Unutmak, yanlışları tekrarlaması bakımından sakıncalıdır. Aptallar unuturlar. Unutmak cahilliğe yol açar. Kinciler unutmaz ve bilgilerini kendilerini de yok edecek yönde harcarlar. Akıllılar, unutmayan ama bilgilerini kendileri ve idealleri için olumlu enerjiye çevirebilenlerdir.
Çocuklar anne-babaları için bağlayıcı, zorlayıcı, dayatmacı canlılardır. Ebeveynin gözünün yaşına bakmazlar, hep haklıdırlar ve hep talep ederler. Sonsuz zamanınız olsa, hepsini alır ve dahasını da isterler.
Bizim de aydınlanma vaktimiz geldi. Doğma vakti gelen bir bebeği nasıl durduramazsanız, bu topraklarda yüzyıllardır ışığı bekleyerek yaşayan insanların da aydınlanmasını öyle önleyemeyeceksiniz.
Nasıl anlatsam nereden başlasam bilemiyorum. Buket Uzuner mutlaka tanışılması gereken şahane bir kaleme sahip. Kumral Ada Mavi Tuna'yı yıllardır neden beklettim ???
Aslında benim için kitapların hep bir zamanı olduğunu düşünürüm o vakit gelmeden okuyamam. Bu sene çok doğru bir zamanlama oldu. On yıl önce aynı lezzet aynı tat olur muydu ??? Sanmıyorum...
Aşk..Tutku..Sadakat.. Ustaca örülmüş olaylar örgüsü ve her biri için ayrı üzülüp sevindiğimiz karakterler ile bezenmiş hikâye. Herkesin kendinden bir parça bulacağı hatta mutlaka kendini gördüğü bir karaktere rastlayacağı muazzam bir kitap..
Vee Tunaaaa...Erkek olmak için maço, duygusuz, ruhsuz olmak gerektiğini düşünenlerin tam tersi bir erkek profili Tuna. Öldürmeyi, savaşmayı, kadın üzerinde baskı ve hakimiyeti sevmeyen, sağduyulu,düşünceli, merhametli, sadık nahif Tuna...
Kendi iç savaşını yaşadığı anlar ülkede çıkan iç savaş ile paralel anlatıldı bize. Yanılsama ve gerçeklik o kadar iç içe geçti ki çoğu zaman gerçek olan ne ?? Rüya olan ne ?? anlamakta güçlük çektim ama sonunda netleştirebilmeyi başardım.
Bu hikâyede benim kahramanım Tuna...
" Bir çocuk gördüm uzaklarda
Gözleri kederli hatta korkulu.
Her şeye rağmen bir an gülümsedi çocuk,
Sıcak, sade ama biraz kuşkulu....
** ***
Ben böyle yürek görmedim, böyle sevgi
Şimdi çocuk büyümekte günbegün
Bütün hüzünleri okşadı birer birer
Gizli bir ümide sarılarak, biraz küskün."
youtu.be/eoOZj7CYmL0
Sormak... sormak cesaret ister! Sorabilmek bağımsız olmayı gerekli kılar ve işte bizde eksik olan bu cesaret! Göğsünü jiletlemeyi, ölüme koşarak gitmeyi ben cesaret saymıyorum, o ancak bir cinnet olmalı!"