Batı kültür çevresi dışında bulunan uluslar için, en başta çekici olan, güç kazandıran bir alan olarak tekniktir. Tekniğin kolayca alınabileceği sanılır. Fakat teknik de insanın öteki varlık-koşullarından koparılarak, bir ülkeden alınıp öteki ülkeye sokulamaz. Çünkü tekniği meydana getiren bilim yahut insan, dünya özgürlük, doğa, devlet hakkında bir görüşün meydana gelmesine yardım eden felsefe, tekniğin kök saldığı tarihsellik (gelenek), bir ticaret eşyası gibi Avrupa kültür çevresine girmeye çalışan bir ülkeye nasıl aktarılabilir? Sonra da bu ulusun, aktarılan başarılar alanında, onların yaratıldığı ülkelerde olduğu kadar yaratıcı olabileceği nasıl sanılabilir?
Sayfa 107
"Her büyük millet, kendi hayatının evrim sırrını ve ebediliğe yönelen hayat yolculuğunun büyük kudretini felsefi sistemden çıkarır. Bugüne kadar İslam'ın ve Kur'an'ın felsefesi yapılmamış olduğu düşünülürse ne kadar gerilerde olduğumuz kolayca anlaşılacaktır. Felsefi kültür, mektebin temel taşıdır."
Sayfa 15 - Dergâh YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Biz buna kadercilik diyoruz
İnsan tarihe kendi idealleri açısından bakma hakkına kuşkusuz sahiptir. Ama aynı insan, tarihe bu ideallerinin "garip bir determinasyon"la gerçekle- şeceği bir alan olarak bakma hakkına sahip değildir. Burada her şeyden önce insanın kendisine karşı ahlaksal açıdan bir sorumsuzluğa sürüklenme tehlikesi vardır. İnsanın, ideallerini gerçekleştirmek için tek dayanağı yine kendisidir ve ona özgürlüğü getirecek hiçbir “determinasyon" yoktur.
Dilthey'a göre, doğal durumdan toplumsal duruma geçtikleri aşamadan bu yana in- sanlar kendi koydukları kural, değer ve normlardan örülü bir çevrede yaşamaktalar; kendi yaratıları olan bu kural, değer ve normlar, sonradan yine insan eylemlerini belirleyen neden ve motifler olmaktadırlar. Hatta öyle ki, Dilthey'a göre, insanlar kendi yaratıları olan bu "tinsellik"e öylesine gömülürler ki, bu "tinsellik" onların tüm yaşantılarını ve evrene bakış biçimlerini de belirler. Bu "tinsellik” kuşkusuz, tarihin ürünüdür ve hatta "tinsellik" bizzat "tarihsellik"tir ve insan bu tarihsellik içinde "tutuklu"dur.
Sayfa 85 - NotosKitabı okudu
İbadet kuralları yanında sezgi gücünü yükselten sema', raks, zikir teknikleri gibi vecd (extase) haline götüren yöntemler özellikle Anadolu'da tarikatlarla yayılmış, şehirlerde yüksek kültür çevrelerinde tasavvuf felsefesi ve Mevlevi tarikatı ile en yüksek noktasına ulaşmışken Türkmen halk çevrelerinde, Babai, Kalenderi, Abdal, Bektaşi erenleri ile bambaşka dini bir hayat ve başka bir yaşam tarzı egemen olmuştur. Dervişler ile medrese uleması ve Danişmendler arasında şiddetli bir rekabet görülmüştür. Ama devleti temsil eden otoriteler, özellikle devletin selametini her şeyin üstünde tutan bürokratlar, her iki akımı aynı anlayış ile benimsemişlerdir..
Sayfa 142 - Kronik KitapKitabı okudu
104 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Çay Kitabı - Okakura Kazuko Okakura Kakuzo 1863-1913 yılları arasında yaşamış, yaşadığı dönem Meiji devrine denk geliyor. (23 Ekim 1868-30 Temmuz 1912). Doğduğu şehir Yokohama yeni şehirleşmekte göçmenleri kabul eden bir liman kenti olduğundan batıdan geşen yabancılarla kolaylıkla etkileşime geçebilmiştir. Tokyo kraliyet üniversitenin ilk
Çay Kitabı
Çay KitabıOkakura Kakuzo · Alakarga Yayınları · 2014242 okunma
Reklam
Çay felsefesi sadece estetik bir terimden ibaret değildir bu terim aynı zamanda bizim doğa ve insan hakkındaki görüşlerimizi de kültürümüze ve inancımıza uygun olarak açıklar.
İSLAM TARİHİ VE SANATLARI KAYNAK
1. İslami İlimlerde Metodoloji Meselesi (2005), İstanbul: Ensar Yayınları. 2. Togan, Zeki Velidi (1981): Tarihte Usul, İstanbul: Enderun Yayınları. 3. Şeşen, Ramazan (1998), Müslümanlarda Tarih-Coğrafya Yazıcılığı, İstanbul: İsar Yayınları. 4. Humphreys, Stephen (2004), İslam Tarih Metodolojisi, İstanbul: Litera Yayıncılık. 5. Horowitz, Josef
·
Puan vermedi
Başka Bir Tabiat Tasavvuru
(0-44 s.): modernizm ve mekânsızlaşma
Seyyid Hüseyin Nasr
Seyyid Hüseyin Nasr
, 68’de Londra’da gerçekleştirdiği konferanslar dizisinde insan ve çevresini (surroundings) modern döneme göre tahlil etmiş. İnsanın etrafını saran mekânsal kapsamın tarihsel yaklaşıma nazaran nasıl farklı algılandığını bilgi felsefesi çatısında yeniden
İnsan ve Tabiat
İnsan ve TabiatSeyyid Hüseyin Nasr · İnsan Yayınları · 0103 okunma
Liberalizm iflas etmiştir ama verdiği sözleri tutmadığı için değil, bilakis tuttuğu için iflas etmiştir. İflas etmiştir, çünkü başarılı olmuştur. Liberalizm “daha fazla kendisi oldukça” iç mantığı ve iç çelişkileri daha görünür hâle geldikçe, iddialarını çürütüp liberal ideolojiyi fiili gerçekliğe dönüştüren patolojiler üretmiştir. Daha fazla eşitlik getirmek, farklı kültür ve inançlardan oluşan çoğulcu bir dokuyu savunmak, insan onurunu korumak ve tabii özgürlükleri genişletmek amacıyla yola çıkan bir siyaset felsefesi; pratikte devasa eşitsizlikler üretmekte, tek biçimliliği ve türdeşliği dayatmakta, maddi ve manevi yozlaşmayı hızlandırmakta ve özgürlüğü baltalamaktadır. Başarısı, yapacağına inandığımız şeyin tersini yapmasıyla ölçülebilmektedir.
Reklam
+1
Her erkek onu bilir. - Hemen hemen diyelim. Her kadın onu bilir. - Bu maalesef doğru değil. Bilmeyenlerse tanımak ister. Bilenler, tekrarını ister. Bilmeyenler, muhtemel ki bir şeyler kaçırdığını sezinler. Etrafında koca bir endüstri, abartılı bir söylem gelişmiştir. Sinema ve televizyonda, gazete ve dergilerde, kitap piyasasında ve internet platformlarında boy gösterir. Biyolojik işlevi yerini epeydir muazzam bir kültür pratiğine bırakmıştır. Cinsel hazzın doruk noktasından bahsediyorum. Tüm yaşam alanlarımızda, düşüncelerimiz, hislerimiz, hayallerimizde, özlemlerimiz ve arzularımızda öylesine yer etmiştir ki yer ile gök arasındaki hemen her şey üzerine düşünen felsefenin neden ondan kaçındığı merak uyandırır. Düşünürleri çekingen kılan utanç mıdır? Konuya ilişkin ciddi metinlerin sayısının bu denli az olmasının nedeni terminoloji eksikliği midir? Giderek alenileşen kamusallığımızda mahremiyete duyulan saygı mıdır? Medyatik söylem elbette bu utancı bilmez; orada onun hakkında çokça konuşulur, haberler verilir, yazılar yazılır ve yayınlar yapılır. Niceliği ve niteliği açısından kendisini aşan bir anlam atfedilmiş gibi görünür.
Sayfa 11 - Tellekt -Can Yayınları Düşünce-, İstanbul,2021.Kitabı okudu
Estetik Üzerine 1.Baumgarten-Aesthetica 2.Kant-Yargı Yetisinin Eleştirisi 3.Hegel-Estetik Dersleri 4.Schiller-İnsanın Estetik Eğitimi Üzerine Mektuplar 5.Benedetto Croce-Estetik 6.Terry Eagleton-Estetiğin İdeolojisi 7.Afşar Timuçin-Sorularla Estetik El Kitabı 8.Suut Kemal Yetkin-Estetik Doktirinler 9.İsmail Tunalı-Marksist Estetik 10.Estetik ve
110 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Yazar Baran Arslan ile Fotoğraf Hırsızı Üzerine
SADIK ÇİL: Üniversite yıllarından, öğrenci evlerinden, Mersin barlarından, kampüsteki eylemlerle yoğrulan, önce sendikayla sonrasında edebiyatla kesişen çeyrek asırlık dostluk. Baran merhaba. BARAN ARSLAN: Merhaba dostum. Tekrar bira arada olmak çok güzel. SADIK ÇİL: Kesinlikle çok güzel hele ki elimde romanını tutmak ayrı bir güzel. Ben seni
Fotoğraf Hırsızı
Fotoğraf HırsızıBaran Arslan · Kitapyurdu Doğrudan Yayıncılık · 20203 okunma
1.251 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.