Dolayısıyla şunu rahatça söyleyebiliriz ki, tarihi yazıp, onu bir kültür ve şuur kaynağı haline getirmedikçe, toprak altında kalan yer altı zenginlikleri gibi hiçbir anlam taşımaz... Montesquieu'nun da işaret ettiği üzere, Türk milleti tarihte ne kadar göz kamaştırıcı bir mevkiye sahip ise de, onu araştırmada, kültür hazinesi olarak hayatına katmada aklın alamayacağı kadar geri kalmıştır.
Kişi; Vicdan, akıl, özveri, fedakarlık, çalışma, ahlak, karşılıksız hizmet ve disiplinle kalbini nefsinin esaretinden, bencilliğinden kurtarıp tanısal saflıkta arındıracak. Fizik dünya yaşamını evrensel ve çağdaş değerlerle bilgi ve kültür yönünden zenginleştirirken ruhsal bilincini de yükseltecektir.
Reklam
Rönesans Felsefesi
Yine, 15.yüzyılda kağıdın Batı uygarlığın girişiyle birlikte matbaanın bulunmasının Rönesans'ın ortaya çıkışında önemli bir etki yaptığı kabul edilir. Bu gelişmelerin bilgi ve kültür ile öğrenim faaliyetinin üniversite dışında yayılımında, daha önce üzerlerinde âlimlerin çalışmış olduğu elyazması metinlerin geniş kitlelere erişmesinde ve bu arada eğitim ve kültür dili olmayan ulusal dillerin gelişmesinde doğrudan etkisi olduğu söylenebilir. Öte yandan 15.yüzyılın ortalarında yaşanan Protestan reformasyonu da Rönesans'ın gelişiminde önemli bir rol oynamıştır. Protestanların kutsal kitabın Latince değil de ulusal dillerde okunması gerektiği ısrarı sadece ulusal dillerin gelişiminde değil fakat okuryazarlığın gelişimi ile bilginin geniş kitlelere yayılmasında azımsanamayacak derecede katkıda bulunmuştur. Reformasyonun eğitim üzerinde de etkili olduğu söylenebilir. Sadece Protestan reformasyonunda da değil fakat Katoliklerin karşı reformasyonu da eğitim kurumlarının yeni baştan şekillenmesinde öncü bir rol üstlenmiştir. Bunu Avrupa'daki eğitim kurumlarını baştan aşağı değiştiren Jesuit tarikatlarının faaliyetlerinde açıkça görmek mümkündür. Sadece Protestanların değil Katoliklerin de eğitimde Lombard'ın Hükümleri'ni terk etmelerini, eğitim müfredatlarının, özellikle mantık araştırmalarıyla olan ilgisi bağlamında, daha az teknik hale gelmesinde azımsanamayacak bir rol oynamıştır.
C. Hendel
Hiç kuşku yok ki kendisinin gerçek bir felsefeciden beklediğimiz özgün ve dizgesel düşüncenin kanıtı olan yayınları da vardır. Yıllarca önce iki bilim adamı, Profesör Cassirer'in Töz ve işlev ve Einstein'ın Görelilik Kuramı (Substance and Function and Einstein's Theory of Relativity) adlı kitabını İngilizceye çevirme girişiminde bulunmuşlardı.
Romantik Akım Tiyatrosu (18. Ve 19.yy)
Romantik akım, 18. yüzyılın sonlarında ortaya çıkmış, 19. yüzyılın ilk yansında tiyatro sanatında parlak dönemini yaşamış, aynı yüzyılın ortalarında gücünü yitirmiştir. Fransız devrimini hazırlayan görüşlerde romantik düşüncenin tohumlan ekilmiştir. Alman idealist felsefesi ise bu akımın kuramsal temelini oluşturmuştur. Tiyatronun gün- cel sorunlannı kapsayacak biçimde geliştirilmiş olan romantik tiyatro düşüncesi, klasik akımın biçim kurallanna, eğiticilik anlayışına, tikıl ve mantık ölçülerine karşı çıkmış, tiyatronun yansıtması öngörülen gerçe- ğin, yeni bir tanımını yapmış, tiyatro sanatım yeni bir biçim, yeni bir işlev anlayışı içinde değerlendirmiştir.
Sayfa 132Kitabı okudu
Biz de bugün, bir cahiliyye içindeyiz... Tıpkı İslam'ın ilk geldiği günlerdeki cahiliyye gibi...Hatta daha da kötü... Çevremizdeki her şey cahiliyye damgası taşıyor... İnsanların düşünceleri ve inançları, alışkanlık ve gelenekleri, kültür kaynakları sanat ve edebiyatları yasa ve nizamları... Hatta İslâm kültürü, İslâm kaynağı, İslam düşüncesi, İslâm felsefesi olarak saydığımız şeylerin pek çoğu da bu cahiliyyenin yapısıdır.
Reklam
572 öğeden 461 ile 470 arasındakiler gösteriliyor.