Varlığın olduğu gibi, yaratıcı sanatın da temel yasalarından biri olan aşma, önce bir “hayır” demeyi, bir “olumsuzlaş- mayı” (negation) gerektirmektedir. Bu olumsuzlamanın en genel şekli, Yüksel’in “resim”e hayır deyişinde görünür. Onun “resmi” (peinture), bir “re sim karşıtı”dır (anti-peinture). Bu ayrıca, sanatın insandan ayrı ve onun kar şısına dikilen bir gerçek olmasına, yani “sanat içinde yabancılaşmaya” karşı çıkmaktır; insan kişiliğinin ve hür varlığının temel bir şart olarak ileri sürü lüşüdür. “Ressam” değildir o, “resim yapan insan”dır. Görünmeyeni görünür, sezilmeyeni sezilir hale getirmek için giriştiği çalışma, ilkin, resmin yabancı laşmış dünyasını aşmakla işe başlamak zorundadır. Eserlerine “Arture” adını verişi de bundan ötürüdür ve “Arture”ün, “yazıldıktan sonra bozulması iste nen yazının üzerine çekilen çizgi” anlamına gelen “Rature” kelimesindeki harf düzeninin değiştirilerek elde edilmiş olması, bence yukarda açıklamaya çalıştığımız eğilimin belgelenişidir. Aynı aşama eğilimi, sanatçının, ömrü bir kaç yıl süren moda-resim anlayışlarının dışında kalmasında, daha açık ve özel bir biçimde dile gelir. Ayrıntılara inecek olursak, sanatını kuran unsurla ra karşı da aynı aşamayı gerçekleştirmeye çalıştığını görürüz. Dışardan aldığı unsurların yanı sıra, içinden çıkmış olduğu toplumun sanat ürünlerine, yeni yerli unsurlara karşı da aşıcı bir tavır tutturmuştur.