246 syf.
·
Not rated
İmanın ötesinde yalnızca küfür, İslam'ın ötesinde sadece cahiliye vardır, Hakikatin ötesi de delalettir. Bir şey İslami değilse cahilîdir.. Seyyid Kutub 1906-1966 yılları arasında Mısır'da yaşamış düşünce ve aksiyon adamıdır. Çoğunlukla İslâmî ve siyasî hareketler içerisinde, özellikle de İhvân-ı Müslimîn teşkilâtının aktif
Yoldaki İşaretler
Yoldaki İşaretlerSeyyid Kutub · Beka Yayınları · 20144,901 okunma
İslam'ı çağa uydurma veya uyarlama gibi bir derdimiz yoktur. Fakat Allahın diniyle yaşanan hayat arasında bağ kurmak gibi bir derdimiz vardır. Din ile hayatı karşı karşı ya getirmemek gibi bir derdimiz vardır. Akıl ile vahyi birbirinden koparmamak gibi bir derdimiz vardır? Bu dert benim kişisel derdim değildir. Bu dert bu ümmetin derdidir. İslam Allah'ın dinidir, babamızın tapulu malı değil. İnsanlık Allah'ın kullarıdır, bizim kullarımız değil. Kur'an insanlığa gönderilmiş bir hidayettir, kapı kulu edindiğimiz cemaate özel rehber değil. Kur'an'ın öngördüğü dindarlığın en bariz vasfı sürdürülebilirliktir. İslam her çağda sürdürülebilir ve yaşanabilir bir dindir. Onu yaşanamaz eden, onu bir zaman ve mekânda donduran ve taşlaştıran zihniyettir.
Reklam
"Kâinattaki zeval, firak ve adem zahirîdir. Hakikatta firak yok, visal var. Zeval ve adem yok, teceddüd var. Ve kâinatta her şey, bir nevi bekaya mazhardır. Ölüm, bu âlem-i fâniden âlem-i bâkiye gitmektir. Ölüm, ehl-i hidayet ve ehl-i Kur'an için, öteki âleme gitmiş eski dost ve ahbablarına kavuşmağa vesiledir. Hem hakikî vatanlarına girmeye vasıtadır. Hem zindan-ı dünyadan, bostan-ı cinana bir davettir. Hem Rahman-ı Rahîm'in fazlından, kendi hizmetine mukabil ahz-ı ücret etmeye bir nöbettir. Hem vazife-i hayat külfetinden bir terhistir. Hem ubudiyet ve imtihanın talim ve talimatından bir paydostur. Azrail Aleyhisselâm bugün gelse, hoş geldin, safa geldin diye gülerek karşılayacağım."
İslam, inanç ve yaşayışın, huzur ve barışın, kimlik ve mensubiyetin, kültür ve medeniyetin esasıdır. Mükemmel ve canlı bir hayat nizamı olan İslam, hakkı ve hikmeti içeren evrensel yasalar bütünüdür.
Hayata ve olaylara, şartlanmışlıktan kurtularak bakılırsa, İslam'ın insan ve hayat gerçeğine cevap veren sağlam ve sürekli ilkeler içerdiği, buna karşılık beşeri ideolojilerin sağlam temellere dayanmadıkları, yanlı davrandıkları ve bu yüzden de insanların temel haklarını ve meşru menfaatlerini koruyamadıkları açıkça görülür.
İşte, ey şeytanın desîselerine mübtelâ olan bîçâre insan! Hayat-ı diniye, hayat-ı şahsiye ve hayat-ı ictimâiyenin selâmetini dilersen ve sıhhat-i fikir ve istikamet-i nazar ve selâmet-i kalb istersen; muhkemât-ı Kur'âniyenin mîzanlarıyla ve Sünnet-i Seniye'nin terâzileriyle a'mâl ve hâtırâtını tart. Ve Kur'ân'ı ve Sünnet-i Seniye'yi dâima rehber yap. Ve اَعُوذُ بِاللّٰهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ de, Cenâb-ı Hakk'a ilticâda bulun.
Reklam
Eğer korkunuz mesleğimden ve Kur'âna ait dellâllığımdan ve kuvve-i maneviye-i îmâniyeden ise; ellibin nefer değil, yanlışsınız! Meslek itibariyle elli milyon kuvvetindeyim, haberiniz olsun! Çünkü, Kur'ân-ı Hakîm'in kuvvetiyle, sizin dinsizleriniz dâhil olduğu hâlde, bütün Avrupa'ya meydân okuyorum. Bütün neşrettiğim envâr-ı îmâniye ile, onların fünûn-u müsbete ve tabiat dedikleri muhkem kalelerini zîr ü zeber etmişim. Onların en büyük dinsiz feylesoflarını, hayvandan aşağı düşürmüşüm. Dinsizleriniz dahi içinde bulunan bütün Avrupa toplansa, Allah'ın tevfikiyle beni o mesleğimin bir mes'elesinden geri çeviremezler; inşâallâh mağlûb edemezler!.. Tarihçe-i Hayat
Canan kendisini,iyi niyetli taşralı öğretmenlere benzeten uzun poplin etekliklerden alırdı,ben kendimi daha önceki soluk taklidime benzeyen aynı gömleklerden... Daha sonra kaymakamlık,Atatürk heykeli,Arçelik Bayii,eczane ve cami arasında başımızı kaldırmayı akıl edersek,Kur'an kursuyla yaklaşmakta olan toplu sünnet töreninin bezden ilanları arasında gözüken kristal mavisi gökte bir jetin bıraktığı beyaz ve narin çizgiyi farkeder,ellerimizde kağıttan paketler ve plastikten torbalar bir an durup göğe aşkla bakar,hemen arkasından soluk kravatlı soluk memura şehir hamamının yerini sorardık.
Sayfa 75
Sıvası dökülmüş duvarlar gördüm,ihtiyarlığın eşiğine gelmiş şarkıcıların gençlik afişlerini,bahar sellerinin sürüklediği bir köprüyü ve başparmağım büyüklüğünde Kur'an-ı Kerim'ler satan Afgan göçmenlerini gördüm.Canan'ın kumral saçları omuzlarına dökülürken başka şeyler de görmüş olmalıyım.Garaj kalabalıkları,mor dağlar,pleksiglas(plastik cam)panolar,kasaba çıkışlarında bizi kovalayan mutlu ve neşeli köpekler,otobüsün bir kapısından girip öteki kapısından çıkan umutsuz satıcılar.
Sayfa 62
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.