Zaman zaman çok yalnızım Kalbiye
Bugün ağlayarak kurabiye yerken,
Çay fincanında kendimi seyrederken
Çay beni içti, ben de çayı Kalbiye
Ruhumdan çaylar aktı saatlerce
Cehaletten Kurtulma Sanatı kitabı üzerine yapacağımız çevrimiçi söyleşide 30Temmuz’da bizlerle olacak.
Tarihte kanunlar veya kurallar değil, kişiler ve onların şahsî dehâları önemlidir. Tarihin doğal
Zaman zaman çok yalnızım Kalbiye
Bugün ağlayarak kurabiye yerken,
Çay fincanında kendimi seyrederken
Çay beni içti, ben de çayı Kalbiye
Ruhumdan çaylar aktı saatlerce
Âşık olduğu için kahve döküyordu terliklerine
Uygarlık iletişimdir, demişti bana. Eğer bir şeyi ifade edemezsen, o şey var sayılmaz. Anladın mı, sıfırdır. Karnının aç olduğunu varsayalım. "Karnım aç" demen yeterli. Ben bir kurabiye istiyorum" demezsen, sana kurabiye yok.
Mustafa Çiftci'den okuduğum 3. kitap...ne yazarsa okurum dediğim hikaye yazarlarından biri...
Mustafa Çiftci bu kitabında da bozkırın sesi, nefesi olmuş. Yokluk içerisindeki varlığı, gariplik içerisindeki umudu, anasının kederlenmesine dayanamayıp onu güldüren oğulları, oğullarının sesinden her seyi anlayan babaları...daha neler
"bana ne gerek biliyor musun?" diye sordu glenna.
"ne?"
"bir kurabiye daha," diyen glenna eğilip kutuya baktı. "sence bir kurabiye daha yemeli miyim?"
ig, duygudan yoksun bir sesle karşılık verdi ona: "seni durduran ne?"
"bir tane yedim ve artık aç değilim. ama daha fazla yemek istiyorum. kutudaki bütün kurabiyeleri yemek istiyorum."
"bütün kutuyu?"
"bana kalsa ellerimi bile kullanmam. kafamı kutuya gömüp yemek istiyorum."
Narsist eşleri olan bireylerin çok şaşırdıkları bir durum vardır; "Nasıl oluyor da akşam, ağza alınmayacak sözler sarf ettikten, 'Boşanalım o zaman!' dedikten, kapıyı çarpıp gittikten sonra, ertesi gün hiçbir şey olmamış gibi gelip sarılıyor, yanağımdan öpüyor?" diye hayrete düşerler. Narsist birey akşam yaptıklarının sorumluluğunu üstlenecek olgunluğa sahip olmadığı gibi, kendini dissosiyasyonla koruduğu için akşamki davranışlarını sabah unutmuş da olabilir. Her iki durumda da geri dönüp sarılması şu anlama gelir: "Haydi, ben sana bir kurabiye vereyim, sen de bana bir kurabiye ver!" Çocuklar da öfke nöbetlerinde avaz avaz bağırdıktan, kendilerini yere atıp tepindikten, istedikleri olmadı diye anneye: “Seni sevmiyorum, sen git!” diye bağırdıktan birkaç dakika sonra tatlı tatlı oyuna dalmazlar mı?