RİSALE-İ NUR’UN İÇYÜZÜ) ABDULLAH TEKHAFIZOĞLU
İbn Kayyım el-Cevziyye, İgasetu’l-Lehfan fi Mesayidi’ş-Şeytan adlı eserinde der ki: Peygamberlerden başkaları, şahsî düşüncelerinde ve ilhamlarında hata da ederler, isabet de. Onların zan ve ilhamları, düşünceleri ve hatıraları 80, Allah’ın kulları için delil ve hüccet niteliği taşıyamaz. Allah’ın ilhamına mazhar olanların sadatı, ashab-ı
1. BÖLÜM SAİD NURSÎ, NUR RİSALELERİ VE İLİM 1.1. SAİD NURSÎ’NİN TAHSİL HAYATI Risale-i Nur müellifinin tahsil hayatı üç aydan başka mevcut olmadığı halde (...)10 Evet o zât (Said Nursî) daha hal-i sabavette iken ve hiç tahsil yapmadan zevahiri kurtarmak üzere üç aylık bir tahsil müddeti içinde ulûm-u evvelîn ve âhîrine ve ledünniyat ve
Reklam
"Ya Rasûlallah! Hani Müslümanlar'ın bir vücut gibi olduklarını haber vermiştin. Vücudun bir organı acı çektiğinde sâir organlar sabahlara kadar nasıl uykusuz kalırsa, İslâm Coğrafyası'nın bir noktasındaki acının hissedilmesi de her bölgede aynı olacaktı. Nerede bizim ızdırabımızı duyup uykuları kaçacak, sıtma nöbetine girecek o Müslümanlar? Onlar Kur'ân-ı Kerîm ve Sünnet-i Seniyye'nin hâsılası mahiyetinde olan fıkıh mecmularını da okuyor, şu fetvayı da biliyorlar: 'Eğer kâfirler Alem-i İslâm'ın doğusunda bir Müslüman kadını esir alsalar, batıdaki bütün Müslümanlara o kadını fidye vererek kurtarmak vacip olur..."
Uhud için okçular tepesi neyse evlerimiz de bizim için aynıdır…
Bu büyük müdafaada en büyük görev, annelerimize düşmektedir. Bir evde asli görevinin şuuruna varmış bir anne varsa o ev yıkılmaz bir kale gibidir. Şuurlu annelerin bulunduğu evlerin gündemleri Kur'an ve Sünnet'tir. O evlerde erkeğin ya da kadının da değil sadece Allah'ın sözü geçer.
Eski Şeriatler
Üçüncü bir kavle göre, eski şeriatlerin hükümlerinden, Kur'an ve sünnette haber verilip neshi sâbit bulunmayanlar, Hazret-i Muhammed'in şeriati hâline gelir. Hanefilerden Ebû Mensur, Kâdi Ebû Zeyd, Serahsî ve Pezdevî ile müteahhirîn ulemâsının tamamı böyle düşünmektedir. Hanefî mezhebindeki muhtar kavil de budur. Hazret-i
KÜSTAHLIKTA SON SINIR!
İnsanların, kendilerini yaratan Allah'a karşı küstahlık etme ve cür'etkârlık gösterme konusunda ne kadar ileri gidebileceğini gösteren bir âyet var. Bu âyet üzerinde bir miktar duralım, hayatımız için sonuçlar çıkarmaya çalışalım. Rabbimiz buyuruyor: "Âyetlerimiz kendilerine apaçık birer delil olarak okunduğunda, (öldükten sonra)
Reklam
Bir zamanlar Basra vilayetinin halkı İbrahim-i Edhem hazretlerine müracaat ederek dualarının kabul olunmadığından şikayet etmişler. "Halbuki Cenâb-ı Hakk'ın duaların kabul olunacağına dair sözü vardır." demişler. İbrahim-i Edhem hazretleri cevaben şöyle buyurmuşlar: "On şeyden dolayı sizin kalpleriniz ölmüştür. Tabiatiyle
Sayfa 46 - Server yayınları (1.cilt)Kitabı okuyor
"Ya Rasûlallah! Hani Müslümanlar'ın bir vücut gibi olduklarını haber vermiştin. Vücudun bir organı acı çektiğinde sâir organlar sabahlara kadar nasıl uykusuz kalırsa, İslâm Coğrafyası'nın bir noktasındaki acının hissedilmesi de her bölgede aynı olacaktı. Nerede bizim ızdırabımızı duyup uykuları kaçacak, sıtma nöbetine girecek o Müslümanlar? Onlar Kur'ân-ı Kerîm ve Sünnet-i Seniyye'nin hâsılası mahiyetinde olan fikıh mecmularını da okuyor, şu fetvayı da biliyorlar: "Eğer kâfirler Âlem-i İslâm'ın doğusunda bir Müslüman kadını esir alsalar, batıdaki bütün Müslümanlara o kadını fidye vererek kurtarmak vacip olur..." Mazlumların hâli ne kadar oruç tuttuğumuzun ya da Allah Teâlâ katında orucumuzun nasıl kabul edildiğinin bir göstergesidir. Mazlumlar, Kur'ân'a, Sünnete ve fıkha bakıyorlar, sonra da bir milyar sekiz yüz milyon Müslüman içerisindeki sahipsizliklerine bir anlam vermeye çalışıyorlar. Onların çözemediği bu müşkil durumun çözüm yeri mahşerdir.
Sayfa 27 - Hüküm KitapKitabı okudu
Müctehid İmam Ebu Amr Abdu’r-Rahman bin Amr el-Evzai’nin İ’tikadi Görüşleri اعْتِقَادُ أَبِي عَمْرٍو عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ عَمْرٍو الْأَوْزَاعِيِّ 315 - أَخْبَرَنَا الْحَسَنُ بْنُ عُثْمَانَ , قَالَ: أَخْبَرَنَا أَحْمَدُ بْنُ حَمْدَانَ , قَالَ: حَدَّثَنَا بِشْرُ بْنُ مُوسَى , قَالَ: حَدَّثَنَا مُعَاوِيَةُ بْنُ عَمْرٍو , قَالَ: حَدَّثَنَا أَبُو
Allah'ın kelâmına dikkat etmek lazım. Onun için bizim gibi avâmdan olan insanlar büyük alimlerin yazmış olduğu, dinimizi iyice hazmetmiş olan, ömrünü verip de iyice anlamış olan insanların anlattığı kitapları okumalı. Çünkü Kur'ân-ı Kerîm'i anlamak kolay bir iş değildir. Anayasayı okumak gibidir. Ona da benzemez ya... Hukukçu olmayan bir insan anayasayı okuyup da ne anlayacak?
Sayfa 159
Reklam
YAZGIDA VARSA CÂNÂ , YOKSA KULLÎ A’MA.
Bugün oturdum biraz 😎İslam ilimi ,biraz 📕edebi bazı yerlerde 🗡Osmanlıca lügât’larını sözlüklerini inceledim aklıma bu güzel cümle geldi ve sizinle paylaşmak istedim. 1) 🪬 Yazgı ; Halk ağzında kader, alın yazı olarak biliniyor. Ayrıca ablamın ismi hatta bu ismi koyduğunda doktor ağır bu isim göbek adı olarak Nurcan koyalım demiş ve
"Tercümeler devrinden sonra İslam'da fikir hareketleri başladı." Diye yanlış bir kanaat var. Bize bunu müsteşrikler zerk etti, hocalarımız da bunu tekrar etti. Hâlbuki bizim medeniyetimiz Kur'an ve sünnet medeniyetidir. Hiçbir müessese yoktur ki nokta şeklinde de olsa peygamber devrinde bulunmamış olsun. Ben bu meşrepteyim. Onun için bizim medeniyetimize tercüme medeniyeti diyenler bu ifadelerini yalnızca felsefe, matematik veya astronomi alanları ile sınırlandırmalılar. bizim medeniyetimiz yalnızca felsefe ve teknik ilimlerdeki gelişmelerle oluşmamıştır. Kur'an'dan kaynaklanan bir içtimai kuruluşumuz var, bunu göz ardı edemeyiz. Kur'an ve peygamber yalnızca din değil, aynı zamanda bir ümmet ortaya çıkarıyor. Toplum, ümmet demeye layık hale getirilmeseydi felsefe ve fen bilimleri ne verebilirdi. Sık sık tekrar ettiğim "yetlû, yuallimu, yüzekkî" müesseselerini lütfen ciddiye alın. Bu bizim müesseselerimizin Kur'anî ve İslâmî olduğunu gösterir.
Kısa kısa...
Asr-ı saâdet, motivasyon kaynağım olabilir ama bitmiş bir dönemdir.. Kur'ân ve Sünnet aslî kaynaktır, evet ama bununla birlikte; içtihâd, rey, tarihsel tecrübe de, dinimi anlamada bana esneklik sağlar.. İslâmiyet ilâhî; Müslümanlık, ilâhî olanı algılayış şekli diyebilirim.. Totaliter bir İslâm algısı, semtime selam veremez.. İnandığım dinin yüce kitabının mesajının, hem bireye hem de evrenselliğe yönelik olduğu kanâatini taşıyor olmamla birlikte; Kur'an'da her bilginin cevabının kesinkes bulunduğu yönündeki bir görüşü, insana verilen akıl nimetinin hikmetine muvafık görmediğimden ötürü mâkûl bulmuyorum desem... Şimdilik bu kadar ve sadece bir fikir beyânı bunlar... Din Allah'ın, onu anlamak bizim... Neyse...
314 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.