Batılıların “Türk gibi sigara içiyor” sözünün benim için anlamı fazla tütün tüketmek ya da duman altı olmak değil; sigara paketini açmaktan yeni tanıştığımız birine bir dostluk ve barış hareketi olarak paketiyle uzatmaya, yakmadan önce sigarayı parmakların arasında yuvarlayıp içilecek kıvama getirmekten parmaklar arasında tutmanın ve dumanını üflemenin yüzlerce özel yoluna varana dek bazı toplumsal jestler ve onların bireysel yorumları (ve bu yorumları da bilmek, tanımak) demektir.
Sayfa 501Kitabı okudu
Yobaz-ı Anlamak
Yobaz" kelimesi, dinin kaynağındaki temel anlam sistemini bilmeden, dini yorumları darlaştıran ve dini kudret kazanma mekanizması haline getiren kimselere verilen addır. Her dinde yobaz vardır. Her din, kendi tarihi içinde belirli devrelerde yozlaştırılmış ve yobazların hâkimiyeti altında kalmıştır. Dinler tarihini inceleyenler, yozlaştırmanın ve kudret elde etmek için dini kullanmanın her dinin tarihinde yer aldığını bilirler. Bu anlamda, yukarıda yazılanları İslamiyet'e karşı alınmış bir tavır olarak yorumlamak yanlıştır; burada, belirli bir dünya görü- şünün, bir dizi kültür değerlerinin tartışılması yapılıyor.
Sayfa 304 - Kronik YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Milli Eğitim Bakanlığı, DPT (Devlet Planlama Teşkilatı) gibi hayati müesseselerde sol kadrolaşma almış başını gidiyordu.12 Mart hükümetleri kendi tabirleri ile "bir reform hükümeti" idi.Solun estirmiş olduğu propaganda neticesinde en başta Toprak Reformu olmak üzere bazı reformlar olmazsa olmazlardandı. Kültür hayatındada bir değişiklik olmuş ve ilk defa bir Kültür Bakanlığı kurulmuştu.1970'li yılların başında MEB tarafından yayınlanmaya başlamışolan Bin Temel Eser serisi yayınları Kültür Bakanlığına devredilmiş ve bakanlığın ilk icraatı ise bu yayınları durdurmak olmuştu. Devlet gazetesinin yayın ve yorumları ise yapılan bu yanlışların doğrultulması istikametinde idi.
"Türk Hava Kuvvetleri Keşif Uydu Komutanlığı bünyesinde görev yapan Göktürk 1 uydusu da 700 km mesafeden bu görüntüyü yüksek çözünürlükle fotoğrafladı. (...) Türkiye'nin 700 km mesafeden yüksek çözünürlüklü bir askerî uyduya sahip olamayacağını "700 km değildir, 700 metredir o" diyerek inkâr edenlerin yorumları aslında bir zihniyete işaret etmekte. Bugün toplumumuzun önemli bir kesimi hâlâ Osmanlı İmparatorluğunun Batı karşısında gerilemeye başlaması ile bu topluma sirayet eden aşağılık kompleksi ile malul. Bu zihniyete göre bizden adam olmaz, biz yapamayız, biz üretemeyiz, yaparsa ancak Batılılar yapar, biz de onları taklit ederiz. Sanayi ve teknolojide, montaj sanayisi kavramında ifadesini bulan bu zihniyetin izlerini Kültür, Sanat, Akademi ve diğer sektörlerde görmek mümkün. (...) Nasıl ki sanayide montaj sanayisi ve batılı firmaların distribütörleri var; akademi, kültür ve sanatta da distribütörler ve montaj üretim yapanlar var. Batı'da üretilen bir teori, fikir ya da konsepti Türkiye'ye uyarlamak ya da o teorinin, fikrin ya da konseptin Türkiye'deki distribütörlüğünü yapmak bunların en büyük başarıları. (...) Artık toplumumuzun ve gençliğimizin önemli bir kısmı Türkiye'nin de başarabileceğini ve üretebileceğini gördü ve buna inandı. (...) Türkiye yaptıkça, ürettikçe, dünyaya ihraç ettikçe; yapamayız edemeyiz diyenlerin sayıları azalacak."
Kaldı ki bu hâtıraları yazan büyük ustalar, derin nüfuz kâbiliyetleri, engin bilgi, tecrübe ve tefekkür yüklü yorumları ile bizim senelerce yanından geçip de görmediğimiz bir çeşmeden, bir mescitten, yoldan geçen bir satıcının sesinden, hattâ bir ulu çınarın gölgesinden medeniyet târihimizin derinliklerine yol bularak bizi geçmişe götürür, geçmiş, hal ve gelecek arasında kültür akışının devamlılığını sağlar.
KubbealtıKitabı okuyor
Geri114
145 öğeden 141 ile 145 arasındakiler gösteriliyor.