Bir Okur

Reklam
An itibariyle bir Bach sonatı gibi yaşıyorum. Hiçbir yere bağlanmadan, öylesine havada süzülerek, buruşmuş bir halde, karanlık, herkes için aşikar olsa da özünde anlaşılmaz.*
Şair çizgiyi geçmiş ben çizgide kalmıştım, ne ölüme doğru ilerleyebiliyor ne hayata geri dönebiliyordum. İçimde bir şey sürekli olarak bir boşluktan aşağıya düşüyor, yere çarpmadan hemen önce durup tekrar yukarıya dönüyordu, tamamlanamayan bir ölüm yaşıyordum.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Neticede hepimiz bugünden kaçmaya uğraşıyoruz işte. Bazılarımız geriye bazılarımız ileriye, bugüne bir çare bulamıyoruz çünkü.
Bir şeyler değişiyordu içimde, ne olduğunu tam kavrayamadığım bazı düşüncelerle duygular yıkılıyor, yerlerini yenilerini bırakıyordu. Cevapları beni dehşete düşüren sorular keşfediyordum.
Reklam
"biz anlatmamak üzere eğitilmiştik, kimliğimizi sırtımıza yazarlar, kabuğumuzu sıkıca üstümüze kapatırlardı, böylesine çabuk ele vermezdik kendimizi."
biz kendimiz olmadan, sahip olduğumuz hiçbir şey gerçek anlamını bulamaz!
yaşamında, var olmanın sorumluluğunu alan insan, olgun insandır.
Büyük olasılıkla onun için yaptığınız şey, onun sizin için yapmasını dilediğiniz şeydir.
Sevgiyi ifade etme yönteminiz, aynı zamanda sevildiğinizi hissetmenizi sağlayacak şeyin bir işaretidir.
Reklam
Ona gerçek ve uzun ömürlü sevginin bir seçim olduğunu, birbirlerini doğru sevgi diliyle sevmeyi öğrenirlerse bu sevginin yeniden doğabileceğini anlattım.
İfade edilmeyen kızgınlık nefrete dönüşür.
Kendimizi önemli hissetme ihtiyacı, çoğu davranışımızın gerisindeki duygusal güçtür. Yaşam başarma arzusuyla anlam kazanır. Yaşamımızın bir anlamı olsun, varlığımız bir işe yarasın isteriz.
Unutmayın ki, duygular ne iyidir, ne de kötü. Onlar yalnızca yaşamdaki olaylara karşı psikolojik tepkilerimizdir.
Ştolts bilmiyordu: Olga ilk aşk coşkunluğunu yaşamış, genç kızların gözleri kapalı atılış, kendini kaybediş çağını geçmiş, tabiatının elverdiği ölçüde kalp ağrıları çekmişti.
261 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.