Şanzelize Düğün Salonu, oldukça akıcı, zamanlar arasında geçişler yaparken bunları birbirine iyi eklemleyebilen bir roman. İnsanda, sonunu getirme isteği uyandırıyor. Tarık Tufan, kendine has bir üslup geliştirmiş. Aforizmaların sıklıkla yer bulduğu bir anlatımı var.
Okuduğum ilk Tarık Tufan eseri olan Şanzelize düğün salonu beni yeni bir yazar tanımanın mutluluğuna eriştirdi. Fazlasıyla akıcı olan kitabın konusu da başından sonuna kadar ilgiyle okumamıza yardımcı oluyor.
Dergah ve dünya arasına sıkışan bir nefsin mucadelesini, aşk karşısında her şeyin önemini yitiren bir ruh haline gelmesini, o ruhun karamsar hayallerini, iç burkan yalnızlığını, başı boş hallerini çok güzel yansıtıyor yazar. Karakterimizin annesinin ölümünden sonra tanıştığı bir kadına aşık oluşuyla ve ondan sonra yaşanan ruhsal değişimler kitabın ana konusu..
eleştirecek yanına gelirsem yazarın dili çok akıcı konu sürekleyici giderken bir anda konuyu uzatması döne döne tekrar etmesi bir kapıyı 40 saatte açamaması beni çok yordu sayfaları hep
atlamama sebep oldu açıkçası .
..bas karakter sağlam oluşturulmuş ama yan karakter Superman modunda..okuyanlar anlayacaktır ne demek istediğimi ipucu olmasın diye anlatmayayım..yani bu kitabı sevip sevmeme konusunda çok kararsızım yani sevdim de az mı sevdim ne öyle bişe ;)
ben romanın böyle bitmesine de hazır değildim sonu daha farklı olur diye bekledim ama olmadı sağlık olsun Tarık Tufan hocamın emeğine sağlık :)
iyi okumalar dilerim