindeki kitap bölümü bana göre. Kitap içindeki kitap biraz felsefik ve tanımlayıcı olduğu için insanı yorabiliyor ama buna rağmen partinin zıt görüşünü ve kimsenin bilmediği örgütün varlığının insanlara umut olmasını sağlıyor. Kitabı 2 oturuşta bitirdim. Tabi bunda çevirmenin rolü de çok önemli çevirmeni burada cidden tebrik etmek istiyorum. Yazarın doğru anlaşılmasındaki en önemli faktör çevirmen. Kesinlikle kütüphaneniz bulunması gereken bir kült eser. Başucu kitabı olabilecek nitelikte ayrıca bu kitabın ardından Orwell'ın diğer önemli eseri Hayvan Çiftliğini'de okumadan geçemeyiz.
Büyük beklentilerle okumaya başladığım ve sonuna kadar beklentilerime karşılayan bir kitap oldu. George Orwell'ın yazdığı kabus senaryosunu okudukça günümüzde benzer şeyler yaşandığı duygusuna kapıldığım bir eser.Zihinlerin okunduğu hatta kontrol edildiği, bireysel özgürlüklerin ortadan kaldırıldığı,insanların tek tip hale getirildiği bir dünya düzeni okuyucuyu karşılıyor. Kitap sadece kendi çağına hakim olmakla kalmamış günümüze ve bence geleceğe de hakim olacak gibi görünüyor. Büyük biraderlerin hakimiyeti ve hipnozu altındaki halklar. Mutlaka okunması gereken kült eserlerden: Yazara hayranlık duydum ve hayvan çifliğini okumak için sabırsızlandım.